Smart Optik

Smart Optik

Teknoloji ve Kalite

Silmo İstanbul’u sektördeki konumumuzu güçlendirmek ve müşteri memnuniyetini artırmak için kritik bir etkinlik olarak değerlendiriyoruz.

Merhaba Mustafa Bey. Kendinizi okurlarımıza tanıtıp, sektöre giriş hikayenizden bahsedebilir misiniz?

Merhaba, ben Mustafa Bayındır. Kariyerime uluslararası bir ilaç firmasında Satış Temsilcisi olarak başladım ve burada 20 yıl boyunca satış, pazarlama, eğitim ve üst düzey yöneticilik alanlarında tecrübe kazandım. Bu süreçte satış, pazarlama stratejileri geliştirmek ve ekip yönetimi konularında derinlemesine bilgi edindim. Optik sektörüyle tanışmam ise Essilor Türkiye’nin yönetim takımında görev alarak oldu. Bu deneyim, sektördeki dinamikleri anlamamı sağladı ve ardından Smart Optik’e katılma fırsatı buldum. Şu an firmada Genel Müdür olarak görev yapıyorum. Optik alanındaki 10 yıla yakın tecrübemle, bu sektördeki yenilikleri ve müşteri ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak için çalışmaya devam ediyorum.

Smart Optik olarak son derece gelişmiş üretim tesisiniz olduğunu biliyoruz. Üretim sürecinizden ve kapasitesinden bahseder misiniz?

Smart Optik olarak en son teknoloji ile donatılmış üretim tesislerine sahibiz. Tesislerimiz, otomasyon sistemleri ve yüksek kapasiteli makinelerle donatılmış durumdadır. Bu da bize üretim süreçlerimizi optimize etme ve müşteri taleplerine hızlı bir şekilde yanıt verme imkanı sağlıyor. Tesisimiz günlük 3.000 çift RX üretim kapasitesine sahiptir. Ayrıca yakın gelecekte yapacağımız yatırımlar ile bu kapasiteyi daha da artıracağız. Üretim sürecimiz, malzeme seçiminden son ürüne ulaşana kadar titizlikle yönetiliyor. Böylece yüksek kaliteli ve güvenilir ürünler sunabiliyoruz. Ayrıca, sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda çevre dostu üretim yöntemlerine de önem veriyoruz.

Firmanızın markalarını paylaşabilir misiniz ve bu markalarla ilgili neler söylemek istersiniz?

Başlıca markalarımız arasında Smart Vision, Sky ve Neo bulunuyor. Bu markalar, kullanıcıların farklı ihtiyaçlarına yönelik geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Ayrıca, yakında üst segment Schneider markamızın lansmanını yapmayı planlıyoruz. Schneider, kaliteli ve yenilikçi ürünleriyle sektördeki yerimizi daha da güçlendirecek. Kendi markalarımızı geliştirerek, müşteri memnuniyetini artırmayı ve pazarın dinamiklerine hızlı bir şekilde yanıt vermeyi hedefliyoruz. Son kullanıcıların en iyi fiyata en kaliteli camlara sahip olmasını sağlarken, iş ortaklarımıza da bu ürünleri güvenle satabilmeleri için her türlü güvence, garanti ve pazarlama materyallerini sunuyoruz.

Ürünlerinizde hangi kalite standartlarını ön planda tutuyorsunuz? Kalite kontrol süreçleriniz hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?

Ürünlerimizde öncelikli olarak uluslararası kalite standartlarını gözetiyoruz. ISO 9001 ve ISO 13485 sertifikalarına sahibiz ve bu kalite yönetim sistemimizin etkinliğini ve sürekli gelişimini garanti ediyor. Ayrıca, ürünlerimizin performansını artırmak için Avrupa Birliği normlarına uygunluk sağlıyoruz. Ham maddelerin alınmasından başlayarak, üretim sürecinin her aşamasında çeşitli testler yapılıyor. Son ürünlerimiz, kalite standartlarımıza uygunluğunu sağlamak için laboratuvar ortamında detaylı testlerden geçiriliyor.

Teknik ve teknolojik yenilikleri yakından takip eden bir firmasınız. Okurlarımıza Ar-Ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

Smart Optik olarak yenilikçi malzemeler ve üretim teknikleri geliştirmek için sürekli araştırmalar yapıyoruz. Ar-Ge departmanımız ürünlerimizin kalitesini artırmak ve yeni çözümler sunmak için sürekli çalışıyor. Optik teknolojilerindeki en son gelişmeleri takip ederek bu yenilikleri ürünlerimize entegre ediyoruz. Örneğin, çocuklarda miyopinin gelişimini yavaşlatmak için tasarlanmış özel camlar, camlardaki üstün kaplama teknolojileri ve UV ile zararlı mavi ışığın etkilerinden koruma gibi özellikler ürünlerimizin performansını önemli ölçüde artırıyor.

Şirketinizin yakın dönemde büyüme ve gelişimini hızlandıracak girişimlerinden söz edebilir misiniz?

Yeni ürün geliştirme süreçlerimizi hızlandırarak müşteri beklentilerini daha iyi karşılamayı ve pazar geliştirme projelerini hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Özellikle Schneider markamızın lansmanı üst segmentteki pazar payımızı artırma fırsatı sunacak. Ayrıca, yönetim binamızda inşa ettiğimiz Smart Akademi ile hem Optisyenlik bölümü öğrencilerine hem de iş ortaklarımıza ve çalışanlarımıza mezuniyet sonrası eğitim desteği vererek, onların gelişimine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Dijital dönüşüm süreçlerimizi güçlendirerek, online satış ve pazarlama stratejilerimizi geliştirmeyi planlıyoruz. Müşteri deneyimini ön planda tutarak, destek hizmetlerimizi daha da iyileştireceğiz. Tüm bu adımlarla, sektördeki liderliğimizi pekiştirip daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı amaçlıyoruz. Ayrıca dağıtım ve satış ağımızı genişletmek amacıyla şu anda Türkiye genelinde 10 şubeyle verdiğimiz hizmeti, iki yıl içerisinde 12 şubeye çıkartmayı planlıyoruz.

Satış esnasında ve satış sonrasında sağladığınız destekleri bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Satış esnasında ve sonrasında müşterilerimize kapsamlı destek sağlamaya özen gösteriyoruz. Deneyimli satış personelimiz, müşterilerimize ürünlerin özellikleri ve kullanıcıya olan faydaları hakkında detaylı bilgi vererek doğru ürünler sunmalarında yardımcı oluyor. Pazarlama ve eğitim departmanımız, iş ortaklarımıza sınıf, mağaza içi ve online eğitimlerle göz anatomisi, cam, ürün bilgisi, ölçüm ve montaj konularında teknik becerilerinin gelişimine katkıda bulunuyor. İş ortaklarımıza, ürünlerin sunumu ve satışı konusunda destek sağlarken, satış sonrası da birlikte hareket etmek için her türlü sorularında yardımcı olmak adına şubelerimiz vasıtası ile destek sunuyoruz ve garanti süreçleri hakkında bilgi veriyoruz. Müşteri memnuniyetini artırmak için geri bildirimleri dikkate alarak hizmetlerimizi sürekli olarak iyileştiriyoruz.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla 11. kez gerçekleşecek olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?

Silmo İstanbul Optik Fuarı optik alanındaki en son yenilikleri ve trendleri takip etmek, iş ortaklarıyla bağlantı kurmak ve marka bilinirliğimizi artırmak için mükemmel bir platform sağlıyor. Fuara katılmanın bizim için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Yeni ve daha büyük hizmet alanımızla birlikte daha fazla ziyaretçiye ulaşmayı ve ürünlerimizi geniş bir kitleye tanıtmayı hedefliyoruz. Fuarda, sektör profesyonelleriyle doğrudan etkileşimde bulunarak, onların ihtiyaçlarını daha iyi anlama ve geri bildirim alma şansına sahip olacağız. Ayrıca, işbirliklerimizi güçlendirmek ve yeni iş fırsatları yaratmak için de ideal bir ortam sunuyor. Silmo İstanbul’u sektördeki konumumuzu güçlendirmek ve müşteri memnuniyetini artırmak için kritik bir etkinlik olarak değerlendiriyoruz.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’in dijital yayıncılığa evrilişi ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Dijital yayıncılığın yükselişi, günümüzde bilgiye erişimi kolaylaştırıyor ve içerik tüketim alışkanlıklarını değiştiriyor. Derginin dijital yayıncılığa evrilişi, okuyuculara daha dinamik ve etkileşimli bir deneyim sunma açısından oldukça önemli diye düşünüyorum. Bu dönüşüm, sektörün en son gelişmelerini ve yeniliklerini takip etmek isteyenler için büyük bir avantaj sunuyor. Bu değerli röportaj için teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.

