Einstoffen

Einstoffen

Avangart Zarafet

Bağımsız İsviçreli marka, çiçeklerin karmaşık çizgilerinden ve kıvrımlarından esinlenerek, benzersiz frezeleme tekniğini kullandı. Sonuç, muhteşem 2025 koleksiyonu Sopraterra…

Einstoffen, 2008 yılında Ramon ve Raphael Büsser ile Christian Gisler tarafından kurulan bağımsız İsviçreli gözlük markası olarak, ahşap ve taş gibi doğal malzemeler kullanmasının yanı sıra deney ve kombinasyona olan sevgisiyle tanınıyor. Einstoffen, çevresine dikkat eden ve hayattan keyif alan bağımsız fikirli bireyler için gözlük ve moda yaratıyor. Markanın ürünleri İsviçre’de tasarlanıyor ve bazen sıra dışı malzemeler veya abartılı detaylar içeren titiz bir süreç kullanılarak üretiliyor. Tutkuları ahşap veya taş gibi doğal malzemelere aittir. Elle işlenen bu malzemeler, organik ve sürdürülebilir Einstoffen görünümünün ana bileşenlerini oluşturuyor. Ancak marka, malzemelerin ötesinde daha çok deneysel tasarım arzusuyla tanımlanıyor. Çünkü marka, ancak alışılmadık olanla karşılaşıldığında yeni ve sınırları aşan tasarımların ortaya çıktığını savunuyor. Diğer premium markalar arasında bağımsız kalmayı felsefesinin temeline yerleştiren Einstoffen, 2025 yılına en yeni koleksiyonu Sopraterra ile merhaba diyor. Sopraterra koleksiyonunda ince işlenmiş frezeler ve birinci sınıf gözlük zincirleri dikkatleri çekiyor. Sizlere Einstoffen’in Kurucu Ortaklardan Ramon Studer ile titizlikle işlenmiş yeni çerçeveleri içeren Sopraterra koleksiyonu hakkında yapılan röportajı sunuyoruz.

Merhaba Ramon, yeni koleksiyonunuz için Sopraterra ismini seçtiniz. Sebebini öğrenebilir miyiz?
Doğaya ve özellikle yeryüzüne değer veren bir markayız. Felsefemizin temelinde çalışanlarımız, iş ortaklarımız ve toplum kadar dünya-doğa ile olan saygı odaklı bağımız da yer almaktadır. Yeni koleksiyonumuzun oluşum aşamasında çiçeklerden ve botanikten ilham alan tasarımlar hazırlamak istedik. Doğal yapıları ve renkleri yakalayıp vurgulayan gözlükler üzerine odaklandık. Başlangıç noktamız buydu. Sonra bir Cuma akşamı, Raphael ve ben bir restoranda otururken; masanın üzerinde ‘Sopraterra’ adlı bir müzik grubunun el ilanını gördük. Spontane bir şekilde konserlerine gittik ve konser sonrası yeni koleksiyonumuzun adının Sopraterra olacağı netleşti.

Gerçekten de az rastlanır bir durum. Sopraterra sözlüklerde olmayan, türetilmiş bir isim. Peki sizin için ne ifade edip, çağrıştırıyor?
Sopraterra bizim için ‘Yeryüzünün üstünden bir bakış’ anlamına geliyor. Bu isimle olan ilişkimiz en iyi koleksiyon metnimizdeki sözlerle anlatılabilir: “Yukarıya, gökyüzüne, sonsuzluğa bakıyoruz. Gözlüklerimizin çerçevelediği gözlerimiz, ruhumuzun pencereleridir. Güneşe doğru açan çiçekler gibi biz de ışığa doğru uzanırız. Varoluşun güzelliğini ve kırılganlığını çağrıştıran bir isim olan Sopraterra, insanın görme, anlama ve hayal etme arzusunun bir kanıtı olarak duruyor.”

Peki Einstoffen’in Dna’sını kucaklayan bu özel tema yeni koleksiyona nasıl yansıyor?
İki yıl kadar önce, benzersiz frezeleme tekniklerini hayata geçirmek için yoğun bir araştırma ve deneme sürecine başladık. Doğanın kusursuz geometrisinden ilham alarak, çiçeklerin organik formlarını modern gözlük tasarımlarına ustalıkla yansıttık. Her bir model hem zarif hem de dinamik detaylarla şekillendirilerek doğadaki ahengi gözlüklerimize taşıyor. Malzeme seçiminden işçilik detaylarına kadar her aşamada, Einstoffen’in yenilikçi ruhunu ve özgün estetik anlayışını koruduk.

Sopraterra koleksiyonundaki çerçevelerinizde çiçekler hangi yönleriyle tasarımı etkiledi?
Çiçeklerin karmaşık çizgilerinden ve kıvrımlarından ilham alıyoruz. Doğadaki organik formları ve akışkan hatları gözlük tasarımlarımıza yansıtmak için bu unsurları dijitalleştiriyor, ardından hassas frezeleme teknikleriyle çerçevelerimize işliyoruz. Her bir model, çiçeklerin zarif asimetrisini ve doğadaki ritmini taşıyan detaylarla şekilleniyor. Işık ve gölge oyunları yaratan bu ince işlemeler, gözlüklerin yüzeyinde adeta doğal bir doku hissi uyandırıyor. Renk seçimlerimizde de doğanın sunduğu zengin paletten ilham alarak sıcak tonlar, derin dokular ve çarpıcı kontrastlarla koleksiyonumuza estetik bir dinamizm katıyoruz.

Bahsettiğiniz bu teknik süreçteki en büyük zorluklar nelerdir?
Çerçevelerimizi oluşturmak çok aşamalı bir süreç gerektiriyor. İnce parlatma işleminden sonra çerçeveler, her çerçevenin hassas bir şekilde ayarlandığı ve freze makinesinin maksimum doğruluk elde etmek için yeniden kalibre edildiği ikinci bir manuel mikro frezeleme işleminden geçiyor. Tasarımları mükemmelleştirmek için bazen lazer gravürler ekliyoruz ve bu gravürleri daha sonra kusursuz bir yüzey için tekrar parlatıyoruz.

Biraz da Sopraterra koleksiyonundaki gözlüklerden bahsedelim…
Sopraterra koleksiyonu, her biri 3 ila 5 renkte mevcut olan 22 optik çerçeve ve 22 güneş gözlüğü içeriyor. Koleksiyonumuzun büyük bir kısmı ünisekstir; hem kadınlara hem de erkeklere hitap ediyor. Kadın modelleri genellikle eğlenceli ve cesur frezelere sahipken, erkek modelleri sade ve zarif çizgileriyle öne çıkma eğilimindedir. Ayrıca koleksiyondaki Haute Couturier ve Voyante modelleri hem frezelenmiş hem de lazerle oyulmuştur. Bu modellerimiz 200 adet olmak üzerine sınırlı sayıda üretilmiştir.

Yeni koleksiyonda göze çarpan bir diğer özellik de gözlük zincirleriniz. Bu aksesuar sizin için ne ifade ediyor?
Gözlük zincirlerimiz koleksiyonun doğal bir uzantısıdır. Çerçevelerimizle aynı birinci sınıf asetatın kullanılması ve gerçek taşların bir araya getirilmesi uyumlu ve ahenkli bir görünüm yaratıyor. Zincirlerimiz sadece işlevsel aksesuarlar değil, aynı zamanda gözlüklerimizi tanımlayan detaylara gösterilen özeni de vurgulamaktalar.

Sopraterra’da oldukça avangartsınız. Basic koleksiyonunuzdaki tasarım çizgilerini de görmeye devam edeceğiz, değil mi?
Basic koleksiyonu ürün gamımızın kalbini oluşturuyor. Sopraterra ile sınırları zorlarken bile klasik modellerimiz kimliğimizin temel taşı olmaya devam ediyor. Zamansız zarafeti ve birinci sınıf işçiliği temsil ediyorlar. Elbette, bir Einstoffen çerçeveyi benzersiz yapan küçük ayrıntılara yönelik sevgimizden ödün vermiyoruz. Bizim için basit, asla standart veya sıkıcı demek değildir.

Kaynak: Spectr

Mart 2025

Salt.

Salt.

Black Bear İşbirliği

ABD’li Salt ve ünlü giyim markası Black Bear, altın detaylara sahip ve sadece bir güneş gözlüğü stilinden oluşan çok özel bir ortak projeye imza attılar.

Salt, Costa Mesa Kaliforniya’da faaliyet gösteren, kaliteli yapılardan ve zahmetsiz güzellikten ilham alan zamansız tasarıma kendini adamış bağımsız bir premium gözlük markasıdır. Kurulduğu 2006 yılından bu yana Salt, kullanıcılarının en iyi ve en rahat gözlüklere sahip olmasını amaçlayarak, zamansız ve uzun ömürlü gözlükler tasarlamaya odaklanmaktadır. Kuruluşundan itibaren optik dünyasına pek çok farklı işbirliği koleksiyonu sunan Kaliforniyalı marka, şimdi de yüksek profilli yeni bir ortaklığa Black Bear markası ile imza atıyor. Olağanüstü işçiliği ve yüksek kaliteli ürünleriyle tanınan ünlü giyim markası, Salt ile mükemmel bir uyum yakalıyor. Salt Optics’in Pazarlama ve Satış Müdürü Brice Gollnisch’in ABD merkezli iki marka arasındaki işbirliğine ilişkin değerli görüşlerini içeren röportajı sunuyoruz.

Merhaba Brice, Salt için işbirliklerinin çok önemli olmasının sebepleri nelerdir?
İnsanlarla kurulan ilişkiler ve bağlantılara verilen önem ile en yüksek kalitedeki işçilik anlayışı; Salt’ın temsil ettiği değerleri oluşturmaktadır ve işbirliği projeleri de bu temsiliyet unsurlarının tam merkezinde yer almaktadır. Sektör dışındaki insanlarla da bağlantılar kuruyor olmamız; bazen çok teknik, bazen de Dna’mızın biraz dışında olabilen benzersiz ürünler çıkarmamızın en harika yolu diyebilirim. İşbirlikleri, sınırlarımızı devamlı olarak zorlamaya ve daha fazlası için çabalamaya teşvik ediyorlar.

İşbirliği yapacağınız firma veya kişileri hangi özelliklerine göre tercih ediyorsunuz?
Sadece bir ortağın masaya ne getirebileceğine bakmak yerine, birlikte çalışarak elde edebileceğimiz nihai sonuca daha fazla bakıyoruz. Daha önceki Aether, Northsails, Radford gibi işbirliklerimize dikkat ederseniz; ister giyim, ister otomobil veya gözlük markası olsun, ortaklarımızla daimi olarak kalite, teknik, uzmanlık ve mümkün olan en iyi ürünü yapma isteği konusunda aynı vizyonu paylaştık.

Salt ve Black Bear’i işbirliğine götüren ortak değerlerinizi okurlarımız için detaylandırır mısınız?
Black Bear markası ile uzun zamandır derin bir bağımız var. Black Bear’in de tıpkı Salt gibi mirasa olan tutkusunun yanı sıra; tasarım, üretim ve durmak bilmeyen bir mükemmellik arayışını yansıtan felsefesi öne çıkmaktadır. Uzun ömürlü ürünler sunmada da ortak değeri paylaşıyoruz. Çünkü uzun ömürlülük, kalıcı olmak ve kullanıcılarıyla kalıcı bir ilişki kurmak isteyen her premium markanın tutkuyla istediği bir hedefidir. Black Bear ve Salt da nesiller boyu sürecek parçalar üretmeyi hedefliyor. Görsel dilde de Black Bear ile örtüşmekteyiz. Hem Salt hem Black Bear zamansız tasarımlara odaklanmaktadır. Trendler eğlencelidir ama gelip geçicidir, değil mi? Dolayısıyla, ürününüzün uzun ömürlü olmasını istiyorsanız, trendleri takip etmek yerine onların ötesine geçmeniz gerekir. Salt ve Black Bear’in başarmaya çalıştığı tam da budur ve basit görünse de çok fazla çalışma gerektirmektedir.

Salt’ın Black Bear ile işbirliğinin nasıl başladığından söz eder misiniz?
Black Bear markasının Kreatif Direktörü ve aslında arkasındaki deha olan Joshua Sirlin ile bir süre çalıştık. Halihazırda Salt, Joshua Sirlin’in kişisel olarak her zaman tercih ettiği gözlük markası olmuştur. Yaptığımız ilk proje, ABD’de el işçiliğiyle üretilen özel bir Horween Deri kılıftı. Bu projeden sonra Salt ekibi olarak Joshua Sirlin ile özel bir gözlük parçası üzerinde çalışma olasılığı üzerine konuştuk. Bizim için insani bağlar önceliklidir ve birinci sınıf el yapımı işlere olan hassasiyetimizi yansıtan özel bir gözlük modeli üzerinde Black Bear ile çalışmak için zamanlamanın doğru olduğu kararına vardık.

Black Bear markası ürün tasarımına ne ölçüde dahil oldu?
Josh’un Salt gözlükleri arasında sevdiği belirli bir tarzı vardı, bu yüzden yeni ortak projemiz için sevdiği yönleri aldı ve gözlüklerin tasarımını bunun üzerine inşa etti. Josh Sirlin ve ekibi tüm sürece dahil oldu. Ambalajından en küçük detayına kadar gerçek bir işbirliği gerçekleştirdik. Burada Joshua’dan bir alıntı yapmama izin verin; “Salt ile bu işbirliği, bir yolculuğun doruk noktası, en iyiyi yapma arayışıyla dolu iki dünyanın birleşmesi gibi hissettiriyor. Bu ürünler bir aksesuardan çok daha fazlası; gözlükle ilgili sevdiğim şeylerin bir ifadesi.”

Bu işbirliği projenizde sadece Sirlin isimli tek bir modele odaklandınız. Modelin özelliklerini paylaşır mısınız?
Tıpkı diğer Salt gözlüklerinde olduğu gibi uyum ve stil arasındaki hassas dengeye odaklandık. Sirlin, en yüksek kalitede Japon donanımı kullanılarak %100 Japonya’da üretildi. Sağlamlık, dayanıklılık ve uygun bir uyum yakalamak için özel kalınlık geçişleri ile dikkat çekiyor. Ayrıca, diğer tüm Salt güneş gözlüklerinde olduğu gibi, üstün optik görüş sunan %100 polarize optik sınıf CR-39 camlar kullanıyoruz. Ancak bu çerçeveyi benzersiz kılan, daha önce denemediğimiz özellikleri de bulunmaktadır. Özel donanım oluşturmak için ilk kez değerli metaller kullandık. Sirlin’de 24 ayar altın kaplama menteşelerimiz ve çekirdek tellerimizin yanı sıra som altın işlevsel perçinlerimiz var. Daha iyi kavrama için özel bir sap ucu aşındırma ve 3 renkte de tespit edilebilir altın iç iskeletimiz bulunuyor.

Black Bear maskülen tasarımlarıyla tanınan bir marka. Sirlin modeli kadınlara da hitap edebilir mi?
Black Bear markası öncelikle erkek giyimine odaklanıyor, bu doğru. Ancak, birlikte geliştirdiğimiz özel işbirliğinin ürünü olan Sirlin üniseks bir tasarımdır. Çok çeşitli yüz şekillerine ve boyutlarına uyacak bir güneş gözlüğü elde etmek için çalıştık ve bulduğumuz renk paleti hem erkekler hem de kadınlar için zamansızlığı yansıtıyor.

Kaynak: Spectr

Şubat 2025

Varsan Makina

VARSAN MAKİNA

Özgün ve Çevre Dostu

Silmo İstanbul Optik Fuarı katılımcısı olmak, Root&Steel markamızın sektördeki konumunu güçlendirmekle birlikte uluslararası alanda tanınmasının da önünü açtı.

Merhaba Zeynep Hanım. Root&Steel markasının kurucusu olarak sektörle nasıl buluştuğunuzdan bahsedebilir misiniz?
Merhaba, ben Fatma Zeynep Var. Lisans eğitimimi Endüstriyel Tasarım ve İç Mimarlık alanında tamamladım. Optisyenlik bölümü eğitimim ise halen devam etmektedir. Ürün tasarımı ve üretimi çocukluğumdan itibaren hayatımın her noktasında yer almıştır. Aile işletmemiz Varsan Makina, Kurucusu babam Hasan Hüsnü Var liderliğinde farklı endüstriyel faaliyetlere teknolojik çözümler üretmeyi 1990 yılından beri sürdürmektedir. Bu sebeple Varsan Makina’da üretim süreçlerine dahil olmamla birlikte tasarım ve üretime olan merakım iyice pekişti. Babamın bilgi birikimi ve deneyiminin, gözlük tasarımı tutkumla birleşmesi; yaklaşık 10 yıldır sürmekte olan Ar-Ge çalışmalarımız ve teknoloji uzmanlığımız da eklenince Root&Steel markasının kimliğini kazanmasında önemli rol oynadı. Son 1 yıllık süreçte ise Root&Steel çalışmalarımızı profesyonel ve kurumsal olarak ele alıp markalaşma yolunda sektörün içerisine dahil olduk.

Root&Steel, Türkiye optik endüstrisi için heyecan verici bir marka. Markanızın temel özelliklerini ve değerlerini okurlarımızla paylaşır mısınız?
Root&Steel, doğadan ilham alan zarif ve işlevsel gözlükler üretme tutkusu ile yola çıkan bir markadır. Sürdürülebilirliği marka felsefemizin merkezine koyuyor hem bugünü hem de geleceği önemseyen bir üretim anlayışını benimsiyoruz. Sadece ülkemizde değil, global optik endüstrisinde de sürdürülebilir ve çevre dostu malzemelerle tasarım ve üretim süreçlerine artan talep ile birlikte; doğanın bizlere sunduğu benzersiz dokuları ideal bir şekilde yansıtan ahşap ve koç boynuzu gibi doğal malzemeler ile özgün ve zamansız gözlükler tasarlayıp üretmekteyiz. Varsan Makina olarak uzmanı olduğumuz teknolojiler yanında el işçiliğini bu doğal malzemelerle birleştirdiğimizde mükemmel sonuçlar alıyoruz. Geleneksel zanaat ve modern tasarım anlayışını çevre dostu malzemeler ve üretim süreçleriyle birleştiren Root&Steel, gözlükleriyle yalnızca aksesuar sunmanın ötesine geçerek, doğayı hissettiren benzersiz sanat eserleri sunmaktadır. Root&Steel ile Türkiye’ye katma değer sağlayan bir marka yaratma hedefimizi gerçekleştirirken, gelecek nesillere doğadan ilham alan zamansız ve özgün eserler sunmaya devam ediyoruz.

Root&Steel için tasarımda ‘özgünlük ve zamansızlık’ hedefinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Root&Steel olarak özgün ve zamansız tasarımlar üretme hedefimize, retro ve vintage görünümlere modern bir yorum katarak ulaşıyoruz. Tasarımlarımız, geçmişin ikonik çizgilerini ve nostaljik estetiğini yansıtırken, çağdaş dokunuşlarla bu görünümleri yeniden canlandırıyor. Bu sayede ürünlerimiz hem geçmişin zarafetini hem de bugünün dinamiklerini bir araya getiriyor. Retro ve vintage esintiler bakış açımızı tanımlarken, modası asla geçmeyen tasarım unsurlarına odaklanıyoruz da diyebiliriz. Doğadan ilham alan doğal malzemelerin sıcaklığı ve el yapımı üretim sürecimiz her Root&Steel gözlüğü özgün ve eşsiz kılmaktadır. Klasik hatlar ve zarif detaylar, modern ergonomi ve dayanıklılıkla birleşerek zamansız bir şıklık sunar. Bu tasarım felsefemizle, her dönemde ilham veren bir estetik anlayışı ortaya koymayı hedefliyoruz. Gözlüklerimiz retro ve vintage görünümüyle anıları canlandırırken, doğal ve özgün yapısıyla da geleceğe dokunan hikayeler anlatıyor.

Root&Steel’in satış ağını geliştirmek için nasıl yol izliyorsunuz?
Önceliğimiz markamızın özgün ruhunu yansıtarak doğru kitlelerle buluşmaktır. Seçkin mağaza işbirliklerimiz aracılığıyla ürünlerimiz için sadece bir satış ortamı değil aynı zamanda kaliteli bir deneyim ortamı da oluşturuyoruz. Bu yüzden, Root&Steel’in kimliğine uygun ve marka ruhunu tercih edecek mağazalarla çalışıyoruz. Mağazalarda ürünlerimizi çok özel ahşap sunum kutularıyla müşterilerle buluşturuyoruz. Böylece her anlamda markanın değerini hissettiriyor ve bu özenli yaklaşımı genişleterek müşterilerle daha yakın bir bağ kurmayı sağlıyoruz. Her ahşap sunum kutusunun içeriğini mağaza sorumlusu ile birlikte oluşturuyoruz. Böylelikle her satış noktası, kendi müşteri profiline ve tarzına göre satış koleksiyonunu oluşturuyor. Ayrıca, satış noktalarımızda kullanıcılar katalog üzerinden seçilen modellerde malzeme kartelamızdan doku seçimi yapma imkanı bularak tamamen kişiselleştirilmiş, kendi stillerine uygun gözlüklerimize ulaşıyor. Tüm bu unsurlar, Root&Steel deneyimini benzersiz kılarak kullanıcılarımızın kendilerini özel hissetmesini sağlıyor.

Uluslararası fuarları takip ediyor musunuz? Bu etkinliklerin sektöre katkıları ile ilgili yorumlarınız nelerdir?
Uluslararası fuarları yakından takip ediyoruz ve bu organizasyonların gerçekten önemli fırsatlar sunduklarına inanıyoruz. Fuarlar sadece markaları tanıtmakla kalmıyor, aynı zamanda sektörün gelişimini ve yeniliklerini de yakından gözlemlememize yardımcı oluyor. Özellikle güncel trendleri takip etmek ve sektördeki diğer markalarla karşılaştırmalı bir analiz yapabilmek için ideal atmosferi sağlıyorlar. Uluslararası fuarlara katılmanın hem Root&Steel markasını global alanda tanıtmak hem de yeni iş bağlantıları kurmak için kritik bir adım olduğuna inanıyoruz. Bu etkinlikler, yalnızca potansiyel iş ortaklarıyla tanışmak değil aynı zamanda markamızın kalitesini ve farkını daha geniş bir kitleye tanıtmak için büyük fırsatlar sunuyor. Fuarlar ayrıca, sektörle ilgili güncel gelişmeleri öğrenmek ve gelecekteki stratejilerimizi şekillendirecek bilgileri toplamak açısından da çok değerli. Ürünlerimizi sergilerken dünya çapındaki yeniliklere dair bilgiler edinmek, markamızı ve ürün portföyümüzü sürekli olarak güncel tutmamıza yardımcı oluyor.

Bu yıl, 11. kez gerçekleşen olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?
Silmo İstanbul Optik Fuarının bu yıl 11. kez gerçekleşmiş olması, fuarın sektördeki yerinin ne kadar sağlam olduğunu gösteriyor. Silmo İstanbul başlangıcından itibaren hem yerel hem de uluslararası optik sektörünün önemli bir buluşma noktası oldu. Silmo İstanbul Optik Fuarının katılımcı firmalarından biri olarak, fuarın Root&Steel markamızın tanıtımında büyük rol oynadığını belirtmeliyim. Silmo istanbul sadece ürünlerimizi sergilemek için değil, aynı zamanda sektördeki yenilikleri takip etmek ve markamızı geliştirmek için de çok değerli bir platform sunuyor. Bu yıl fuar, sektördeki profesyonellerle doğrudan etkileşime geçebildiğimiz, ürünlerimizi sergilediğimiz ve potansiyel iş ortaklıkları kurabildiğimiz bir ortam yarattı. Ayrıca, bu yılki Silmo İstanbul’da fuara katılan ziyaretçilerin ilgisi ve geri bildirimleri sayesinde, ürünlerimizin kalitesini ve farklılığını bir kez daha kanıtlamış olduk. Silmo İstanbul’un her geçen yıl büyüyen ve gelişen bir etkinlik olması, bizim için de önemli bir motivasyon kaynağıdır. Silmo İstanbul’da katılımcı olarak yer almak, Root&Steel markasının sektördeki konumunu güçlendirmekle birlikte uluslararası alanda tanınmasının da önünü açtı. Gelecek yıllarda da Silmo İstanbul’a katılarak, tıpkı bu yıl olduğu gibi kendinden bahsettirecek yeni ve yenilikçi koleksiyonlarımızı sunmayı, sektördeki gelişmeleri yakından takip etmeyi ve markamızı daha geniş kitlelere ulaştırmayı planlıyoruz.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes ve dijital yayıncılığa geçişi ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Öncellikle bu özel röportaj için Root&Steel ailesi adına için emeği geçen tüm 4 your eyes ekibine teşekkürlerimi sunarım. 4 your eyes dergisi optik sektörü için çok önemli bir kilometre taşıdır. Dijital yayınlarınız sayesinde sektördeki gelişmelerin, yeniliklerin ve trendlerin daha hızlı bir şekilde paylaşılması mümkün hale geldi. Root&Steel olarak, dijitalleşmeyi hem bir fırsat hem de bir gereklilik olarak görüyoruz. Dijitalleşmeniz, özellikle sektördeki bilgilere hızlı erişim, daha geniş kitlelere ulaşma ve etkileşimi artırma açısından büyük fırsatlar sunuyor. Bu değişim, 4 your eyes dergisinin farklı içerikler üretmesi ve okurlarına daha dinamik bir deneyim sunması gibi birçok yeni olanak sağladı.