Kasım 2024

Zeno Grup Optik

Zeno Grup Optik

Yükselen Güç

Silmo İstanbul, Türkiye optik sektörü için önemli bir platform. İlk katılımımızdan bu yana her yıl fuarda yer aldık ve her seferinde büyük bir ilgiyle karşılandık.

Merhaba Selin Hanım. Kendinizi okurlarımıza tanıtıp, ne zaman ve nasıl optik sektörünün bir üyesi olduğunuzdan bahsedebilir misiniz?

Merhaba, ben Selin Kılıç. 1989 yılında İstanbul’da doğdum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden 2012 yılında mezun oldum. Mezuniyetimden itibaren çeşitli markalar için İletişim Danışmanlığı, Sosyal Medya Uzmanlığı, Reklam ve Halkla İlişkiler departmanlarında çalıştım. Turizm, gıda ve moda başta olmak üzere birçok sektörde bu hizmetleri verdim. Yaklaşık 2 yıldır ise optik sektöründe çalışıyorum. Sektörün dinamik yapısı ve yeniliklere açık olması beni her zaman heyecanlandırdı. Tabii çok küçük yaşlardan beri gözlük kullanıcısı olmamın da sektöre olan ilgimin oluşmasında büyük katkısı oldu diyebilirim.

Zeno Grup Optik ile yolunuzun nasıl kesiştiğinden ve firmadaki rolünüzden söz edebilir misiniz?

Zeno Grup’u optik sektöründen biri olarak aslında biliyordum. Bir etkinlikte, Zeno Grup’un kurucularından Ömer Bey ile karşılaştım. Kendileri ile vizyon ve misyon açısından aynı çizgide olduğumuzu fark ettik. Marka İletişim Yöneticisi olarak firmaya katıldım ve o zamandan beri markanın tanıtımı, iletişim stratejileri ve sektördeki yerini güçlendirme konusunda çalışıyorum.

Zeno Grup Optik’in henüz üç yıl önce kurulmuş olmasına rağmen sektörde sağlam ve başarılı bir duruş sergilemesini sağlayan temel değerlerinden bahsedebilir misiniz?

Zeno Grup Optik’in temel değerleri yenilikçilik, müşteri odaklılık ve kalite üzerine kuruludur. Müşterilerimize en iyi hizmeti sunmayı, sektördeki yenilikleri takip ederek onları öncü çözümlerle buluşturmayı ve optik sektörünün en önemli organı olan optik mağazalarını güçlendirerek sektörün kullanıcı lehine bilinçlenmesine ve büyümesine maksimum faydayı sağlamayı ve oluşturmayı hedefliyoruz. Adımlarımızı da daima bu doğrultuda atmamız sebebiyle başarı grafiğimiz giderek yükseliyor.

Firma bünyesinde yer alan markalardan ve bu markaların kendilerine özgü özelliklerinden söz edebilir misiniz?

Firmamız bünyesinde pek çok prestijli marka bulunuyor. Bunlardan biri olan Morlin Bron, minimal tasarımları ve yüksek kalite standartlarıyla dikkat çekiyor. Morlin Bron modelleri oluşturulurken, yenilikçi tasarımlar her aşamada yüz anatomisi üzerinde test edilir ve en doğru ergonomik forma getirilene kadar üzerinde çalışılır. Morlin Bron’da sürekli yenilediğimiz binlerce modelle tüm zamanların en zengin kreasyonunu sunuyoruz. Bir diğer markamız Reacher ise canlı renkleri ve cesur tasarımlarıyla genç kitlelere hitap ediyor. Zeno Grup Optik bünyesindeki her markamız ile kendine özgü bir karaktere ve müşteri kitlesine sahip koleksiyonlar sunuyoruz.

Büyümeye ve gelişime açık bir firma olarak markalarınıza yenilerini eklemeyi düşünüyor musunuz?

Evet, Zeno Grup Optik bünyesine yeni markalar eklemeyi kesinlikle düşünüyoruz. Bu amaçla sürekli olarak pazar araştırmaları yapıyoruz. Hem yerel hem de uluslararası alanda tanınan, yenilikçi ve kaliteli ürünler sunan markalar yaratmayı temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Hatta 4 your eyes okurlarına önümüzdeki yıl içerisinde birkaç yeni markanın lansmanını yapmayı planladığımızın haberini verebiliriz.

Marka İletişim Yöneticisi olarak Zeno Grup Optik markalarının bilinirliklerini ve sektördeki konumlarını güçlendirmek amacıyla nasıl bir strateji uyguluyorsunuz?

Stratejimiz, dijital ve geleneksel medya pazarlamasını aktif ve efektif bir şekilde kullanmak üzerine kuruludur. Ayrıca, müşterilerimizle birebir etkileşim sağlayan kampanyalar ve deneyim odaklı etkinlikler düzenlemeyi önemli buluyoruz. Düzenlediğimiz bu deneyim odaklı etkinler sayesinde hem markalarımızın bilinirliğini artırıyor hem de sektördeki yerimizi daha da sağlamlaştırıyoruz.

Tanıtım ve pazarlama projelerinizde ünlü isimlerle iş birlikleri yaptığınızı biliyoruz. Yeni sezonda da Zeno Grup Optik’ten böyle sürprizler beklemeli miyiz?

Evet, ünlü isimlerle çalışmak bizim için oldukça etkili bir strateji oldu. Morlin Bron için ‘Çok Göze Takılıyoruz’ sloganıyla sunduğumuz kampanyanın yüzü olarak ülkemizde saygın ve sempatik duruşuyla çok sevilen İtalyan Şef Danilo Zanna’yı seçmemiz markanın bilinirliğinin sağlamlaştırılmasında çok önemli rol oynadı. Bu sebeple, yeni sezonda da bu tür iş birliklerine devam edeceğiz. Şu an üzerinde çalıştığımız birkaç proje var ve bunlar için çok heyecanlıyız. Zeno Grup Optik olarak müşterilerimize sürprizler yapmayı seviyoruz, bu yüzden takipte kalmalarını öneriyoruz.

Zeno Grup Optik dağıtım ve satış ağını genişletmek amacıyla nasıl bir yol izliyor?

Dağıtım ve satış ağımızı genişletmek için öncelikle mevcut satış noktalarımızla olan iş birliklerini güçlendirmeyi ve yeni bölgelerde anlaşmalar yapmayı hedefliyoruz. Ayrıca, potansiyel yeni müşterilerle görüşmeler yaparak farklı şehir ve bölgelerde varlığımızı artırmayı planlıyoruz. Mağaza içi promosyonlar ve fuar katılımlarıyla markamızın bilinirliğini daha da artırmaya devam edeceğiz.

Rusya’da ve Çin’de ofisleriniz olduğunu biliyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Farklı ülkelerde de ofisler açmayı planlıyor musunuz?

Rusya ve Çin’deki ofisimiz, bizim için büyük bir adım oldu. Oradaki müşterilerimize daha iyi hizmet vermek için bu yatırımları gerçekleştirdik. Gelecekte Avrupa ve Orta Doğu’da da ofis açmayı planlıyoruz. Zeno Grup Optik olarak temel değerlerimizden ödün vermeden sürekli gelişimin ve ilerlemenin yanındayız. Her geçen yıl daha çok yol katederek global bir marka olma yolundaki emin adımlarımızı sürdüreceğiz. 

Uluslararası fuarları takip ediyor musunuz? Fuarların sektöre katkıları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Evet, uluslararası fuarları yakından takip ediyoruz. Uluslararası optik fuarları, sektördeki yeniliklerin ve teknolojik gelişmelerin sergilenmesi için önemli platformlardır. Bu etkinlikler, markalar ve profesyoneller arasında global işbirlikleri kurulmasına olanak tanır, yeni ürünlerin tanıtılması ve pazar trendlerinin belirlenmesine katkı sağlar. Aynı zamanda sektör temsilcileri için ağ kurma ve iş geliştirme fırsatları sunar. Ayrıca, markalarımızı daha geniş kitlelere tanıtmak açısından da çok önemli yere sahipler. 