Şubat 2025

Ottaş Optik

OTTAŞ OPTİK

Güven ve Memnuniyet Odaklı

Silmo İstanbul Optik Fuarının sektörel bilinci artırdığına ve iş birliklerini
güçlendirdiğine inanıyorum.

Merhaba Hakan Bey. Küçük yaşlardan itibaren sektördensiniz. Kariyerinizin nasıl şekillendiğini okurlarımızla paylaşır mısınız?
Optik sektörüyle tanışmam ortaokul yıllarıma dayanıyor. Bu dönemde, optik mağazasında çalışarak sektöre adım attım ve çok küçük yaşlardan itibaren sektörde deneyim kazanmaya başladım. Kariyerim boyunca, optik dünyasındaki yenilikleri öğrenmeye, müşteri ihtiyaçlarını anlamaya ve sektördeki en iyi uygulamaları benimsemeye odaklandım. Bu erken başlangıcım hem mesleki birikim kazandırdı hem de müşterilerime daha iyi hizmet sunma konusunda bir avantaj sağladı. Bugün geldiğim noktada, bu deneyimlerin ve sektöre olan tutkumun etkisini net bir şekilde hissediyorum. Müşterilerime yalnızca ürün değil, aynı zamanda güven ve memnuniyet sunmayı hedefliyorum.

Kuruluş hikayenizi öğrenmek isteriz? Mağazanızı açarken temel hedefleriniz ve motivasyonunuz neydi?
Ottaş Optik kalite, güven ve müşteri memnuniyetini esas alarak kuruldu. Mağazamı kurarken en büyük motivasyonum sektörde fark yaratabilecek bir girişime imza atmaktı. Optik sektöründe uzun yıllar zarfında edindiğim bilgi ve deneyimleri, vizyonumla birleştirerek benzersiz bir marka oluşturmayı hedefledim. İnsanların hem sağlık hem de estetik ihtiyaçlarına yanıt vermek, kuruluşumuzun temel amacı oldu. Yenilikçi ve müşteri odaklı bir anlayışla hareket ederek, sektörde farklılaşmanın mümkün olduğuna inandım. Bugün Ottaş Optik, bu hedefler doğrultusunda sadece bir mağaza değil, aynı zamanda müşterilerine sıcak ve güvenilir bir deneyim sunan bir yaşam alanı olmayı sürdürüyor.

Mağazanızda en çok satışını yaptığınız optik ve güneş gözlüğü markaları hangileridir? Bu markaların müşterilerinizi etkileyen yönleri nelerdir?
Mağazamızda en çok tercih edilen üst segment markalar arasında dünya çapındaki Burberry, Prada, Versace, Guess ve Miu Miu gibi markalar yer alıyor. Bu lüks segment markaların müşterilerimizi etkilemesi; markaların popülerliği, kaliteli malzemeleri, şık tasarımları ve kullanıcı dostu gibi özelliklerinden kaynaklanıyor. Ayrıca, modaya uygunluğu ve dayanıklılığı bir arada sunmaları da tercih edilmelerinde büyük bir etkendir. Daha ekonomik ürün kategorisinde ise Osse, Mustang ve Zen Milano gibi markaları sunuyoruz. Bu markalar, kaliteli tasarımlarını ulaşılabilir fiyatlarla birleştirerek geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyor.

Çeşitlilik gösteren segmentlerde ve farklı fiyat skalalarında ürünler sunmanızın satışlarınıza ve müşteri memnuniyetine katkıları nelerdir?
Evet, mağazamızda her bütçeye ve ihtiyaca hitap eden geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Bu çeşitlilik, müşterilerimizin kendilerine en uygun ürünü bulmalarını sağlıyor ve müşteri memnuniyetini artırıyor. Ayrıca, farklı segmentlerde ürün sunarak daha geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyoruz. Bu yaklaşım, sadece satışları artırmakla kalmıyor, aynı zamanda müşterilerimizin mağazamıza olan bağlılığını da güçlendiriyor.

Son yıllarda designer markalara gösterilen ilgi oldukça arttı. Mağazanızda bu markalara da yer veriyor musunuz?
Designer markaların artan popülerliğini göz önünde bulundurarak mağazamızda bu tür markaların özel koleksiyonlarını sunuyoruz. Müşterilerimizle birebir iletişim kurarak, onların ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlamaya çalışıyoruz. Ayrıca, designer markalara yönelik özel kampanyalar düzenleyerek müşterilerimize daha cazip seçenekler sunuyoruz. Böylece hem kalite hem de estetik arayışında olan müşterilerimizin taleplerini en iyi şekilde karşılıyoruz.

Cadde ve AVM mağazacılığını kıyasladığınızda avantaj ve dezavantajlarını nasıl değerlendirirsiniz? Ottaş Optik için seçiminiz ne yönde?
Cadde mağazalarının samimi ve birebir iletişime dayalı bir müşteri ilişkisi sağlama avantajı bulunurken, AVM mağazaları yoğun ziyaretçi trafiği ve modern altyapı olanaklarıyla dikkat çekiyor. Ottaş Optik olarak cadde mağazasında yer almayı tercih ediyoruz. Çünkü bu lokasyon müşterilerimizle daha kişisel bir iletişim kurmamıza olanak tanıyor. Aynı zamanda mahalle dokusuna uyum sağlayarak müşterilerimize sıcak bir atmosfer sunabiliyoruz.

Ottaş Optik olarak satış sonrası verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz
Satış sonrası hizmetlere yönelik sarsılmaz hassasiyetimiz müşterilerimize verdiğimiz değeri ideal bir şekilde yansıtmaktadır. Ürün bakımından, tamir hizmetleri ve garanti desteğine kadar birçok hizmetle satış sonrasında da müşterilerimizin yanındayız. Ayrıca, müşterilerimizin bize bağlılığını güçlendiren sadakat programlarımız ve düzenli bilgilendirme kampanyalarımız sayesinde onlarla sürekli olarak bağ kurmaktayız. Her birinin özel olduğunu onlara hissettirmenin ise sadakata dayalı ilişkilerimizin kaynağı olduğunu belirtmek isterim.

Sektör içi eğitim ve firma bilgilendirmelerini yeterli buluyor musunuz? Bu alanda geliştirilmesi gereken noktalar sizce nelerdir?
Mevcut satış ve eğitim programları sektöre katkı sağlasa da özellikle dijitalleşme ve müşteri deneyimi yönetimi konularında daha kapsamlı içeriklere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Teknolojinin hızla geliştiği şu dönemde, eğitimlerin daha interaktif ve yenilikçi bir şekilde sunulması büyük fayda sağlayacaktır. Ayrıca, optik sektöründe çalışanların bilgi birikimini artıracak uygulamalı eğitimlerin de oldukça önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum.

Optik mağazalar arasındaki rekabet her geçen gün artıyor. Bu konuya yaklaşımınızdan söz eder misiniz?
Fiyat rekabetine karşı, kalite ve hizmet odaklı bir yaklaşım benimsiyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz ürünlerin dayanıklılığı, tasarımı ve satış sonrası hizmetlerimizle fark yaratıyoruz. Ayrıca, meslektaşlarımızla iş birliği ve saygı çerçevesinde hareket ederek sektörde sürdürülebilir bir rekabet ortamı yaratmayı hedefliyoruz.

Yurtdışındaki optik fuarları takip ediyor musunuz? Bu fuarların global optik sektörüne katkılarını yorumlar mısınız?
Evet, uluslararası optik fuarlarını dünya çapında gerçekleşen sektörel gelişmeleri yakından görebilmek amacıyla takip ediyorum. Bu tür etkinlikler hem yeni teknolojiler hakkında bilgi sahibi olmamızı hem de global tasarım trendlerini gözlemlememizi sağlıyor. Bu gibi fuarlardan edindiğimiz bilgilerle müşterilerimize daha yenilikçi ve kaliteli ürünler sunabiliyoruz.

Geçtiğimiz Kasım ayında 11. kez gerçekleşen Silmo İstanbul Optik Fuarının gelişimi ve sektöre kattığı değerler hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Silmo İstanbul Optik Fuarı, sektörümüz için oldukça büyük öneme sahip bir organizasyondur. Silmo İstanbul hem Türkiye’nin dört bir köşesinden hem de yurtdışından katılım gösterenlere bilgi ve deneyim paylaşımı yapma fırsatı sunuyor. Silmo İstanbul çok çeşitli markaların en yeni koleksiyonlarını inceleme olanağını sunmanın yanı sıra, sektördeki yenilikleri ve teknolojik gelişmeleri yakından takip etmemizi sağlıyor. Silmo İstanbul’un sektörel bilinci artırdığına ve iş birliklerini güçlendirdiğine inanıyorum.

Bu değerli röportajınız için teşekkür ederiz. Son olarak dergimiz 4 your eyes ile ilgili görüşlerinizi öğrenmek isteriz?
4 your eyes dergisi, sektörümüzün nabzını tutan ve önemli içerikler sunan bir yayın olarak öne çıkıyor. Sunduğunuz kaliteli içeriklerle hem sektördeki profesyonellere hem de tüketicilere değer kattığınızı düşünüyorum. Bu röportaj fırsatı için de ayrıca teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.

Şubat 2025

Rodenstock

Rodenstock

‘Çünkü Her Göz Farklıdır’

Silmo İstanbul’dan gerçek anlamda etkilendim. Fuar alanı, stantların kalitesi ve sektörün önde gelen tüm kaliteli firmalarının varlığı ile fuarın enerjisi
oldukça yüksekti.

Merhaba Sayın Lucas Gestin. Rodenstock Group’a 2021’de katıldınız. Sektöre nasıl başladığınızdan, firmadaki rolünüz ve geçen süre içerisindeki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Asya’da optik sektöründe belirli bir süre geçirdikten sonra 2021 yılında Rodenstock’a katıldım. Şirketin inovasyona olan olağanüstü bağlılığı ve Ar&Ge yetenekleri beni cezbetti. Rodenstock, dünyanın dört bir yanındaki bireyler için görmeyi geliştiren çığır açan çözümleri durmaksızın pazara sunduğundan, böylesine köklü bir kuruluşun parçası olmak için Münih’e taşınmak heyecan verici bir fırsattı. Şirketin “çünkü her göz farklıdır” sloganı, ürünlerini her hastanın benzersiz ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde uyarlamaya yönelik gerçek bir bağlılığı yansıttığından benim için derin bir anlam taşıyor. Ayrıca, Rodenstock’un bu sektörde savunduğu kişiselleştirilmiş yaklaşımın çıtasını en yükseğe yerleştiren benzersiz inovasyonu biyometrik tasarımlı camları da gerçek anlamda mesleğe olan tutkumu artırdı. Bu ekibe katılmak sadece profesyonel hedeflerimle örtüşmekle kalmıyor, aynı zamanda görme ile ilgili daha iyisini sunma yoluyla insanların yaşamları üzerinde olumlu bir etki yaratma azmimi de güçlendiriyor. Şirketteki rolüm ise ürünlerimizin dünya çapında çok sayıda pazarda sunulmasını sağlamaktır.

Alman optik uzmanlığı ve mühendisliği 1877’den beri Rodenstock ile eş anlamlı. Firmanın değişmeyen temel değerlerini okurlarımızla paylaşır mısınız?
Rodenstock, güven, yenilikçilik ve özen gösterme kavramlarını kapsayan üç kalıcı temel değeri benimsemektedir. Rodenstock işbirliği, şeffaflık ve açık fikirlilik yoluyla güven inşa etmektedir. Bu güveni son tüketiciye tutarlı ve yüksek kaliteli ürünler sunarak ve verdiğimiz sözleri tutarak güçlendirmekteyiz. Yenilikçilik ise bizim için mükemmellik çabasını ve ilk’lere imza atıyor olmayı ifade etmektedir. Rodenstock inovasyonlarıyla statükoya meydan okumaya ve mevcut performansın ötesine geçen yeni çözümler aramaya çalışır. Son kalıcı temel ilkemiz ise bizim için saygı, takdir ve sorumluluk kültürünü teşvik etmek anlamına gelen özen göstermedir. Bir kuruluş olarak her bireye saygı göstermeye ve her bireye adil davranmaya önem veriyoruz. Şirketimizin en önemli hedefi, tüm dünyaya daha iyi görüş sunmak için ürünlerimizi en yüksek kalite ve standartlarını daimi olarak karşılayacak şekilde oluşturmaktır. Bu değerler, Rodenstock’un üstün görme hassasiyeti ve konforu sağlama misyonuna ve dünya çapında biyometrik olarak geliştirilmiş benzersiz görme deneyimleri sunma vizyonuna rehberlik etmektedir.

DNEye® Scanner Cihazı ve DNEye® Pro gibi teknolojileri art arda sunmanız global cam üretimi endüstrisine ne gibi katkılar sağladı ve bu yenilikler gözlük kullanıcılarına neler vadediyor?
Rodenstock’un DNEye® Scanner Cihazı ve DNEye® Pro gibi yenilikleri, cam üretimine gelişmiş biyometrik teknolojiyi getirerek küresel cam üretim endüstrisine önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Rodentstock’un Biyometrik Hassasiyet kavramını optik endüstrisine kazandırması ilk olarak DNEye® Scanner cihazlarını geliştirmesiyle mümkün olmuştur. DNEye® Scanner cihazı gözün uzunluğu, eğrilik ve ışığın gözde kırılma gücü dahil olmak üzere gözün 7.000’den fazla veri noktasını ölçer. Bu veriler, bireyin benzersiz göz yapısına göre uyarlanmış biyometrik camların oluşturulmasını sağlayarak cam özelleştirmesinde yeni bir standart belirler. DNEye® Pro ise cam tasarımda bir devrimi işaret eder. Rodenstock, çeşitli ışık ortamlarında göz bebeği boyutu gibi faktörleri hesaba katan DNEye® Pro camları oluşturmak için biyometrik verileri kullanmaktadır. Bu yaklaşım, geleneksel yöntemlere kıyasla cam tasarımlarının hassasiyetini artırmıştır. Rodenstock’un titizlikle geliştirdiği son teknolojilerin cam üretim sürecine entegrasyonu, üretimi kolaylaştırmış, hataları azaltmış ve yüksek kaliteli ürünlerin sürekli bir tutarlılık içerisinde ortaya çıkmasını sağlamıştır.

“Herkes için Biyometrik Akıllı Gözlükler” felsefesiyle sunduğunuz B.I.G. Vision™ ürün portföyünden ve bu ürünlerin öncekilere göre farklılıklarından bahseder misiniz?
Rodenstock, yeniliklerini; teknoloji, veri analitiği ve kullanıcı merkezli tasarımı sağlık teknolojileri yaklaşımıyla birleştirerek yapar. Bu yeniliklerin tümü oftalmik optiğin geleceğini temsil etmektedir. Ürün portföyümüz tüm yaş gruplarının taleplerine hizmet etmektedir. Bu noktada Türkiye’de B.I.G. Vision™ ürün portföyünün Impression B.I.G Norm, Multigressive B.I.G Norm ve progressive, yakın görüş ve tek odaklı camlarıyla Progressive B.I.G Norm ürünlerimizi sunduğumuzu vurgulamak isterim. Bu ürünleri öncekilerden ayıran en belirgin özellik, B.I.G Norm portföyündeki Yapay Zeka Destekli camlardır. Çünkü yapay zeka veri analizlerini gerçek zamanlı olarak Rodenstock’un kendi algoritması “Yaklaşık Biyometrik Göz Modeli” ile birleştirir ve sonuçlar kişiye özel kullanışlı tasarım camını elde etmek için müşteri reçetesiyle bir araya getirilir. Rodenstock bu sayede, kullanıcılara gözleri için benzersiz bir şekilde hazırlanmış camlar, eşsiz bir görsel deneyim ve daha fazla memnuniyet vadediyor. Ayrıca geleneksel camlara kıyasla özellikle çevresel alanlarda %40’a kadar daha keskin ve üstün görüş sağlarlar. Derinlik algısını geliştirir ve tüm mesafelerde odaklanmayı iyileştirirler. B.I.G Norm kişiselleştirilmiş camlar, göz yorgunluğunu azaltır ve ilk kez kullananlar için bile çok daha kolay adaptasyon sağlar. Gece görmede zorlukları veya multifokal camlarda dinamik görme gibi özel ihtiyaçları karşılar.

Miyopi Yönetimi camlar son yıllarda neden bu kadar popüler oldu? Rodenstock’un bu konuda rakip cam üreticilerinden ayrışan çözümleri nelerdir?
Dünya nüfusunun neredeyse yarısının 2050 yılına kadar miyop olacağı ve bunun da müdahaleleri giderek daha gerekli hale getireceği öngörülmektedir. Bu eğilimin amacı, yaşam tarzı değişiklikleri, artan ekran süresi, açık hava aktivitelerinin azalması ve retina dekolmanı, glokom ve katarakt gibi miyopi ile ilişkili uzun vadeli sağlık risklerinin daha iyi anlaşılması için kişileri yönlendirmektir. Rodenstock, Miyop Yönetiminde Benzersiz Çözümleri MyCon olarak adlandırılmaktadır. Rodenstock MyCon, miyopi ilerlemesini yavaşlatmada önemli bir faktör olan periferik odaklanmayı kontrol edecek ve retinaya ışığı yansıtacak şekilde tasarlanmıştır. Bu gelişmiş optik tasarım, gözün eksenel uzaması için uyaranları azaltır. Çalışmalar, camların tedavi protokolüne bağlı olarak miyopinin ilerlemesini %40 oranında azaltabildiğini göstermiştir. Rodenstock, camların ötesinde, miyopi kontrolünü desteklemek için açık hava etkinliklerinin artırılması ve ekran süresinin azaltılması gibi yaşam tarzı değişiklikleri konusunda tavsiyeler içeren bütünsel bir yaklaşımı teşvik etmektedir. MyCon camları hafif, dayanıklı ve modern görme zorlukların üstesinden gelmek için mavi ışık filtreleri ve UV koruması gibi koruyucu kaplamalarla birlikte mevcuttur.

Rodenstock’un 2025 projelerinden ve yakın gelecek global planlarından söz eder misiniz?
Rodenstock olarak başarılı bir 2024’ün ardından ürünlerimizin ve çözümlerimizin dünya çapında erişilebilir olması için yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz. Her gözün benzersiz biyometrik parametrelerini tanıyarak cam tasarımında bir paradigma değişikliğini temsil eden teknoloji B.I.G. Vision™ ile yetinmeyerek, kendimizi yapay zeka cam evriminin bir sonraki seviyesine adayacağız. Rodenstock, dünyada bir ilke daha imza atarak, bireysel görme hassasiyeti ve biyometri için bir sonraki seviyeye yönelik optimize ettiği B.I.G. Exact™ Sensitive camlarını Mido 2025’te tanıtmayı planlıyor. B.I.G. Exact™ Sensitive, sadece DNEye® Scanner cihazı le mümkün olan, en keskin ve eşsiz biyometrik hassasiyeti sağlayan son derece hassas B.I.G Exact camların yeni nesil versiyonudur. Rodenstock, B.I.G. Exact™ Sensitive camları için beyin ve görüş koordinasyonunu daha derinlemesine anlamak için kapsamlı bilgi, deneyim ve verilerinden yararlandı. Farklı alanlarda başka teknolojik gelişmelerimizi de bekleyebilirsiniz

Türkiye’de distribütör ortaklığı değişiminiz sayesinde Türk optik endüstrisine ve optik mağazalara sunmayı hedeflediğiniz yenilik ve katkılardan bahseder misiniz?
Türkiye’deki yeni distribütör değişikliğinde en iyi iş ortağının Cemfa Optik olacağına karar verdik. Bir optik aile şirketi olan Cemfa, 38 yılı aşkın süredir bu sektörde gözlük camı üretimi ve ithalatı yapıyor. Meslek adına hem göz doktorlarına hem de optisyenlere optik konusunda gerçekten çok iyi, detaylı eğitimler düzenlediklerini gördük. Ekip oldukça deneyimli ve bilgili olduğu için B.I.G Vision ürünlerimizi optisyenlere, pazara ve kullanıcılara en iyi şekilde anlatacaklarına inandık ve tüm bunlar ortaklığımızla başlamasıyla birlikte kısa süre içerisinde gerçekleşti. Türkiye’de Cemfa ile çok iyi bir işbirliği kurduk ve umarım uzun yıllar birlikte oluruz. Cemfa ile birlikte Türkiye optik sektörüne daha fazla teknoloji, yeni ürünler ve eğitim fırsatları sunmak istiyoruz. Bu konudaki ortak çalışmalarımız hız kesmeden devam ediyor.

Özellikle Asya Pasifik ülkelerine yönelik güçlü sektörel deneyiminiz ile Türkiye optik endüstrisinin bugünü ve yakın geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye optik pazarı gelişmekte olan bir pazardır. Bu ülkede her yıl milyonlarca insan presbiyop oluyor. Ülkenin demografik yapısı giderek yaşlanıyor. Cam kullanma oranı her yıl artıyor. Rodenstock camlarının Türkiye pazarında daha iyi bir yeri hak ettiğine inanıyoruz. Türkiye coğrafi olarak Avrupa’ya çok yakın olduğundan, Rodenstock olarak üstün teknoloji ile ürettiğimiz camları hızlı bir şekilde Türkiye’ye ulaştırıyoruz.

Türkiye’de Silmo ortaklığı ile 11. kez gerçekleşen Silmo İstanbul Optik Fuarına   bizzat katıldınız. Silmo İstanbul deneyiminizi, fuarın gelişimini ve endüstriye kattığı değerleri nasıl yorumlarsınız?
Silmo İstanbul Optik Fuarına ilk gelişimdi. Silmo İstanbul’dan gerçek anlamda etkilendim. Fuar alanı, stantların kalitesi ve fuarın enerjisi sektörün önde gelen tüm kaliteli firmalarının varlığı ile oldukça yüksekti. Optisyenlerin fuara ilgi göstermesi için daha fazla etkinlik düzenlenmesinin çok yerinde olacağına inanıyorum. Fuarın açık oturumlarına ve sektör eğitimlerine vermeye başladığı desteği, güçlendirmesi de oldukça önemli bir diğer noktadır. Optisyenlik öğrencilerinin fuarda daha iyi temsil edilmesinin de Türkiye optik sektörüne yönelik değerli bir destek olacağını düşünüyorum. Silmo İstanbul ekibine yeni fuarlarda başarılar dilerim.

Ocak 2025

OptiSwiss

Optiswiss

İsviçre Yapımı Hassasiyet

Silmo İstanbul, Türkiye pazarının canlılığını yansıtırken, optik endüstrisinin geleceğini şekillendirmedeki rolünü özenle vurguluyor.

Optiswiss kalite, sürdürülebilirlik ve inovasyona odaklanan birinci sınıf, bağımsız bir İsviçre markası olarak öne çıkmaktadır. 1937’de kurulan şirket, inovasyonu teşvik etmek ve pazarla ilgili kullanıcı denemeleri yapmak için üniversiteler ve araştırma kurumlarıyla işbirliği yaparak ürünlerinin en yüksek standartları ve müşteri beklentilerini karşılamasını sağlıyor. Optiswiss’in tesisleri yenilenebilir enerji kullanmakta, gelişmiş kapalı döngü sistemleri aracılığıyla suyu geri dönüştürmekte ve üretim malzemelerini yeniden kullanarak atıkları azaltmaktadır. Sürdürülebilirlik ve karlılığı bir araya getiren Optiswiss, küresel pazardaki konumunu güçlendirmeyi sürdürmektedir. İsviçreli cam üreticisi hakkında İş Geliştirme ve Küresel Genişleme Direktörü Frederik Zimmermann ile yaptığımız özel röportajı sunuyoruz.

Sizi Optiswiss gibi köklü bir İsviçre markası ile buluşturan yolculuğunuz nasıl başladı?
Optiswiss ile yolculuğum 2024 yılının başlarında, optik sektöründe küresel iş geliştirme ve distribütör ortaklıkları konusundaki uzun süreli deneyimimden yararlanarak başladı. Optiswiss’in sürdürülebilirlik ve İsviçre yapımı kaliteye olan hassasiyeti ve bağlılığı şahsi profesyonel değerlerimle güçlü bir şekilde örtüşüyordu.