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 11. kez gerçekleşecek olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?

Silmo İstanbul Optik Fuarı her geçen yıl gelişen, büyüyen ve kendini yenileyen bir yapıya sahip. Sektör dinamiklerini bir araya getirmesi açısından muazzam derece önemi olduğunu düşünüyorum. Fuarın zaten Silmo ismini alarak gerçekleştirilmesi, organizatörlerin sağlam ve büyük hedeflerle yola çıktığının göstergesidir. Her anlamda ciddiyet ve yoğun emekle hazırlanmasını takdir ediyoruz. İnanıyorum ki Silmo İstanbul bu yıl da geçmiş yıllar gibi işimiz adına çok faydalı geçecek.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’ın dijital yayıncılığa evrilişi ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Derginiz 4 your eyes’ın çağa adapte olmasını şahsen çok önemsiyorum. Çünkü internet artık işimizin olmazsa olmaz bir parçası haline geldi. Bu sayede her sayısına online olarak ulaşmak bizlere büyük bir konfor sunuyor. Tüm ekibinize başarılar diliyor ve emekleri için teşekkür ediyoruz.

Ekim 2024

Optomod Optik

Optomod Optik

Gözlükte Deneyim

Silmo İstanbul her geçen yıl gelişen, büyüyen ve kendini yenileyen bir yapıya sahip. İnanıyorum ki fuar bu yıl da geçmiş yıllar gibi işimiz adına çok faydalı geçecek. 

Merhaba Eli Bey. Kendinizi okurlarımıza kısaca tanıtarak, optik sektöründeki yolculuğunuzun nasıl başladığından bahsedebilir misiniz?

Merhabalar. Öncelikle benimle bu röportajı yaptığınız için teşekkür ederim. Optik sektöründe yaklaşık 2012 yılından beri bulunmaktayım. On seneyi aştık. Ancak bütün tecrübemi şirketimizin kurucusu babam Hayim Yanarocak’tan aldım. Zaten çocukken bile her zaman şirketimize gelirdim. Dolayısıyla işin içinde büyüdüm diyebiliriz. İtalya’da üniversite okurken bile tek hayalim buraya dönüp babama yardımcı olmaktı. Bunu gerçekleştirdiğim için ve benim bu başarıma ulaşmamı sağladığı için emeği geçen herkese sizin nezdinizde teşekkür ederim.

Optomod Optik olarak birçok markanın pazarlama ve dağıtımını yapıyorsunuz. Markalarınızdan ve karakteristik özelliklerinden bahsedebilir misiniz?

Herkesin bildiği gibi Optomod Optik var ise Exess markası sayesindedir. Exess benim için eşittir Optomod. Ancak günümüzün getirdiği şartlar gereği ne yazık ki Exess markasını çok piyasaya süremiyoruz. Bu tabii sürmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Bir diğer markamız ise şu anda en popüler markamız olan ve çok talep aldığımız Dutz markasıdır. Sadece optik çerçevesi bulunan markanın asetat/metal/titanyum olarak üç serisi bulunmaktadır. Asetatlar İtalya’nın en iyi asetatı olan Mazzuchelli asetatından yapılmaktadır. Metallerde ise i-phone telefonlarda çelik parçanın çizilmemesini sağlayan laki malzemesi kullanılmaktadır. Titanyumu ise beta titanyumdur. Ancak en önemli özellik gövdesindeki ham maddenin renklerinin orijinalliğidir. Dolayısıyla renk atması yaşanmaz. Bu ürünlere bu garantiler verildiğinden dolayı ürün %100 her şartta değişmektedir. Çalıştığımız bir diğer Group ise Oxibis firmasıdır. Bu firma tamamen Fransızdır. Ürünleri Fransa’da üretilmektedir. Bu firmadan iki markamız bulunmaktadır. Dilem ve Exalto. Exalto daha klasik ve erkek için olan bir markadır. Dilem ise tamamen teknolojiktir. Renklidir. Her gözlükte 1 çift sap ekstradan gelmektedir. Gözlüğün sapları değişebilmektedir. Buradaki amaç 1 gözlük fiyatına 2 gözlük alabilme özelliğidir. Eğer istenirse ekstradan başka çeşit saplarda alınıp çeşit artırılabilir.

Aynı zamanda Charmant Group ile de çalışıyorsunuz. Charmant Group markaları hakkında neler söylemek istersiniz?

Evet, bir de dünyaca ünlü Japon firması Charmant Group ile çalışıyoruz. Bu gurupta Charmant, Minamoto, Esprit ve Elle olmak üzere 4 marka bulunmaktadır. Charmant markası kendi içinde 4 ana guruba ayrılmaktadır. Ad-Lib gurubu renkli sadece titanyumdan oluşan daha hareketli ve nispeten genç nesile hitap eden bir optik çerçevesidir. Charmant TP gurubu daha klasik gözlüklerden oluşan ve fiyat itibarıyla daha orta guruba hitap eden sadece titanyumdan oluşan optik çerçeveleridir. Charmant XL piyasada bilinen adıyla Line Art ise isminden de anlaşılacağı gibi bir sanat eseridir. Titanyum özelliği dünyada sadece patenti Charmant Group’a ait olan ‘Excellence Titanium’ idir. Charmant ZT ise gene üst guruba ve erkeklere hitap etmektedir. Titanyum ve Zirkon karışımı oluşan özel bir titanyum malzemesidir. Dayanıklı ve sağlamlığı ile ön plana çıkmaktadır. Aynı şekilde plaket ve terminallerde Line Art modellerinde kullanılan özellik bulunmaktadır. Minamoto markası Charmant Group’un en yeni markasıdır. Özelliği ise dünyanın en hafif gözlükleri arasında olmasıdır. Gözlüğün malzemesi Samuray kılıçlarında kullanılan malzemenin aynısıdır. İçine titanyum eklenmiştir. Esprit ve Elle markaları Charmant Group’un lisans markalarıdır. İkisi de orta guruba hitap eder. Her yaş kesimine uygun ürünler vardır. Esprit daha hareketli ve rahat giyilebilecek bir markadır. Esprit markasının en büyük özelliği Ultem malzemesini dünyada ilk çıkaran marka olmasıdır. Hafiflik ve rahatlık ön plandadır. Elle ise daha şıktır ve kadınlara hitap etmektedir. Asetat ve metal çerçevelerden oluşmaktadır. İki markanın da 2025 güneş koleksiyonu getirilecektir.

Optomod Optik, 35 yılı aşan tecrübesiyle markalarına yenilerini eklemeyi ya da kendi markalarını oluşturmayı düşünüyor mu?

J.F. Rey markası en yeni marka transferimizdir. Fransız markası olan J.F. Rey, Fransa ve İtalya’da üretilmektedir. Her türlü kesime hitap etmektedir. En aykırı modelden en klasik modele kadar çok geniş bir ürün yelpazesi bulunmaktadır. Ancak yakında iki yeni markayı daha bünyemize katacağız. Silmo İstanbul’da yeni markalarımızın ilk sunumunu yapmayı heyecanla bekliyoruz. Ancak şimdilik isimleri sürpriz olsun istiyoruz. Kendi markamızı yaratma konusuna gelince bu konu ile alakalı gerçekten ayrı bir organizasyon ve zaman gerekiyor. Şu an için bu imkanlar yakın gelecekte gözükmüyor. Ancak hiçbir şey belli olmaz. İleride neden olmasın?

Marka bilinirliğini arttırmak için hangi tanıtım ve pazarlama yöntemlerini kullanıyorsunuz?

Biz en iyi reklamı müşterilerimizin yapacağına inanan bir firmayız. Ancak tabii ki çalışmalarımız var. Popüler markamız Dutz şu an birçok ünlünün yüzünü güzelleştiriyor. Aklıma ilk gelen isimler Selçuk Yöntem, Armağan Çağlayan, Fatih Portakal diyebilirim. Bunun dışında markalarımızı derginiz 4 your eyes aracılığıyla da geniş topluma duyurmayı hedefliyoruz.