Basel’de İsviçre mühendisliği ile ürettiğiniz ürünler ve üretim kapasiteniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Optiswiss, tamamı Basel tesisimizde üretilen tek odaklı, progresif, spor ve özel camlar dahil olmak üzere kapsamlı bir cam yelpazesi sunmaktadır. Üretim tesislerimiz, sürdürülebilirliğe olan bağlılığımızı yansıtan İsviçreli tedarikçilerden %100 yenilenebilir enerji kullanmaktadır. Son teknoloji ürünü otomasyon, her gün üretilen binlerce cam için hassasiyet ve kalite sağlıyor.

Kalite, adanmışlık ve güven kavramları Optiswiss hakkında çok şey anlatıyor. Markanın içselleştirdiği ilkeler ve yaklaşımlar nelerdir?
Optiswiss, titiz üretim standartları, sürdürülebilirlik girişimleri ve en son teknolojilere sürekli yatırım yaparak kaliteyi koruyor. Adanmışlığımız, inovasyon yeteneklerimizi güçlendiren endüstri ortaklarıyla yaptığımız işbirliklerine yansımaktadır. Güven ise şeffaf iş uygulamaları, güvenilir teslimat, Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) sertifikamız ve girişimlerimizle kanıtlandığı üzere çalışanların refahına ve eşitliğine net bir şekilde odaklanma yoluyla inşa edilmektedir.

Optiswiss olarak hangi yenilikçi teknolojilerle sektörde fark yaratıyorsunuz? Ürün kalite standartlarını nasıl güvence altına alıyorsunuz?
Optiswiss, cam üretimindeki uzmanlığını yenilikçi çözümlerle birleştirerek fark yaratıyor. Örneğin, ‘Biometrics’ camları bireysel anatomik ölçülere göre uyarlanarak eşsiz bir kişiselleştirme ve görsel performans sunuyor. Ayrıca, miyopi yönetimi için özel bir cam olan ‘Smyle’ önemli bir yeniliği temsil etmektedir. Üretim süreçlerimizde ISO standartlarına bağlı kalıyoruz ve bazı durumlarda bu normları aşan toleranslar da belirleyerek olağanüstü titizlik ile güvenilirlik sağlıyoruz. Premium kalite, titiz testler ve müşteriler ile ortaklardan alınan geri bildirimlerden yararlanılarak garantilenmektedir.

Günümüzde sorumlu üretim, sürdürülebilirlik için bir görev haline geldi… Optiswiss sorumlu üretimde hangi yöntemleri kullanıyor?
Optiswiss sürdürülebilir uygulamalara derinden bağlıdır. Tesis ısıtması için ısı geri kazanımı, pazarlama ve lojistikte çevre dostu malzemelerin kullanımı gibi yenilikler, sürdürülebilirliği faaliyetlerimizin her yönüne nasıl entegre ettiğimizin sadece birkaç örneğidir. RSE-Engagé gibi KSS sertifikalarına sahip olmak da bu değerlere olan bağlılığımızın altını çiziyor.

Cam üretimindeki rekabet koşullarını lehinize çevirmek için ürün geliştirmelerinizde ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Stratejik ortaklıklar ve müşteri odaklı inovasyon, geliştirme çabalarımızın merkezinde yer alıyor. Örneğin, IOT ve Brian Holden Vision Institute ile işbirliğimiz, miyopi yönetimi çözümlerine yönelik artan ihtiyacı karşılamak üzere tasarlanmış bir cam olan Smyle ile sonuçlandı.

Kullanıcılarınızdan gelen geri bildirimler inovasyon süreçlerinizi nasıl etkiliyor?
Geri bildirimler inovasyonlarımızı şekillendirmede merkezi bir rol oynuyor. Örneğin, yüksek kaliteli, sürdürülebilir ürünlere olan talep, kaplamalarımız ve cam tasarımlarımızdaki gelişmeleri yönlendirdi. İş ortakları ve optisyenlerle yapılan işbirlikleri de tekliflerimizi iyileştirmemize yardımcı olurken, değerli bilgiler sağlayarak hem mevcut hem de gelecekteki ihtiyaçların karşılanmasını sağlıyor.

Cam üretiminde yakın gelecekte hangi teknolojilerin ve trendlerin ön plana çıkacağını düşünüyorsunuz?
Cam üretim sektörü sürdürülebilirlik, dijital entegrasyon ve kişiselleştirilmiş çözümlere doğru ilerliyor. Miyopi yönetimi camlar ve gelişmiş progresif tasarımlar gibi teknolojiler daha fazla öne çıkıyor. Bizim IOT ile yaptığımız gibi ortaklıklar, inovasyonu teşvik ederek ve gelişen pazarda rekabet avantajı sağlayarak bir adım önde olmanın anahtarıdır.

Optiswiss markasını uluslararası alanda konumlandırırken hangi stratejik adımları atıyorsunuz?
Optiswiss kendisini kalite, sürdürülebilirlik ve inovasyona odaklanan birinci sınıf, bağımsız bir İsviçre markası olarak konumlandırıyor. Stratejik işbirlikleri, özel teknolojiler sunmamızı ve kendimizi küresel olarak farklılaştırmamızı sağlıyor. Silmo gibi büyük ticaret fuarlarına katılımımız, KSS taahhütlerimizle birleşerek görünürlüğümüzü daha da artırıyor ve bizi 20’den fazla ülkede güvenilir bir ortak yapıyor.

Türkiye’deki yeni distribütörünüz ile birlikte yeni plan ve hedeflerinizden bahseder misiniz?
Opka Optik ile distribütör ortaklığımız, Optiswiss’in Türkiye’deki varlığını genişletme yolunda önemli bir adımdır. Uzmanlığımızı onların pazar bilgisiyle birleştirerek, yenilikçi kampanyalar, güçlü eğitim programları ve hızlı, sürdürülebilir teslimat hizmetleri sunmayı hedefliyoruz. Bayiler, pazardaki rekabet güçlerini artıracak son teknoloji ürünlere ve desteğe özel erişim bekleyebilirler.

Türkiye’de Silmo ortaklığı ile 11. kez gerçekleşen Silmo İstanbul Optik Fuarı’nın gelişimi ve optik sektörüne kattığı değerler hakkındaki yorumlarınız nelerdir?
Silmo İstanbul Optik Fuarı, inovasyon ve işbirliğini teşvik ederek optik endüstrisi için önemli bir etkinlik haline geldi. Silmo İstanbul, Optiswiss için %100 İsviçre yapımı hassasiyetimizi, sürdürülebilirlik girişimlerimizi ve stratejik ortaklıklar yoluyla geliştirilen yeni teknolojilerimizi sergilemek için önemli bir fırsattır. Silmo İstanbul, Türkiye pazarının canlılığını yansıtırken, optik endüstrisinin geleceğini şekillendirmedeki rolünü özenle vurguluyor.

Ocak 2025

Poyraz Optik

POYRAZ OPTİK

Yeni Nesil Kalite

Silmo İstanbul sektördeki tüm yenilikleri sergileyerek bize ilham veriyor ve müşterilerimize
daha iyi bir hizmet sunma yolunda rehberlik ediyor.

Merhaba Emre Bey… Okurlarımız için kendinizi biraz tanıtarak, sektördeki kariyerinizin nasıl başladığını paylaşır mısınız?
Merhaba, ben Emre Poyraz 1998 yılında Muğla, Fethiye’de doğdum. Yakın çevremdeki birkaç kişinin tavsiye ve yönlendirmelerini değerlendirerek, optik sektörüne girmeye karar verdim. 2020 yılında İstanbul Medipol Üniversitesi Optisyenlik Bölümünü dereceyle bitirdim.

Optik sektörüne yeni katılmış genç bir girişimcisiniz. Poyraz Optik nasıl doğdu?
Optisyenlik bölümünü bitirdikten sonra 6 ay gibi bir süre özel sektörde mesul müdürlük yaptım. 2021 yılında Fethiye merkezde perakende optik mağazasında çalışmaya başladım. Üç yıllık deneyimim sonunda Fethiye’de yüksek kalite standartları ile optik ve güneş gözlüğü sunmak amacıyla kendi mağazamı açmaya karar verdim. Böylelikle Ocak 2024’te Poyraz Optik olarak optik sektörüne ve müşterilerimize hizmet vermeye başladım.

Mağazanızda farklı özelliklere ve fiyat skalasına sahip ürün segmentleri bulunuyor mu? Çeşitlilik sunmanın, satışlara ve müşteri memnuniyetine etkisini nasıl değerlendirirsiniz?
Her segmentten ürüne yer vermenin önemine inanıyor ve mağazamızda bu çeşitliliğe en yüksek seviyede özen gösteriyoruz. Mağazamızda farklı özelliklere ve fiyat aralıklarına sahip ürünlere rahatlıkla rastlayabilirsiniz. Poyraz Optik olarak geniş ürün yelpazesi sunmanın ve farklı müşteri ihtiyaçlarına cevap vermenin hem müşteri memnuniyetini sağlama hem de satışlarımıza olumlu yansımalar yapması açısından kritik öneme sahip olduğunun bilincindeyiz.

Güncel trendlerin etkisiyle Türkiye’de designer markalara yönelimin giderek arttığını görüyoruz. Mağazanızda özellikle hangi markalara rağbet var?
Günümüzde designer markalar da dahil olmak üzere birçok premium markaya erişim gücü ne yazık ki zorlaştı. Ülkece deneyimlediğimiz ekonomik sıkıntılar, henüz 1. yılını doldurmuş bir optik mağaza olarak designer markaları vitrinimizde sergilememizi zorlaştırıyor. Yine de müşterilerimizin talepleri doğrultusunda bu markaları da temin etmeye çalışıyoruz. Mağazamızda güneş gözlüklerinde en çok Tom Ford, Papary, Oakley, Mykita, Prada, Miu Miu, Bottegaro Paris gibi; optik gözlüklerde ise Silhoutte, Tom Ford, Alexander Wintsch, Vogue, Dolce&Gabbana gibi lüks veya butik markalara rağbet var.

Satış sonrası sunduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz? Müşteri bağlılığı ve güveni kazanmak için neler yapıyorsunuz?
Satış sonrası hizmet bizim için satış kadar önemli bir konudur. Biz satış sonrasında da müşterilerimize desteğimizi sürdürmekteyiz. Yedek parça desteğimizin yanı sıra, bizden almamış olsalar bile arızalanmış gözlük çerçevelerinin tamiri ve bakımı konusunda hizmet vermekteyiz. 

Optik sektöründeki son gelişmeler, trendler ve teknolojik inovasyonlar için verilen eğitim ve satış bilgilendirmelerinden ne ölçüde faydalanıyorsunuz?
Sektördeki gelişmeleri anlamak için çeşitli online kaynaklardaki bilgileri ve haberleri aktif olarak kullanıyoruz. Gerek yıl içinde yapılan fuarlara gerek firmaların eğitim programlarına katılarak gelişim gösteriyoruz. Ayrıca optik cam firmalarından yetkili arkadaşlarımızın belirli periyotlarda mağazamıza uğramalarını ve cam teknolojileri hakkında sunum yapmalarını istemekteyiz. Böylelikle edindiğimiz bilgileri taze tutuyor ve yeni teknolojik bilgiler ediniyoruz.

Cadde ve AVM mağazacılığını kıyasladığınızda Poyraz Optik olarak sizin tercihiniz ne yönde?
Her ikisinin de kendine göre avantajları ve dezavantajları var. Biz Poyraz Optik olarak cadde mağazasıyız. Sirkülasyon bakımından cadde mağazalarının daha ayrıcalıklı olduğu düşüncesindeyiz. AVM mağazalarının avantajlı yönünün kış ayları olduğunu düşünüyorum. Çünkü soğuk ve yağmurlu havalarda insanlar, sıcak ve yağmur almayan lokasyonlara daha çok rağbet gösteriyor. Ancak Poyraz Optik olarak 2. şubemizi açmaya karar verdiğimizde, tercihimiz yine cadde mağazası olacaktır.

Poyraz Optik’te ürünlerinizle ilgili fiyatlandırmalardaki önceliğiniz nedir? Meslektaşlarınızla rekabeti nasıl yönetiyorsunuz?
Firmaların tavsiye ettiği satış fiyatlarını göz önünde bulundurarak, ürünlerin piyasa koşullarında değerini düşürmeden kaliteli hizmet sunmaktan yanayız. Özellikle internette satışa sunulan gözlüklerin fiyatlarının oldukça farklı olduğunu görebiliyoruz. Biz bir ürünün değeri neyse o değerde satılması taraftarıyız. Bizi rakiplerimizden ayıran da dürüst ve kaliteli hizmet anlayışımızdır.

Yurtdışındaki uluslararası fuarları ziyaret ediyor musunuz? Bu fuarları takip etmenin önemi hakkında neler söylemek istersiniz?
Yurtdışındaki saygın fuarları mesleğe başladığımdan beri takip ediyorum. 2025 itibarıyla da bu fuarları ziyaret etmeye başlayacağız. Poyraz Optik olarak küresel optik sektöründe yeni olan her gelişmeyi yakından takip etmeye önem veriyoruz. Optik sektörünün geleceğini öngörebilmek ve işimizi kalite hedefinden şaşmadan yapabilmemiz için son teknolojik inovasyonları, trendleri, dünya markalarına ait en yeni koleksiyonları ve güncel gelişmeleri fuarlar aracılığıyla görüyoruz.

Türkiye’de 11. kez gerçekleşen Silmo İstanbul Optik Fuarının gelişimi ve sektöre katkıları hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Sektöre adım attığım ilk yıldan itibaren Silmo İstanbul Optik Fuarını ziyaret ediyorum. Geçtiğimiz Kasım Silmo İstanbul’a üçüncü ziyaretimdi ve fuarın her geçen yıl artan katılımcı sayısıyla büyümeye devam ettiğini gördüm. Silmo İstanbul sektördeki tüm yenilikleri sergileyerek bize ilham veriyor ve müşterilerimize daha iyi bir hizmet sunma yolunda rehberlik ediyor. Zamanla fuarın daha da gelişerek büyüyeceğini hep birlikte göreceğiz.

Bu değerli röportaj için teşekkür ederiz. Son olarak dergimiz 4 your eyes ile ilgili görüşlerinizi öğrenmek isteriz?
Poyraz Optik olarak 4 your eyes’ ta yer verdiğiniz için biz teşekkür ederiz. Sektöre dair çok önemli bir kaynak. Dijital olarak yayınlamanızı; ülke, dil ya da yaş farkı olmaksızın optik sektörüne gönül vermiş herkesin kolayca erişim sağlaması açısından çok değerli buluyoruz. Çok sevdiğimiz basılı sayılarına sadece Silmo İstanbul, Silmo Paris ve Mido gibi uluslararası fuarlar dönemi rastlayabilmek üzse de dijital çağın gereklerine uymanızı saygıyla karşılıyor, başarılarınızın devamını diliyoruz.

Ocak 2025

Dutz Eyewear

Dutz Eyewear

Cesur&Yenilikçi

Dutz, Silmo İstanbul’a katılarak Türkiye ve çevre pazarlarda paha biçilmez bir görünürlük kazanırken, fuar sektörel ilişkilerimizi güçlendiriyor ve büyüme hedeflerimize olan bağlılığımızı pekiştiriyor.

Dutz Eyewear, Hollanda’nın Oss şehrinde kurulan ve cesur tarzıyla tanınan Hollanda’nın en iddialı gözlük markasıdır. Dutz 2005 yılındaki kuruluşundan bu yana, 30 distribütöründen oluşan küresel ağıyla hızla büyüyen uluslararası bir işletme haline gelmiştir. Dutz, son derece yalın ancak güçlü ‘gözlük almak eğlenceli olmalı’ felsefesine derinden bağlıdır. Bu ilke, markanın canlı ve dikkat çekici tasarımlar yaratmaktan kaliteli gözlükleri erişilebilir fiyatlarla sunmaya kadar her hizmetine yön vermektedir. Marka her yıl, Dutz ve Dutz Titanz koleksiyonlarında yaklaşık 50-60 yeni model piyasaya sürerek müşterilere yenilikçi ve heyecan verici seçenekler sunmaktadır. Hollandalı marka 2022 yılında ilk Dutz Sunz koleksiyonunu tanıtarak önemli bir adım atmıştır. Bu yeni güneş gözlüğü serisi kısa sürede popülerlik kazanmış ve markanın ürün yelpazesinin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Dutz Eyewear Satın Alma & Tasarım Direktörü Arianne Jonkergouw ve Reklam Direktörü Harco Witteveen ile markaya dair yaptığımız özel ve kapsamlı röportajı sunuyoruz.

Merhaba Arianne. Okurlarımıza kendinizden ve Dutz Eyewear ile yolunuzun nasıl kesiştiğinden bahsedebilir misiniz?
Merhaba, ben Arianne Jonkergouw. 2014 yılından bu yana Dutz Eyewear’in üç hissedarından biri olarak Satın Alma & Tasarım Direktörlüğü görevini üstleniyorum. Uluslararası İşletme diplomasına sahibim ve resmi bir tasarım eğitimim olmamasına rağmen 22 yılı aşkın süredir tasarım ve satın alma rollerinde çalışıyorum. Gözlük sektörüyle yolumun kesişmesi biraz tesadüfi oldu. Finans sektöründe ve çoğunlukla yurt dışında çalıştıktan sonra 2002 yılında kariyerimde bir değişiklik yapmaya karar verdim ve büyüdüğüm topraklara döndüm. Yerel bir gözlük çerçevesi toptancısına katıldım ve burada ‘kendi kendini yetiştirmiş bir tasarımcı’ ve satın alma müdürü olarak becerilerimi geliştirme fırsatı buldum. 2014 yılında, eski bir iş arkadaşım olan Roland Vandermeulen bana Dutz Eyewear’a katılma fırsatını sundu. Modaya yönelik derin tutkum her zaman vardı, fakat yaratıcılık mirasını kuyumcu olan babamdan aldığıma inanıyorum. Bu yaratıcılık temeline dayanan mirası finans uzmanlığımla birleştirmek, tasarım sürecini baştan sona etkili bir şekilde yönetmemi ve yönlendirmemi sağladı.

Dutz Eyewear’in marka vizyonu ve markanın yirmi yıl içerisindeki gelişimini hızlandıran dönüm noktaları ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Dutz Eyewear yıllar boyunca cesur tasarımları, kaliteye olan bağlılığı ve müşteri ihtiyaçlarına olan sarsılmaz odağı ile kendini sürekli olarak farklılaştırmıştır. Şirketin küçük, nispeten bilinmeyen bir Hollanda markasından küresel bir oyuncuya uzanan yolculuğundaki temel dönüm noktaları; Dutz’ın uluslararası pazarlara açılma, malzemelerde ve tasarımda sürekli yenilik yapma ve müşterilerinin tercihlerini yakından dinlemeye dayanan vizyonu sayesinde gerçekleşmiştir. Dutz Eyewear olarak 2025’te 20. yıldönümümüze yaklaşırken, mirasımızı kutlamaktan heyecan duyuyor ve dünyanın dört bir yanındaki gözlük severler için ‘Her Tarz için Bir Çerçeve’ sağlama misyonumuzu sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz. Bu anlamda herkesin her zaman ‘Dutz’ olabileceğini düşünüyoruz.

Dutz’ın tasarım Dna’sından söz edebilir misiniz? Tasarımlarınızla diğer markalardan nasıl ayrışıyorsunuz?
Dutz Eyewear’ın tasarım Dna’sı, gözlüklere yönelik eğlenceli ama işlevsel bir yaklaşıma dayanıyor. Yalın, sade aynı zamanda çağdaş çizgiler ve canlı renkler eşliğindeki özenli detayların gücüne inanıyoruz. Çünkü gözlerin doğal güzelliği, çerçevelerin temiz kesimli tasarımıyla tamamen ortaya çıkıyor. Çerçevelerimiz cesur ve ticari arasında bir denge kurar, erişilebilir ve giyilebilir kalırken her zaman güncel moda trendleriyle uyumludur. Dutz’ı diğerlerinden ayıran şey, klasik ve modaya uygun gözlükler arasında köprü kurma yeteneğimizdir. Ayırt edici, renkli vurguları ince yollarla birleştirerek her çerçevenin aşırı dramatik veya gösterişli olmadan benzersiz bir karaktere sahip olmasını sağlıyoruz. Dutz’ın ve Hollanda Ruhunun özü tam da budur. Birçok ana akım marka yalnızca trendlere odaklanırken, Dutz canlı renk kombinasyonlarını, beklenmedik geometrik şekilleri ve yenilikçi malzeme ve baskıları benimseyerek öne çıkıyor ve tüm bunları yaparken konfor, giyilebilirlik ve dayanıklılığa öncelik veriyor. Gözlüklerin kapsayıcı olması gerektiğine inanıyoruz, çeşitli yüz şekillerini düzleştiren ve her kişiliğe uyan stiller sunuyoruz. Dutz koleksiyonu her yaştan kadın ve erkeği hedeflemektedir. Dutz, uygun bir çerçeve bulmakta zorluk çeken büyük ve küçük yüzlülere özel ilgi göstermiştir. Daha büyük veya daha küçük bir boyuta ihtiyaç duyan, ancak tasarımdan ödün vermek istemeyenlerin ihtiyaçlarını karşılar. Misyonumuz bir moda duruşu ortaya koyan ve herkesin yaşam tarzına zahmetsizce uyan gözlükler hazırlamaktır. Dutz, yüksek moda estetiğini gün boyu konfor ve kapsayıcılıkla harmanlayarak, göründüğü kadar iyi hissettiren gözlükler sunar.

Koleksiyonlarınızı tasarlarken size ilham veren unsurlar nelerdir? Bu unsurlar her yeni sezon değişiyor mu, güncel değişimler tasarımlarınıza ne ölçüde yansıyor?
Dutz çerçevelerinin ilham kaynağı moda trendleri, farklı kültürler ve küresel etkilerin birleşimidir. Bu unsurları canlı renkleri, benzersiz kişiliği ve Hollanda tasarımıyla ilişkili zamansız sadelik ve zarafeti somutlaştıran tasarımlara dönüştürüyoruz. Koleksiyonlarımız, moda başkentlerinden, gelişen sokak stillerinden ve değerli müşteri geri bildirimlerinden ilham alarak uluslararası podyum trendlerinin ve günlük pratikliğin uyumlu bir karışımıdır. İmzamız niteliğindeki cesur renkler, çarpıcı baskılar ve göz alıcı asetat malzemeler kimliğimizin ayrılmaz bir parçası olmaya devam ederken, her sezon yeni bir anlatı ortaya koyuyoruz. Bu yaklaşım, tasarımlarımızın hem trend bilinçli hem de zamansız bir çekiciliğe sahip olmasını sağlıyor.

Dutz Eyewear koleksiyonları için materyal seçimlerinizdeki öncelikleriniz nelerdir?
Dutz Eyewear koleksiyonları için malzeme seçimimizin merkezinde kalite ve konfor yer alır. Her çerçevenin dayanıklılık ve uzun süreli konfor sunmasını sağlamak için hipoalerjenik paslanmaz çelik, Japon titanyumu, Mazzucchelli asetatlar ve birinci sınıf bileşenlere öncelik veriyoruz. Son beş yılda laminasyon, tasarımlarımızın ayırt edici bir özelliği haline gelerek, desenli asetatları hem kaplumbağa hem katı hem de şeffaf asetat malzemelerle sorunsuz bir şekilde birleştirmemizi sağladı. Bu ayırt edici kombinasyonlar, koleksiyonumuzun göz alıcı tasarımları ve en çok satanları arasına girdi. Ağustos 2024’te Dutz, ilk özel asetat serisini gururla piyasaya sürdü. Tasarım ekibimiz tarafından titizlikle seçilen bu canlı, kişiye özel renk ve malzeme kombinasyonları, yaratıcı fikirleri cesur ve benzersiz tasarımlarla hayata geçiriyor. Parlak transparanlar ve canlı düz asetatlarla ustalıkla çalışarak, her kullanıcıya özgünlük ve kişilik katan gözlükler yaratıyor, çerçeveleri bireysel tarzın etkileyici bir uzantısına dönüştürüyoruz.

Biraz da 2025 İlkbahar/Yaz sezonu için hazırlıklarını sürdürdüğünüz yeni koleksiyondan ve koleksiyonun öne çıkan özelliklerinden bahsedelim
Gözlük tasarımında neşe ve yaratıcılığı yansıtan renkli çerçeveler 2025 yılında parlamaya hazırlanıyor. 2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonumuzda canlı ve doğal tonlardan oluşan bir paletini, modayı takip eden ancak pratik kullanıcıların değişen tercihlerini yansıtan temiz, çağdaş çizgilerle eşleştiriyoruz. 2025 İlkbahar/Yaz Dutz koleksiyonu, retro esintili siluetler ile modern minimalist estetiğin uyumlu bir karışımıdır. Bu sezon, her biri bireyselliği kutlamak için özenle tasarlanmış cesur, elektrikli tonların yanı sıra rahatlatıcı toprak tonlarında çerçeveler sergiliyoruz. Bu koleksiyonun özünde çok yönlülük yatıyor ve koleksiyon eğlenceli ama sofistike olduğu kadar cesur yaratıcılığı abartısız zarafetle dengeleyen seçenekler sunuyor. Çarpıcı renkleri zamansız şekillerle harmanlayan, hem gözlüğü kendini ifade etmenin canlı bir biçimi olarak gören modayı takip eden bireylere hem de daha ince, zarif bir görünümü tercih edenlere hitap eden bir ürün yelpazesi oluşturduk.