Sektördeki tecrübeniz ışığında Türkiye optik sektörünün bugünkü durumunu, gelişimi ve yakın geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?

Sektörümüz her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Tek sorun bizce, insanların kendilerini yeniliğe karşı çok yavaş güncelliyor olmasıdır. Ancak bu konuda da hızlanmaya başladık. Dilerim sektörümüze yeni katılan genç nesiller ile gelişim çok daha hızlı olacaktır.

Uluslararası fuarları takip ediyor musunuz? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Bizim için 2 ana yurtdışı fuarı var. Birisi Mido diğeri ise Silmo Paris. İkisi de sektör için çok önemli. Yeni trendleri ve önümüzdeki sene bizleri nelerin beklediğini bu fuarlar sayesinde anlıyoruz. Bu fuarlara gitmek ve her sene yeni bir şeyler öğrenmek benim için büyük bir keyiftir.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 11. kez gerçekleşecek olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?

Silmo İstanbul Optik Fuarı her geçen yıl gelişen, büyüyen ve kendini yenileyen bir yapıya sahip. Sektör dinamiklerini bir araya getirmesi açısından muazzam derece önemi olduğunu düşünüyorum. Fuarın zaten Silmo ismini alarak gerçekleştirilmesi, organizatörlerin sağlam ve büyük hedeflerle yola çıktığının göstergesidir. Her anlamda ciddiyet ve yoğun emekle hazırlanmasını takdir ediyoruz. İnanıyorum ki Silmo İstanbul bu yıl da geçmiş yıllar gibi işimiz adına çok faydalı geçecek.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’ın dijital yayıncılığa evrilişi ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Derginiz 4 your eyes’ın çağa adapte olmasını şahsen çok önemsiyorum. Çünkü internet artık işimizin olmazsa olmaz bir parçası haline geldi. Bu sayede her sayısına online olarak ulaşmak bizlere büyük bir konfor sunuyor. Tüm ekibinize başarılar diliyor ve emekleri için teşekkür ediyoruz.

Eylül 2024

Uğur Optik Makina

Uğur Optik Makina

Uzman ve Atılımcı

Silmo İstanbul’a ilk destek veren firmalardan biriyiz ve yabancı ziyaretçilerin her geçen yıl artan heyecanından fuar başarısının giderek katlandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. 

Merhaba Ercan Bey… Uğur Optik Makina’nın kuruluş hikayesini bizimle paylaşır mısınız? Antalya’da 1993’te başlayan yolculuğunuz nasıl ilerliyor?

Antalya merkezli olarak 1993 yılında kurulan şirketimiz, çeşitli iş alanlarında faaliyet gösterdi. Perakende olarak mağazalarımızı 1999 yılında açtık. Başarılı işler yaptıktan sonra 2005 yılında yurt dışındaki hala iş yaptığımız yabancı dostlarımızın yönlendirmesiyle toptan bölümüne geçtik. Internetin hala ulaşımı zor olduğu o dönemlerde Türkiye’deki yoklukları var ederek web sitemiz aracılığıyla bir anda ön plana çıktık. Çok yüksek olan malzeme ve makine fiyatlarını yarı fiyatlarına satarak tüm optisyenlerin vazgeçilmezi olduk. Ayrıca ülkemiz optisyenlerinin o güne kadar görmediği bilmediği ürünleri meslektaşlarımızla buluşturduk. Mesleğin içinden biri olarak optisyen arkadaşlarımızın nasıl düşündüğünü ve neye ihtiyacı olduğunu bilmek en önemli avantajımız oldu.

Firmanızın odaklandığı ana hizmet alanları nelerdir? Bu hizmet alanlarında gösterdiğiniz faaliyetleri detaylandırır mısınız?

Uğur Optik Makina, malzeme ve optik cam alanında faaliyet göstermektedir. Son 15 yıldır ağırlığımızı makine üretimi ve ithalatına yoğunlaştırdık. Diğer alanlardaki yoğun rekabet bizi yapılması daha zor olan makina alanına yöneltti. Bu konuda Centervision markamızla artık dünyada tanınan bir firma haline geldik. Makina konusunda başarının sırrı müşteri memnuniyetidir. Bu sebepten dolayı firmamız 30 yıldan fazla süredir ayakta kalabilmiştir. Uğur Optik ailesi olarak en çok önem verdiğimiz konu budur. Firma çalışanlarının ortalama çalışma süresi 10 yılın üzerinde olduğu için herkes buna alışmış ve firma geleneği haline getirmişlerdir.

Bünyenizde bulunan markalar, ürünler nelerdir ve ürünlerinizin belirgin özelliklerinden bahseder misiniz?

Firmamızın Türkiye’de ve dünyada en bilinen markası Centervision’dur. Bir odaklama cihazı olan bu ürünümüzün markası, artık tüm odaklama cihazlarına Center veya Centervision denilmesine sebep oldu. Yani markamız bu ürünün adı haline geldi. 15 yıldır aralıksız Ar-Ge yapmaktayız. Sürekli bir yenilik içerisinde dünyadaki rakiplerimizin önüne geçtik. Diğer markalarımız olan Chalk ve Tuscany, optik mağazaların %80’inde kullanılmakta olup ithal ederek satıp servis verdiğimiz markalarımızdır. Bu markaları kullanmamış olan meslektaşımız yok denecek kadar azdır. Cam kesme makinası, fokometre, el taşı, nilör, ısıtıcı pupilametre vb. gibi ürünlerimizde bu 2 markayla hizmet vermekteyiz. Huvitz dünyaca ünlü en az hata veren oftalmik ve optisyenlik ürünleri üreten Güney Kore firmasıdır. Türkiye’de optisyenler için bu firmanın distribütörlüğünü 14 yıldır sürdürmekteyiz. Cam kesme makinaları ve fokometrelerin satış ve teknik servisi tarafımızdan yapılmaktadır.

Centervision markalı odak ölçümleme cihazınızı 2010 yılında tescillediniz. Bu cihazın özellikleri ve optisyenlere sunduğu kolaylıklar nelerdir?

Eskiden sadece odak almak için kullanılan bu cihazlar free form camların piyasaya çıkması ile biraz daha zorunlu bir hale gelmiştir. PD, Pantaskobik açı, vertex mesafesi, çerçeve bombesi, yakın odak mesafesi olmadan bir progressive cam free form olmaz. Ancak standart bir progressive cam olur. İşine özen gösteren meslektaşlarımız bu ölçüleri cam firmasına bildirerek camın kişiye özel olmasını sağlıyorlar. Ayrıca Centervision cihazı sadece ölçüleri almak için değil başka özellikleri ve kolaylıkları da meslektaşlarımıza sunmaktadır. Mağazamıza şık bir hava katması, kullanışlı bir masa oluşu, animasyonlarla müşterileri ikna etmekteki başarısı tartışılmaz. Bu cihazı alan firmaların cam satışlarında gözle görülür bir yükselme olmakta ortalama 8 ay içerisinde makinaya ödedikleri para kendilerine dönmektedir.

Türkiye’deki optisyenlik bölümlerine optik makina ve malzeme tedarik ederek üniversitelere hizmet veriyorsunuz. Bu projeniz nasıl başladı, sunduğu artılar nelerdir?

Eğitim konusunda en başından beri çok hassasız. 2004 yılında çıkarılan kanunla kurs alarak ben de bir optisyen oldum. Burada gördüğüm eğitim eksikliği, beni bunu çözmenin yollarını aramaya itti. İlk önce o dönem mevcut 5 üniversite ile bağlantılar kurup yapılan ilk toplantıya davet edilmemle işi sırtlanmaya başladım. Sonra 2011 yılında Okan ve Aydın Üniversitelerinin kuruluşuna yardımcı oldum.

Bu dönemde yeni üniversitelerin hocalarının optik konusundaki bilgi eksikliği ortaya çıktı. Bunu çözmek için sektör üniversite ve kamuyu bir araya getiren Optik 2012 toplantısını bir otelde gerçekleştirdim. Ancak bu çabalarım yeterli gelmedi. Her yıl yeni üniversite enflasyonu yaşanıyor ve yeni hocaların bilgilendirilmesi gerekiyordu. Bunun için bu toplantıları 3 yıl boyunca devam ettirdim. Sonunda başardık. Şu an optisyenlik bölümlerinin hepsinde çok iyi hocalarımız var ve iyi öğrenci yetiştirmekteler. Bu arada yeni üniversitelere eğitim fırsatı sağlarken laboratuvarı konusunda da yardım ettik ve biz de bu konuda ekol olduk. Edindiğimiz tecrübelerle bugün yurtdışında bile optisyenlik laboratuvarı kurmaktayız.