Yeni koleksiyondaki favori optik ve güneş gözlüğünüz hangileridir? Bu modellerin sizi en çok etkileyen özellikleri nelerdir?
Yeni Dutz koleksiyonunda öne çıkan favori modellerimden biri, özel yapım asetatlarımızdan biriyle üretilen şık kadın modeli 2346-46’dir. Özellikle düz mercan kırmızısı astarın yarı saydam su, bordo ve kahverengi tonlarıyla güzel bir kontrast oluşturması beni cezbediyor. Bu kombinasyon, ince sofistikeliği günlük konforla dengeleyen çarpıcı ama zarif bir görünüm yaratıyor. Dutz Sunz koleksiyonundan favorim ise 1970’lerin şık cazibesinden ilham alan cesur ve feminen bir tasarım olan DS027-45 modelidir. Birinci sınıf Mazzucchelli asetattan üretilen bu çerçeve, zamansız bir stile çağdaş bir hava katan elektrik mavisi ve kiremit kırmızısı gibi canlı renk bloklarına sahip. Güneş gözlüklerinin cesur bir ifade yaratmasını isteyenler için mükemmel bir seçim olduğuna inanıyorum.

Dutz Eyewear 2025’de 20. yıldönümünü kutlayacak. Bu özel yıldönümü için planladığınız sürprizler ya da yenilikler var mı?
Yirminci yıldönümümüz, tarihimizin canlı ve renkli tasarımlarını işaret ediyor ve bu kilometre taşını modaya uygun bir şekilde kutlamaktan heyecan duyuyoruz. Bu vesileyle, sınırlı sayıda üretilen özel çerçeveler, özel Dutz eşantiyonları ve azimli bir Hollandalı girişimden uluslararası alanda tanınan bir markaya uzanan yolculuğumuzu vurgulayan küresel etkinlikler planlıyoruz. Bu kutlama, yol boyunca bizi destekleyen sadık müşterilerimize, ortaklarımıza ve çalışanlarımıza minnettarlığımızı ifade etmenin bir yolu olacak. Aynı zamanda, ileriye bakarak Dutz Eyewear’ın gelecek 20 yılının çizgisini belirlemek için olduğu kadar yenilik yapma, ilham verme ve dünyaya cesur, benzersiz tasarımlar sunmaya devam etmek için de fırsat olacak.

Merhaba, Harco. Bağımsız bir Hollanda markası olarak Dutz’ı küresel pazarda nasıl konumlandırıyorsunuz? Marka bilinirliğinizi artırmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Harco Witteveen: Kendine özgü, bağımsız bir Hollanda markası olan Dutz, cesur ve tavizsiz bir şekilde benzersiz olmayı başarmaktadır. Korkusuz tasarımlarımız, üst düzey işçilik ve ‘sade ve etkili’ bir müşteri hizmetleri yaklaşımıyla fark yaratıyoruz. Küresel stratejimiz, distribütörlerle ilişkileri güçlendirmeye, dinamik dijital pazarlamayı etkili bir şekilde kullanmaya ve markamızı yerel gözlük ortağımız Optomod ile yakın iş birliği içinde Silmo İstanbul, Silmo Paris, Opti Munich ve Mido gibi önde gelen optik fuarlarında sergilemeye odaklanıyoruz. Ayrıca, daha küçük ve yerel fuarlarda da iş birliği yaparak, kilit pazarlarda maksimum görünürlük sağlamayı hedefliyoruz.

Türkiye’de distribütörünüz aracılığıyla temsil ediliyorsunuz. Bu işbirliğinin Dutz’ın Türkiye pazarındaki planlarına ve hedeflerine sağladığı katkılardan bahsedebilir misiniz?
Harco Witteveen: Türkiye’de Optomod firması ile olan distribütör ortaklığımız, markamızın bu canlı ve hızlı büyüyen pazardaki varlığını geliştirmede etkili oldu. Pazarlama stratejilerimizi ortağımızla birlikte yerel tercihlere göre uyarlayarak ve güçlü perakendeci ilişkilerini geliştirerek, Dutz’ı Türkiye’deki modayı takip eden gözlük severler için başvurulacak bir marka olarak başarıyla konumlandırdık.

11. kez gerçekleşen Silmo İstanbul Optik Fuarının gelişimi ve sektörü kattığı değerler hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Harco Witteveen: Silmo İstanbul Optik Fuarı, özellikle 11. edisyonunda uluslararası markaları önemli bölgesel oyuncularla buluşturmak için çok önemli bir platform haline geldi. Dutz, Silmo İstanbul’a katılarak Türkiye ve çevre pazarlarda paha biçilmez bir görünürlük kazanırken, fuar sektörel ilişkilerimizi güçlendiriyor ve büyüme hedeflerimize olan bağlılığımızı pekiştiriyor. Silmo İstanbul sadece marka görünürlüğünü artırmakla kalmıyor, aynı zamanda küresel optik sektörü içindeki topluluk duygusunu da teşvik ediyor.

Aralık 2024

Novus Optik

NOVUS OPTİK

Gözlük Sanatı

Silmo İstanbul’un özverili çalışmaları sayesinde optik sektörü daha güçlü bir yapıya kavuştu. Gelecekte de bu alandaki büyümenin devam edeceğine inanıyoruz.

Merhaba Fikret Bey. Öncelikle biraz kendinizden ve sektöre giriş hikayenizden bahseder misiniz?
Merhaba, 1961’de Ankara’da doğdum ve babamın mesleği olması itibarıyla gözlükçülükle iç içe büyüdüm. Babamı kaybettikten sonra annemle birlikte dükkanımızın yönetimini devraldım. Üniversite sonrası farklı sektörlerde yöneticilik yaptım, ancak gözlük sektörüne dönüşüm beni heyecanlandırdı. 1994’te Standard Gözlük Endüstri Anonim Şirketi’nde yönetici olarak çalışmaya başladım ve kariyerim bu döneminde optik sektörüne dair birçok yenilik gördüm. Luxottica’dan emekli olduktan sonra 2022’de tekrar sektöre döndüm. Birkaç eski arkadaş ile Novus Optik Anonim Şirketi’ni kurarak optik dünyasına yeniden adım attım.

Italart Eyewear markasının Türkiye distribütörlüğünü yaptığınızı biliyoruz. Marka ile ilgili okurlarımızla neler paylaşmak istersiniz?
Alp dağları eteklerinde, Forni di Sopra’da bulunan Italart Occhiali, olağanüstü gözlükler yaratma tutkusuyla hareket eden bağımsız bir gözlük şirketidir. Italart, 3D baskı gibi yenilikçi teknolojiler kullanmaktan ham maddeleri üretmek için kendi geliştirdiği yöntemlere kadar gözlük üretiminde sınırları zorlamaya devam ederken, zanaatkarlık köklerine de sadık kalmaktadır. Yenilikçi gözlükleri tüketicilere sunma taahhüdü, Italart One & Only ve Italart Air 3D koleksiyonları ile gözler önüne serilmektedir. Sanat ve bireyselliğin bir füzyonu olan imza koleksiyonu Italart One & Only, zanaatkarlık üretiminin en üst düzeyini temsil eder. Bu gözlükler, Italart tarafından geliştirilen özel bir süreçle asetat levhalardan titizlikle üretilir. Sonuç, her çerçevenin benzersiz bir sanat eseri olduğu, renk desenlerinde hiçbir modelin birbirine benzemediği canlı, renkli bir koleksiyondur. Moda trendlerini takip eden tasarımlarıyla bu çerçeveler, bireyselliği kucaklamak ve öne çıkmak isteyenler için tasarlanmıştır. Gerçek anlamda özel bir koleksiyon olup, çok sınırlı sayıda üretilmektedir. Italart Air 3D ise yenilikçiliğin şık ve sofistike tasarımla buluştuğu bir koleksiyondur. Beta titanyum saplarla üretilen her bir çerçeve, kırılmazlık özelliği ve yalnızca 6 gram ağırlığıyla eşsiz bir hafiflik sunar. Çerçeveler, tüm gün kullanımda rahat bir uyum sağlayan vidasız menteşe ve burunluk tasarımıyla mükemmel konfor için mühendislik harikasıdır. Novus Optik olarak, gözlüğün sadece pratik bir aksesuar olmanın ötesinde; bireyselliğin, sanatın ve ileri teknolojinin bir yansıması olduğuna inanıyoruz.

Italart ile optik sektörüne ne gibi farklılıklar ve yenilikler sunmayı hedefliyorsunuz?
Koleksiyonlarımızın benzersizliği gerçekten de dikkat çekicidir. Her biri, kullanıcılarımıza özel ve eşsiz deneyimler sunmak için özenle tasarlanmıştır. One & Only koleksiyonu farklı renk kombinasyonlarıyla herkesin beğenisine hitap ediyor. Tedarikçi firmamızın kendi ürettiği hammaddeler sayesinde, her bir ürün tamamen eşsiz ve kullanıcının kişisel zevkine uygun hale geliyor. Bu durum, insanların kendilerini özel hissetmelerini sağlıyor. Diğer yandan, 3D Air koleksiyonu ise sektördeki nadir ürünlerden biridir. Tüm dünyada sadece bir düzine kadar üretici tarafından üretilen bu tip gözlükler, yenilikçi tasarımları ve kaliteli üretimi ile dikkat çekmektedir. Kullanıcılarımıza sunduğumuz 3D teknolojisi ile unutulmaz bir deneyim yaşatmayı amaçlıyoruz. Sonuç olarak, koleksiyonlarımızın sunduğu benzersizlik ve kalite ile sektördeki öncülüğümüz devam ediyor. Tedarikçilerimizin uzmanlığı ve yaratıcılığı sayesinde, kullanıcılarımıza her zaman en iyisini sunmak için çalışıyoruz.

Novus Optik markalarına yenilerini eklemeyi veya kendi markasını oluşturmayı düşünüyor mu?
Yakın gelecekte yeni marka eklemeleri yerine, mevcut Italart One & Only ve 3D Air koleksiyonlarımızın tanıtımını ve satışını artırmaya odaklanacağız. Bu stratejimizin markanın hem Türkiye’de hem de uluslararası pazarda daha sağlam bir yer edinmesine katkı sağlayacağına inanıyorum.

Dağıtım ve satış ağınızı genişletmek için nasıl bir strateji uyguluyorsunuz?
Koleksiyonlarımızın üretimi kısıtlı olsa da bu durum bize özel fırsatlar sunuyor. Hedef kitlemizi iyi tanıyarak, ürünlerimizin değerini anlayan satış noktalarıyla işbirliği yapmayı planlıyoruz. Kaliteli işbirlikleri kurarak, markamızın itibarını artırmayı hedefliyoruz. Bu noktada büyüme stratejimizin yavaş ancak istikrarlı olduğunu belirtmeliyim. Pazar araştırmalarıyla doğru adımlar atarak, önce belirli bölgelerde güçlü bir varlık oluşturmayı, ardından bu başarıyı yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Bu süreçte kaliteye odaklanarak, müşteri memnuniyetini her zaman önceliğimiz olarak göreceğiz. Sürdürülebilirlik de en önemli değerlerimizden biri olarak öne çıkmaktadır. Üretimimizde çevre dostu yaklaşımlara öncelik veriyor ve marka imajımızı güçlendirmek için etkili iletişim stratejileri kullanıyoruz. Bu sayede hem ürünlerimizin değerini artırıyor hem de güvenilir bir marka oluşturmayı hedefliyoruz.