Uğur Optik Makina’nin gelecek hedefleri nelerdir? Marka bilinirliğinizi yurt içi ve yurt dışında nasıl geliştirmeyi planlıyorsunuz?

Firmamız yurt içinde gereken pozisyona ulaşmıştır. Ancak hedefimiz bu değil. Ülkemizdeki optik mesleğinin en iyiler arasına girmesi için çabalarımızı sürdürüyoruz bunun için en önemli faktörlerden biri makina parkurudur. En yeni teknolojileri ithalat veya imalat yoluyla meslektaşlarımızın kullanımına sunma çabasındayız. Ayrıca dünyada da bu ürünlerin satışını yaparak ülkemize hem döviz hem de prestij kazandırmak hedefini sürdürüyoruz. Eğitime olan desteğimiz devam ediyor. Her yıl dünya çapında birkaç fuara katılarak ve sosyal medya aracılığıyla ürünlerimizi tanıtıyoruz. 36 ülkeye ihracat yaptık bayi ağımızı geliştirerek adet bazında artış sağlamaya çalışıyoruz.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 10. kez gerçekleşen olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?

Silmo İstanbul’a ilk destek veren firmalardan biriyim. Silmo İstanbul fuar yetkilisi Banu Hanım fuar düzenlemek istiyoruz dediğinde benim kadar sevinen olmamıştır. Fuarlar ürün tanıtımından önce sektör buluşması olarak daha önemlidir. Bilginin paylaşılması sektör üyelerinin tanışması sektörü bir üst kulvara çıkarmıştır. Bence Avrupa’nın iki numaralı fuarı olduk. Paris’i geçtik, bunu uluslararası müşterilerin heyecanından anlayabiliyorum. Umarım nice 10 yıllar bu şenlikli Silmo İstanbul atmosferi devam eder.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’in dijital yayıncılığa evrilişi ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Sektörel anlamda bilgiye ulaşmada çok büyük önem taşıyor. Derginizin her sektör profesyoneli ve her optik mağaza çalışanı tarafından ulaşılabilir olması en büyük avantaj olduğunu düşünüyorum. Sektörümüz adına emeklerinizden ötürü teşekkürlerimi sunuyorum. Tüm ekibinizi tebrik ederim.

Ağustos 2024

Potential Optical

Potansiyelini Keşfet

Silmo İstanbul, firmaların hem pazarlama hem de tanıtım aktivitelerini bir arada yürütmelerine olanak sağlamaktadır. Bu sebeple fuarın değerli bir avantaj yarattığına inanıyorum.

Merhaba Halil Bey, kendinizi okurlarımıza kısaca tanıttıktan sonra optik sektörüne giriş hikayenizi paylaşabilir misiniz?

Merhaba. Ben, Halil İbrahim Akşehirli.  Üç kuşaktır optik sektörüne hizmet veren bir aileden geliyorum. Toptancılığın yanı sıra, babamdan aldığım benim devam ettirdiğim ve halihazırda oğlum Hasan Basri Akşehirli’nin yönettiği Güven Optik adı altında on adet mağazası ile perakende zincirde faaliyetlerimize devam etmekteyim. Bizim yolumuz; gözlük için ihtiyacımız olan ve kimliğimizi ifade edecek hayal gücü, hayal gücünü hayata geçirecek ileri fikirlerdir. Bunları bilip anladıktan sonra uygulamaktır, hayata çevirmektir. Pozitif bir bakış, sağlıklı bir vücut, muhatabını kendin bilme ise hayat felsefemin vazgeçilmez unsurlarıdır.

Potential Optical’ın kuruluş aşamasından, gelişiminden ve sektörel vizyonundan bahsedebilir misiniz?

Potential Optical için temelde 1959 yılından beri gözlükçülük yapan ailenin günümüze uygun bir şekilde, mesleki açıdan yenilikçi bir atılımıdır diyebiliriz. Hedefimiz geniş ve kaliteli ürün yelpazesini en iyi fiyat ve hizmet ile müşterilere ulaştırmaktır. İstanbul’un Üsküdar ilçesinde ve İzmir Bornova’daki ofislerimizde tüm optik mağaza sahipleri diledikleri zaman randevu alarak ürünlerimizi inceleyebilirler. Koleksiyonlarımız, hızlı bir yaşam tarzında kullanıcılarının sağlığını ve şıklığını en üst seviyede gözetirken, aynı zamanda en iyi konforu da sunmaktadır. Eşsiz ve sürdürebilen patentli modellerimiz ile faaliyetlilerimize aralıksız devam etmekteyiz.

Firma bünyesinde kaç markanız var? Temel özellikleri, etkileşim grupları ve sektördeki konumları hakkında neler söylemek istersiniz?

Türkiye ve diğer ülkeler ile birlikte 2018 yılından itibaren Potential Optical olarak distribütörlüğünü üstendiğimiz ve kendimize ait değerli markalarımız bulunmaktadır. Tüm kullanıcılarına yaşam motivasyonu veren Motivum, özgür ruha sahip bireylere son derece uyumlu olan Freemood ve Eyewear1959 şu anda markalarımız arasında yer almaktadır. Aynı zamanda önümüzdeki ay yine çok yüksek kaliteli bir gözlük grubumuzu sektörle buluşturacak olmanın heyecanını yaşıyoruz. Ayrıca Potential Optical olarak distribütörlük ağımızı yeni ekleyeceğimiz ülkelerle genişletmekte olduğumuzu da belirtmek isterim. Tüm markalarımızda önceliğimiz her zaman, mevcut ruhumuzu ve mantığımızı en iyi şekilde hissettirmektir. Marka ve modellerimizde kullanılan malzemelerin hafifliği, çerçevenin esnekliği ile kullanım sırasında oluşabilecek ağırlığın hissedilmesini engellemektedir. Minimalist tasarımlar ve ustaca bir moda anlayışı ile özgür ruhlu karakterlerin ilgisini çekmeyi başarmıştır. Stilistik bir çekiciliğe sahip olan koleksiyonlarımız renk yelpazesiyle de birçok tarza hitap etmeyi yakalayabilmiştir.

Markalarınıza ait koleksiyonları hangi etkenlere göre belirliyorsunuz?

Zaman içinde çeşitli üretim alanlarında biriken teknoloji ve özverili çabaların deneyimi, yenilikçi ürünlere nüfuz etmiş ve markalarımızın zamansız kimliğini yaratmıştır.  Kullanılan malzemenin sağlık standartlarına uyması, kalitesi, gözlükçülüğe uygun olması firmamızın sunduğu koleksiyonların vazgeçilmez nitelikleri arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra koleksiyonlarımızın özgür ruhlu, özgür modeller içermesine, her mevsim ve her modaya uyumluluğuna da üst düzeyde önem vermekteyiz. Potential Optical olarak her anın değerini düşünüyor ve markalarımızın geçmişini yalnızca sonsuz değer arayışıyla sürdürmeye çalışmaktayız.

Potential Optical’a yeni markalar eklemeyi düşünüyor musunuz?

Yıllar boyunca deneyim, beceri ve özveri biriktirdik. Bünyemize yeni marka katarken önceliğimiz daima markanın ruhunu anlamak ve anlatabilmek olmuştur. Böylece Potential Optical’da cevap bulmak için gösterdiğimiz özverili çaba, yeniliğimiz haline geldi. Bu sebeple öncelik her zaman markalarımızı daha ileri bir seviye taşımaktır. Halihazırdaki markalarımızın zamansız kimlikler kazanmasına odaklanmış olsak da gelişen, büyüyen ve iyi anlamda evrilen bir firma olarak elbette yeni, potansiyel markaları da değerlendirmeye yönelik açık bir görüşe sahibiz.

Dağıtım ve satış ağınızı genişletmek için nasıl bir strateji uyguluyorsunuz?

Potential Optical olarak Türkiye’nin her bölgesine üç ayrı dağıtım ve satış ekibimizle hizmet vermekteyiz. Dinamik ve donanımlı ekibimiz, ürünümüzü seven ve kıymetini bilen meslektaşlarımıza; birebir, eksiksiz, rahatsızlık vermeden ürünlerimizin farkı ve faydalarını anlatarak bilgi vermektedir. Şüphesiz her geçen gün dağıtım ve satış ağı geliştirme çalışmalarımız hız kazanıyor ve bu anlamda daha geniş kitlelere ulaşmayı sürdürüyoruz. Silmo İstanbul’un başı çektiği fuardaki varlığımız, 4 your eyes Optik Magazin dergisine verdiğimiz ilanlar yanı sıra, dijital kanallardaki güncel varlığımız da özellikle satış ağımızı güçlendirmede önemli yer tutuyorlar.

Satış esnasında ve satış sonrasında müşterilerinize yönelik hizmetlerinizi bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Potential Optical olarak kendi bünyemizde oluşturduğumuz bir deneyim merkezimiz bulunmaktadır. Pazarlama stratejilerimizi belirlerken, satışın yanı sıra satış sonrasındaki süreci de titizlikle göz önünde bulundurmaktayız. Satış sonrası desteğe de optimum düzeyde önem verdiğimizden dolayı, kullanıcıların ve optisyenlik müessesesinin yüzünü güldürdüğümüzü düşünüyorum.

Markalarınızın tanıtımı için hangi iletişim araçlarını daha efektif buluyorsunuz? Kampanya ve yeniliklerden müşterilerinizi nasıl haberdar ediyorsunuz?

Hedef kitleyi anlamak ve tanımak markanın tanıtımının birinci ve en önemli basamağıdır. Ürünlerimizin farkı ve faydaları hakkında en etkili bilgilendirmenin birebir yani yüz yüze iken gerçekleştiğine inanıyorum. Sektörü yani hedef kitlenizi tanıdığınız zaman onlardan elde edeceğiniz içgörüleri ve sektörümüzü en iyi şekilde anlamak için gözlemlediğiniz verileri analiz edebilmek çok önemlidir. Analiz sonucu ulaştığımız bulguların, markalarımızı nasıl, ne zaman sunacağımız konusunda etkili kararlar almamızda yardımcı olacağını her zaman düşünmekteyim. Tüm bu söylediklerimin doğrultusunda Potential Optical olarak hedef kitlemizle dijital platformlarda ve web sitemizde etkileşimde bulunmayı özellikle tercih etmekteyiz.

Uluslararası fuarları takip ediyor musunuz? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Uluslararası fuarları elbette takip etmekteyiz. İlerleyen senelerde Potential Optical olarak da katılımcı olmayı sürdüreceğiz. Bu global etkinliklerin sektörümüzün gelişimi için değerli fırsatlar yarattığını düşünmekteyim. Fuarlar için en yeni teknolojilerin ve trend markaların ve sayısız koleksiyonun ortak buluşma noktası diyebiliriz.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 10. kez gerçekleşen Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?

Sektörümüzde yaşadığımız gelişmeler ve pazarda meydana gelen yeni oluşumlar rekabetin yoğun bir şekilde yaşandığı bir ortamı doğurmuştur. Bugün artık sadece kaliteli mal üretip pazara sürmeyi, başarı elde etmek ve satış yapabilmek için yeterli görmüyorum. Çünkü günümüz koşullarında tüketiciler aynı malın değişik fiyat kalite ve biçimleri ile karşılaşabilmekte ve ihtiyacı olan mal ya da hizmetin değişik alternatifler arasından seçme şansına sahiplerdir. Böylesi bir pazar ortamında da Silmo İstanbul Optik Fuarı’na katılım, firmalara oldukça önemli avantajlar sunmaktadır. Fuar firmaların hem pazarlama hem de tanıtım aktivitelerini bir arada yürütmelerine olanak sağlamaktadır. Bu sebeple Silmo İstanbul’un sektöre ve bizlere samimi destek faaliyetlerini önemli buluyorum. Dikkat çekici bir zekayla organize edilen fuarın; iyi eğitilmiş çalışanları, aktif ve başarılı fuar öncesi ve fuar sırası tanıtım çalışmaları, dizaynı ve özenle yürütülen fuar sonrası çalışmaları yıllar içerisinde daha da gelişiyor. Tüm Silmo İstanbul ekibine teşekkür ediyoruz.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’ın dijital yayına geçişi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Derginizin güncel haberlerin takibini sağlayabilmek adına başarılı bir etken olduğunu düşünüyorum. Sektörde tanınan veya tanınmakta olan birçok firmanın gelişimi ve yenilikleri konusunda bilgi sunmasını çok başarılı buluyorum. Dijital çağa ayak uymanızı da takdirle karşılıyor, başarılarınızın devamını diliyorum. Teşekkürler.

Temmuz 2024

Armati Gözlük

Sektörel Tutku

Geçen yıl yeni salonlarında ve birçok yenilikleri ile gerçekleşen Silmo İstanbul Optik Fuarı, her geçen yıl daha geniş kitlelere ulaşacağının, daha verimli olacağının ve daha fazla coşku yaşatacağının habercisi oldu…

Merhaba Suat Bey & Cem Bey… Öncelikle biraz kendinizden ve sektöre giriş hikayenizden bahseder misiniz?

Suat Şen: Merhabalar, 1963 Trabzon doğumluyum. 1980 yılından beri optik sektöründe faaliyet gösteriyorum. 2019 yılından beri meslektaşım ve dostum Cem Üner’le ortak olduğumuz Armati gözlük şirketini yönetiyoruz.

Cem Üner: Sektöre gönül veren herkese benden de merhabalar. Ben Cem Üner 1971 İstanbul’da doğdum. Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliğini bitirdikten sonra baba mesleği olan optik sektöründe meslek hayatıma başladım. Sektörde 38 yılını dolduran Ozan Optik markası çatısı altında perakende sektöründe çalıştım. On yıllık bir aradan sonra 2019 yılından itibaren 30 yıllık dostum, ortağım olan Suat Bey ile beraber Armati Gözlük firmasıyla optik sektörünün toptancı ağındayız.

Önemli markaların Türkiye distribütörlüğünü yürütüyorsunuz. Markalarınız ile ilgili okurlarımıza neler aktarabilirsiniz?

Kore menşeili Vycoz, Frank Custom ve Dr. Gram markalarının Türkiye distribütörüyüz. Vycoz temel değerlerden ve pratiklikten ilham alarak bağımsız bir şekilde işlevsel gözlükler üretmektedir. Frank Custom zamansız tasarımlara ve teknik mükemmelliğe odaklanan bir gözlük markasıdır. Uygun fiyata konfor, çeşitlilik ve kaliteyi vurgulayan aerodinamik malzemelerden gözlükler oluşturur. Dr. Gram ise son derece hafif, beta-titanyum gözlük çerçeveleriyle ön plana çıkmaktadır. Ürünleri sadece 3 gram ağırlığındadır ve kolay montaj sağlayan benzersiz bir kumaş dokuma menteşe yapısına sahiptir. Ayrıca house brand’imiz olan Jeemm markamızı da tüm gözlük sevenlere sunmaktayız. Optik mağazalarında işletmecilere katma değeri yüksek ve karlı ürünlerle rekabetten uzak bir avantaj sunmak tüm hedefimizdir. Rekabette ve karlılıkta güçlü teknolojik ürün yelpazemizi hızlı ve dinamik ekibimiz aracılığıyla müşterilerimizle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.

Biraz da kendi markanız olan Jeemm’den bahsedelim. Temel özelliklerini, etkileşim gruplarını ve sektördeki konumunu bizlerle paylaşabilir misiniz?

Gönül verdiğimiz optik sektörünün toptan kısmına dahil olduğumuz 2019 yılından itibaren en büyük hedeflerimizden birisi üst düzey kalitedeki bir optik markası oluşturmaktı. Bu markada amacımız, ürün yelpazesi ve fiyat performansını doğru oranda yakalayabilmekti. İşte bu noktada amacımıza uygun olacak şekilde Jeemm markası doğdu. Yüksek Kore teknolojisi ile oluşturduğumuz Jeemm markamızla hedefimizin ilk adımlarını attığımıza inanıyoruz. Jeemm markasını oluştururken optik mağazalarından gelen öneri ve istekler bizim için çok değerliydi. Bu sayede sektördeki eksik ve aranılan boşlukları doldurduğumuzu düşünüyoruz.