Novus Optik olarak marka bilinirliğini artırmak için hangi tanıtım ve pazarlama yöntemlerini kullanıyorsunuz? Bu konuda öne çıkan projeleriniz nelerdir?
Italart markasının One & Only ve 3D Air koleksiyonlarını tanıtmak için hazırladığımız strateji, markanın pazardaki görünürlüğünü artırmayı ve uluslararası alanda daha güçlü bir konum elde etmeyi amaçlıyor. Buna yönelik olarak müşteri taleplerini ve güncel moda trendlerini analiz ederek hangi ürünlerin öne çıktığını belirleyeceğiz. Ayrıca, ideal müşteri profillerini tanımlayarak hedef kitlemizi netleştireceğiz. Prestijli gözlük mağazalarıyla iş birlikleri kurarak, Italart ürünleri için özel teşhir alanları oluşturacağız. Bu alanlar, markamızın kalitesini ön plana çıkaracak. Sosyal medya ve geleneksel medya kanallarıyla geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca, dikkat çekici lansman etkinlikleri düzenleyerek medyanın ilgisini çekeceğiz. Planlamamızın son ayağı olarak da müşterilerin koleksiyonları deneyimleyebilmesi için ürün deneme etkinlikleri yapacağız. Geri bildirimleri dikkate alarak, müşteri memnuniyetini artıracak yenilikçi çözümler geliştireceğiz. Bu strateji ile Italart markasının uluslararası pazardaki konumunu güçlendirmeyi ve marka bilinirliğini artırmayı hedefliyoruz.

Uluslararası fuarları takip ediyor musunuz? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Uluslararası optik fuarları, işletmelere birçok avantaj sunar. Sektördeki yenilikleri takip etmek, yeni pazarlar keşfetmek ve değerli bağlantılar kurmak için mükemmel bir fırsattır. Fuarlar, sektör trendlerini öğrenmek ve rakipleri analiz etmek için idealdir. Ayrıca, doğrudan müşterilerle etkileşim kurarak geri bildirim almak, marka bilinirliğini artırmak için etkili bir yoldur. Sonuç olarak, uluslararası fuarlara katılmak, işletmelerin stratejik hedeflerine ulaşmalarında önemli bir rol oynar.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla 11. kez gerçekleşen Silmo İstanbul Optik Fuarını, katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?
Silmo İstanbul Optik Fuarının yıllar içerisindeki gelişimine katkı sağlamak bizim için büyük bir mutluluk. Silmo İstanbul’un katılımcılarından olmak sektördeki yenilikleri takip etme ve bağlantılar kurma fırsatı sunmaktadır. Fuar esnasında edinilen yeni deneyimler hem bize hem de sektörümüze önemli katkılar sağladı. Silmo İstanbul’un özverili çalışmaları sayesinde optik sektörü daha güçlü bir yapıya kavuştu. Gelecekte de bu alandaki büyümenin devam edeceğine inanıyoruz. Biz de daha fazla yenilik ve katılımla Silmo İstanbul deneyimimizi gelecek yıllarda da zenginleştirmeye devam edeceğiz.

Bu değerli röportaj için teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Sektördeki gelişmeleri takip etmek, işletmeler için oldukça önemlidir. Hızla değişen iş dünyasında, güncel bilgilere sahip olmak, rekabet avantajı sağlamada belirleyici bir rol oynuyor. Sektörel bir dergi olan 4 your eyes, trendleri takip etmemizi, rakiplerin stratejilerini anlamamızı ve yenilikçi fikirlerin yayılmasını kolaylaştırıyor. Ayrıca, sektör içindeki iletişimi güçlendirerek iş birliğini artırıyor. 4 your eyes, farklı bakış açıları ve uzman görüşleriyle zenginleşmemizi sağlıyor. Bu da sürekli öğrenme ve gelişim fırsatları sunuyor. Kısacası, sektör oyuncuları için 4 your eyes gibi yayınlar, bilgi akışını hızlandırarak rekabeti daha sağlıklı hale getiriyor.

Aralık 2024

Mutlukent Optik

MUTLUKENT OPTİK

‘Sağlık-Kalite-Güven’

Silmo İstanbul’un 11. kez gerçekleşmiş olması, sektördeki etkisinin arttığını gösteriyor. Fuarın katılımcı profili, sunduğu etkinlikler, sergilenen ürün ve hizmetlerdeki çeşitlilik gibi faktörlerini önemli buluyorum.

Merhaba Resul Bey. Kendinizi okurlarımıza tanıtarak, optik sektörü ile yolunuzun nasıl kesiştiğinden bahsedebilir misiniz?
Merhabalar. Ben Resul Şahin. 1987 yılında Tokat’ta doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Gebze’de tamamladım. Lisede Tıp Elektroniği bölümünü okudum. Leonardo Da Vinci projesi kapsamında Berlin Üniversitesi’ne bağlı en büyük hastane olan Charité Üniversitesi’nde lise staj eğitimimi biyomedikal alanında tamamladım. Burada tanıştığım sağlık çalışanları ve optometristler vesilesiyle optik sektörüne olan ilgim göz sağlığı ve gözlük teknolojileriyle ilgili merakımla başladı. Bu sebeple optisyenlik okumaya karar verdim. Muğla Üniversitesi Optisyenlik bölümünden 2009 yılında mezun oldum. Yaklaşık 15 yıldır sektöre hizmet vermekteyim. Sekiz yıl optik mağazalarında çalışıp tecrübelerime dayanarak 2017 yılında Gebze/Mutlukent’te eşimle birlikte kendi cadde mağazamızı açtık.

Mutlukent Optik’in kurulma aşamasından söz eder misiniz?
Mutlukent Optik’in kurulma aşamasında öncelikli adımlarımız; iş planı oluşturma, uygun bir konum seçme, tedarikçilerle anlaşmalar yapma, lisans ve izinleri almak, personel işe almak ve gereken ekipmanı temin etmek oldu. Kurulduğumuz günden bugüne ‘Sağlık-Kalite-Güven’ sloganımızla, optisyen çalışma arkadaşlarımızla birlikte hastalarımızın ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik profesyonel olarak hizmet vermeye devam etmekteyiz.

Mağazanızda en çok satışı yapılan optik ve güneş gözlüğü markaları nelerdir?
Mağazamızda en çok satan optik ve güneş gözlük markalarımız arasında genellikle Prada, Guess, Zeiss, Ermenilgo Zegna, Ray-Ban, Lacoste, Silhouette, Morel, Dolce&Gabbana, Burberry, Emporio Armani, Mustang, Vogue, U.S Polo, Persol, Adidas, Osse, Calvin Klein, Jaguar, Motivum, Gigi Milano gibi markalar yer almaktadır. Tabii ki, tercihler bölgeye, müşteri profiline ve moda trendlerine göre değişebiliyor.

Mağazanızda her segmentten ürüne yer veriyor musunuz? Sizce farklı ürün gruplarını bulundurmak satışlarınıza nasıl yansıyor?
Mağazamızda genellikle farklı segmentlerden ürünlere yer veriyoruz. Böylece müşterilerin farklı tercihlerini karşılayabiliyoruz. Uygun fiyatlı giriş seviyesi ürünlerden, orta segmente ve lüks segmente kadar çeşitli seçenekler sunuyoruz. Bu, müşterilerin bütçe ve tercihlerine daha iyi uyum sağlamamızı sağlıyor. Farklı segmentlerdeki ürünleri bulundurmak, genellikle satışlara olumlu şekilde yansıyor. Çünkü müşterilerin çeşitli bütçe ve tarzlara uygun seçenekler aramalarına olanak tanıyor. Ayrıca, geniş bir ürün yelpazesi müşteri memnuniyetini artırır ve mağazanın çeşitliliğini vurgular. Bu da müşteri sadakatini artırabilir ve tekrar ziyaret etmelerini sağlayabilir.

Son yıllarda designer markalar oldukça rağbet görüyor.  Size de müşterilerinizden bu yönde talep geliyor mu?
Evet, kesinlikle. Designer markalarda özellikle güneş gözlüklerine olan talep artıyor. Müşteri portföyümüzün özellikle genç kesimi hem görünüm hem de kalite açısından bu markaları tercih ediyor. Bu sebeple mağazamızda designer markalara mutlaka yer veriyoruz.

Satış sonrası hizmetleriniz nelerdir?
Müşterilerimizin memnuniyetini kazanmak ve onlarla uzun vadeli ilişkiler kurmak istediğimizden, öncelikle nitelikli satış yaptığımız hastalarımıza ya da müşterilerimize aldığı ürün ve hizmetle ilgili mutlaka iletişime geçiyoruz. İki ay içeresinde bakım ve çerçeve ayarlarının kontrolü için mağazamıza uğramalarını talep ediyoruz. Onlara kullandıkları çerçeveleri, camları, kontakt lens ve solüsyonlarını en ideal nasıl kullanacaklarını da açıklamaya özen gösteriyoruz. Ayrıca göz muayene zamanlarını hatırlatarak, göz muayenesi öncesi ve sırasında dikkat etmeleri gereken medikal bilgileri veriyoruz. Tabii yine satış sonrasında gözlük ayarı ve uyarlama, bakım ve onarım hizmetleri, ihtiyaçları halinde yedek parça temini ve satın alınan ürüne yönelik garanti süresi boyunca garanti kapsamındaki onarımları yapmaktayız.

Sektör içi yapılan satış ve eğitim bilgilendirmeleri sizce yeterli mi?
Sektör içinde yapılan satış ve eğitim bilgilendirmeleri oldukça önemlidir. Ancak yeterli olup olmadığı, firmanın hedeflerine, müşteri beklentilerine ve pazar dinamiklerine bağlıdır. Sürekli değişen bir sektörde, personelin güncel kalması ve yeni teknolojilere adapte olması önemlidir. Sektör içi eğitimler, yeni ürünlerin tanıtımı, satış teknikleri, müşteri ilişkileri yönetimi ve göz sağlığı konularında personelin bilgi düzeyini artırabilir. Ancak, müşteri geri bildirimleri ve satış verileri de dikkate alınarak sürekli olarak eğitim programlarının gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi gerekebilir.

Mutlukent Optik bir cadde mağazası. Bu tercihi hangi unsurlara dayanarak yaptınız? AVM mağazacılığını nasıl değerlendirirsiniz?
Cadde mağazaları ve AVM içinde yer almanın ikisinin de avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. İşletmenin özelliklerine, hedef kitlesine ve pazar dinamiklerine bağlı olarak tercihler değişebilir. Cadde mağazaları, genellikle şehir merkezlerinde veya yoğun alışveriş caddelerinde bulunur ve yerel müşteri trafiğine daha fazla maruz kalabilir. Bu tür mağazalar, marka imajını güçlendirmek ve yerel müşterilere daha samimi bir deneyim sunmak için tercih edilebilir. Buradaki samimiyetin aile, komşu, esnaf anlayışı olduğunu vurgulamak isterim. İşletmenin hedeflerine ve stratejilerine bağlı olarak marka kimliğini vurgulamak ve yerel müşterilere odaklanmak istediğimizden, biz cadde mağazası olmayı tercih ettik.

Perakendecilerden biri olarak meslektaşınızla aranızdaki fiyat rekabeti hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Fiyat rekabeti, perakende sektöründe yaygın bir durumdur ve müşteriler için çeşitli seçenekler sunmanın doğal bir sonucudur. Ancak, sadece fiyat rekabetine odaklanmak yerine, müşteri deneyimini geliştirmek, ürün kalitesini artırmak ve farklılaşma stratejileri izlemek daha sürdürülebilir bir yaklaşım olabilir. Rekabetçi fiyatlarla birlikte, müşterilere sağlanan hizmet kalitesi, ürün çeşitliliği, satış sonrası destek gibi unsurlar da önemlidir.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 11. kez gerçekleşen Silmo İstanbul Optik Fuarını başlangıcından bugüne nasıl değerlendiriyorsunuz?
Silmo İstanbul Optik Fuarı’nın 11. kez gerçekleşmiş olması, optik sektöründeki öneminin ve etkisinin arttığını gösteriyor. Fuarın büyümesi ve daha geniş bir hizmet alanına sahip olması, sektör profesyonelleri için önemli bir buluşma ve iş birliği fırsatı sunuyor. Ayrıca, fuarın katılımcı profili, sunduğu etkinlikler ve sergilenen ürün ve hizmetlerdeki çeşitlilik gibi faktörleri de önemli buluyorum. Bu tür fuarlar, sektördeki en son trendleri ve teknolojileri keşfetmek, yeni iş bağlantıları kurmak ve sektördeki diğer profesyonellerle bilgi paylaşımı yapmak için önemli bir platform sağlıyor.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’in dijital yayıncılığa geçişi ile ilgili yorumlarınızı öğrenebilir miyiz
Derginizin dijital yayıncılığa geçişi, genellikle daha geniş bir okuyucu kitlesine erişim sağlayabilir ve içeriğinizin daha hızlı ve kolayca paylaşılmasını sağlayabilir. Dijital platformlar, okuyucuların içeriğinize her zaman ve her yerden erişim sağlamasına olanak tanırken, interaktif özellikler de okuyucu deneyimini zenginleştirebilir. Bu değerli röportaj için biz teşekkür ederiz.

Aralık 2024