Armati Gözlük olarak bünyenize katmayı düşündüğünüz yeni markalar var mı?

Armati Gözlük olarak büyümeye, gelişmeye ve daha geniş kitlelere ulaşmaya yönelik hedefimiz elbette bulunmaktadır. Tecrübeli bir ekiple kurulmuş olsa da firmamız oldukça yeni bir oluşumdur. Tabii ki henüz beşinci yılımızda olsak da çok önemli noktalara gelerek, büyüme grafiğimizde başarılar elde ettiğimiz de bir gerçek. Biz bu başarımızı gelişime, yeniliklere açık olan çağdaş, trendlerle uyumlu geniş bakış açımıza bağlıyoruz. Özellikle Türkiye ve Avrupa’da gerçekleştirilen sektör adına çok değerli uluslararası fuarlara katılımcı ve ziyaretçi olarak katılmayı tercih etmemiz de bakış açımızı net bir şekilde yansıtmaktadır. Sektörün nabzını ve dinamiklerini bu fuarlar aracılığıyla devamlı olarak takip ediyor, Armati Gözlük’ü sektörde en çok aranan firma konumuna getirmek için markalarla görüşmelerimizi sürdürüyoruz.

Dağıtım ve satış ağınızı genişletmek için nasıl bir strateji uyguluyorsunuz?

Bizler Armati Gözlük’ü meslek ahlakına, etik değerlere bağlı ve bu değerleri korumaya yönelik bir noktada konumlandırmayı tercih ediyoruz. Sadece ticaret yapıyor olmak Armati Gözlük’ün felsefesine aykırıdır diyebilirim. Bu sebeple iş yaptığımız her unsurla ve elbette satış noktalarıyla da etik ve doğru stratejiler kurarak çalışmayı önemsiyoruz. Ticaretimizde her iki tarafında çıkarlarını gözeten kazan-kazan sitemini benimsediğimizi söyleyebiliriz. Tahmin edebileceğiniz gibi kısa vadeli iş ilişkileri yerine beraberce uzun süreli çalışabileceğimiz optik mağazaları seçmeye özen gösteriyoruz.

Sektördeki tecrübeniz ışığında Türkiye optik sektörünün bugünkü durumunu, gelişimi ve yakın geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye çok aktif ve genç bir pazar olup büyüme trendinde olan bir ülkedir. Pazardaki yeni oyuncular ve sektöre yön verecek olanlar için ülkemiz parlayan yıldızdır diyebilirim. Ancak Armati Gözlük olarak tüm ticari faaliyetlerimizde ön planda tuttuğumuz mesleki ahlak bağlamında sektörün biraz daha gelişmesi gerektiğini söylemek durumundayım. Bizlerin, sizin gibi yayıncıların ve şüphesiz ki derneklerin aracılığıyla daha çok emek vererek ve örnek olarak pazarın daha etik bir şekilde büyümesine katkı sağlamamız gerektiğini düşünüyoruz.

Uluslararası fuarları takip ediyor musunuz? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Tüm uluslararası fuarlara katılım sağlıyoruz. Bu büyük organizasyonlar sektörümüzün nabzını tutmak için çok değerli fırsatlar sunduğunu düşünüyoruz. Uluslararası optik fuarları için yeni teknolojiler ve trend markaların buluşma arenası diyebiliriz. Daha önce de belirttiğimiz gibi Armati Gözlük olarak bu fuarlara katılmayı çok önemsiyor ve her katılımda sanki ilk kez katılıyor gibi bir coşkuyu deneyimliyoruz. Benzer duyguları yaşayan meslektaşlarımızın kolaylıkla anlayabileceği üzere mesleğimize ve sektörümüze yönelik bu tutkuyla çalışmalarımızı sürdürmekten heyecan duyuyoruz.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 10. kez gerçekleşen olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?

Silmo İstanbul Optik Fuarının 10. yılı bizim gibi herkes için hem verimli hem de coşkuyla geçti. Gerek fuarın yeni yeri gerekse de Çırağan Sarayı’ndaki ödül gecesi muhteşemdi. Silmo Award İstanbul Ödülleri’nin ilk kez verildiği bu görkemli 10. yıldönümü kutlamasında sektöre yön veren meslektaşlarımızla bir arada olmak unutulmazdı. Geçen yıl yeni salonlarında ve birçok yenilikleri ile gerçekleşen Silmo İstanbul Optik Fuarı, her geçen yıl daha geniş kitlelere ulaşacağının, daha verimli olacağının ve daha fazla coşku yaşatacağının habercisi oldu. Silmo İstanbul Optik Fuarı ekibini bizleri bu değerli organizasyonda meslektaşlarımızla buluşturduğu, iş fırsatları sunduğu için bir kez daha tebrik etmek isteriz.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’in dijital yayıncılığa geçişiyle ilgili neler söylemek istersiniz?

Öncelikle derginiz 4 your eyes’ta bize yer verdiğiniz için biz teşekkür ederiz. Dijital yayıncılık gelecek demek. Gelecek demek 4 your eyes demek. Dijital dergi sayesinde daha geniş kitlelere ulaşıyor olmanız yanında daha çevreci olan online yayıncılık ile gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir dünya bırakıyorsunuz.

Mayıs 2024

Sarpa Optik

SARPA OPTİK

Dürüst Ticaret

İlk defa katılımcı olduğumuz Silmo İstanbul 10. yılında muhteşemdi. İş ortaklarımızla buluşmak, yeni müşteriler ile tanışmak ve o atmosferi yaşamak çok keyifliydi.

Merhaba Tuncay Bey, biraz kendinizden ve optik sektörü ile yolunuzun nasıl kesiştiğinden bahsedebilir misiniz?
Merhaba 1982 Muş doğumluyum. Çalışma hayatıma 1999’da sektörün her alanında hizmet veren önemli bir firmada başladım. İki yıl sonrasında henüz 18 yaşındayken kendi firmamı kurdum ve önceden çalıştığım firmaya Solingen markası altında fason üretim yaptırıp ağabeylerim ile birlikte İstanbul’da satış ve pazarlamaya başladık. Daha sonra başka fabrikalara da fason üretim yaptırıp Anadolu’ya uzandık. 2003 yılında daha iyi ve rekabetçi ürünler elde etmek için ithalata başladık. Bugünden geçmişe baktığımda bu mesleğe çekirdekten başlayarak 25 yıldır optik sektöründe olduğum için mutluyum ve işimi halen büyük bir heyecanla yapıyorum. Geçmişte Müsiad ve Tobb gibi bazı sivil toplum kuruluşlarında çalışmalar yaptım. Şu anda da İstanbul Ticaret Odası 73 nolu Gözlükçülük ve Saatçilik Komitesi Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyorum. Orada da komite üyesi meslektaşlarımla birlikte sektörümüzün birçok sorununun çözülmesine ve sektörümüzün gelişimine katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

Sarpa Optikin temel değerlerinden ve sektörel vizyonundan söz edebilir misiniz?
Sarpa Optik 2001 yılı Eylül ayında gözlük ticaretinin merkezi olan İstanbul Sirkeci’de kuruldu. 11 Eylül saldırılarının gerçekleştiği ve dünya ekonomisinin buhranlı bir döneme girdiği sırada, cesur bir girişimcilik örneği olarak ortaya çıkmış ve optik sektöründeki yerini almıştır. Kurulduğu günden bugüne dürüst ticaret ilkesiyle istikrarlı bir şekilde büyüyerek faaliyetlerini sürdürmektedir. İş ortaklarıyla, güvene dayalı Kazan-Kazan ilkesiyle çalışan Sarpa Optik her zaman iş ortaklarının görüş, talep ve önerilerini önemsemiş bu doğrultuda adımlar atmıştır. Sarpa Optik, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan ÜTS sistemine tam kayıtlı olmakla birlikte yerli ve milli bir şirket olup kendi öz sermayesi ile 2 ayda bir yeni koleksiyonunu istikrarlı bir şekilde piyasaya sunma başarısını ortaya koymaktadır. Sarpa Optik, satış stratejisi ve büyüme hedefleri doğrultusunda başarılı çalışmalarını, azimle ve kararlılıkla devam ettirecektir.

Firma bünyesinde kaç markanız var? Markalarınızın temel özelliklerini, etkileşim gruplarını ve sektördeki konumunu bizlerle paylaşabilir misiniz?
Distribütörü olduğumuz United Colors Of Benetton, Hemme Paris, Geoffrey Beene ve hakları Sarpa Optik’e ait olan Grey Flannel, Flannel, Solingen olarak 6 tane markamızla aktif olarak piyasadayız. United Colors of Benetton, tartışmasız zamanımızın en ikonik markalarından biri. Optik ve güneş gözlüğü koleksiyonu, erkek, kadın ve çocuklara yönelik rakiplerinden ayıran çeşitli renk tonlarıyla harmanlanmış klasik ve modaya uygun gözlükler sunuyor. Kendi kategorisindeki diğer markalarla rakipsiz olan konfor, uyum ve detaylara gösterilen özeni sağlamak için özenle tasarlanmış parlak renk tonlarını ve pastel çerçeveleri karıştırıp eşleştiren, ama asla abartmayan ve kendi kişisel kimlikleriyle ön plana çıkaran tasarımlar sunar. Hemme Paris, tamamen tasarım ve kaliteli malzemelerden yapılan optik ve güneş gözlüğü ürünlerini barındırıyor. Portföyümüzdeki en çarpıcı, hatta zamanın ötesinde tasarımlar bu markada bulunuyor. Geoffrey Beene bünyesinde kaliteli materyallerden üretilen üst grup optik ürünlerini yetişkin erkek ve kadınlara özel barındırıyor. Grey Flannel tüm yaş gruplarına hitap eden üst kalite optik modellerden oluşmaktadır ve ürün gruplarımızın içinde en geniş model yelpazesine sahiptir. Flannel markamızda hem optik hem de güneş gözlüğü modellerimiz mevcut. Bu markamız fiyat olarak Grey Flannel markamızın altına konumlanmış olup bünyesinde çocuk hariç tüm yaş gruplarına hitap eden alternatif modelleri barındırıyor. Ayrıca bu markanın güneş gözlüğü modellerinde kullandığı kaliteli mineral camlar ve klasik erkek modelleri ile marka ön plana çıkıyor. Solingen ise ürün gruplarımızın içinde en ekonomik fiyatlı üst grup kaliteli optik ve güneş gözlüğü modelleri bulunuyor.

Portföyünüze katmayı düşündüğünüz yeni markalar var mı?
Sarpa Optik olarak 2001 yılında Solingen markamızla başladık, 2003 yılında Flannel markamızı, daha sonrada Grey Flannel markamızı portföyümüze ekledik. Daha sonra Geoffrey Beene markamızın distribütörlüğünü aldık. Devamında da Hemme Paris markamızın distribütörlüğünü aldık. 2023 yılında da İngiltere merkezli Mondottica firması ile işbirliğine giderek United Colors Of Benetton markamızın distribütörlüğünü aldık. Hem bizim hem de iş ortaklarımızın, satış, pazarlama ve büyüme stratejisine katkıda bulunacağına inandığımız ve aynı zamanda hikayesi olan, heyecan uyandıran yeni markaları portföyümüze eklemekten geri durmayacağız.

Sarpa Optik olarak büyümenizi hızlandırmak amacıyla ne gibi bir yönetim stratejisini tercih ediyorsunuz?
Öncelikle şunu söylemek isterim şirketimiz kurulduğundan bu yana her yıl istikrarlı bir şekilde büyümektedir. Hatta bağlı bulunduğumuz İstanbul Avcılar Vergi Dairesinde 2019 yılı vergi rekortmenleri listesinde 169. sırada yer aldık. Diğer yıllarda da vergi rekortmenleri listesinde yer aldık. Bu Sarpa Optik’in başarısının ve ülke ekonomisine katkısının bir göstergesidir. Bu başarı için tüm takım arkadaşlarımla birlikte her zaman firmanın gelişimine ve büyümesine azami gayret gösteriyoruz. Şirkette tüm çalışanların rahat ve mutlu çalışması motivasyonlarının yüksek olması şirket başarısı için önemlidir. Ve bunun için gerekli olan her türlü desteği ve katkıyı sağalıyoruz. Sarpa Optik sağlam altyapı ve güçlü sermaye yapısına sahip olan ve şeffaf yönetilen bir aile şirketi olarak yoluna devam edecektir.

Satış ve dağıtım ağınızın işleyişi nasıldır? Bu ağları geliştirmek için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Biz Sarpa optik olarak müşterilerimizi iş ortağımız olarak görüyoruz ve tek satış kanalımız iş ortaklarımızdır. Biz ürünlerimizi nihai tüketiciye sadece gözlük mağazaları vasıtasıyla satılmasını önemsiyor, bunun içinde her türlü tedbiri alıyoruz. Tüm Türkiye’ye yayılan pazarlama ağımızla geleneksel pazarlama yöntemini uyguluyoruz. Altı tane pazarlama ekimiz sahada aktif olarak çalışıyor. Her ekip kendi bölgesinde çalışmasını sürdürüyor. Ekiplerimiz 2 ayda bir düzenli olarak turlara çıkar. Zaten öncesinde koleksiyonlarımızı hazırlarken planlamasını ona göre yaparız. Her turda hem distribütörü olduğumuz markaların hem de özenle tasarlayıp, en iyi malzeme seçimi ile kaliteli fabrikalarda fason olarak ürettirdiğimiz kendi markalarımıza ait yeni modelleri iş ortaklarımızın beğenisine sunarız. İş ortaklarımız ile güvene dayalı bir ticari ilişki söz konusu olup, satış sonrası gerek ödeme konusunda gerek servis ve yedek parça konusunda gerekli desteği sağlıyoruz.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 10. kez gerçekleşen olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?
Silmo İstanbul Optik Fuarı düzenlendiği yıldan itibaren başarı çıtasını hep yükselterek Türk optik sektörünün buluşma noktası olmuş ve dünyanın en büyük 5 optik fuarı arasına girmeyi başarmıştır. Bu gerçekten büyük bir başarıdır. Bu başarının yakalanmasında emeği geçen tüm Silmo İstanbul ailesini yürekten tebrik ediyorum. 2023 yılında yeni ve daha büyük salonlarda 10. kez gerçekleşmesiyle biz de Sarpa Optik olarak ilk defa Silmo İstanbul Optik Fuarında yerimizi aldık. Bizim için fuar muhteşemdi. İş ortaklarımızla buluşmak, yeni müşteriler ile tanışmak o atmosferi yaşamak çok keyifliydi. Silmo İstanbul Optik Fuarının başarılarının artarak devamını diliyor bir parçası olmaktan mutluluk duyacağımızı da ifade etmek isterim.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyesin dijital yayıncılığa evrilişi ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Açıkçası her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de bir derginin hatta birden çok derginin olması bilgiyi gerçek kaynağından öğrenmek adına çok önemli. Öncesinde derginin her baskısını takip eder birçok bilgiyi oradan öğrenirdik ancak artık dünya dijitalleşiyor ve hem dünyada hem de ülkemizde birçok dergi dijitalleşti. Dolayısıyla şimdi de 4 your eyes’ın her yayınlandığında keyifle inceliyor birçok bilgiyi ediniyoruz. Yaptığınız bu güzel iş için sizleri tebrik ediyor, en güzel şekilde yapmaya devam edeceğinize inanıyorum. Bu röportajda da bana ve şirketime yer verdiğiniz için şahsım ve şirketim adına çok teşekkür ediyorum.

Nisan 2024

Optic844

OPTIC 844

Giderek Güçleniyor

“Öncelikle paylaşım ve birlikteliğin olması gerekenden noksan olduğunu düşündüğüm optik sektörü için Silmo İstanbul çok önemli bir görevi yerine getiriyor.”

Merhaba Volkan Bey. Öncelikle biraz kendinizden ve sektöre giriş hikayenizden bahseder misiniz?
Merhabalar. Üniversite hayatımı tamamladıktan ve sayısız önemli deneyim kazandıktan sonra, 2005 yılında eğitim ve satış koordinatörlüğünü yaptığım inşaat firmasının düzenlemiş olduğu WTA İstanbul Tenis Cup turnuvasına sponsor arama çalışmaları sırasında dönemin optik fuarını ziyaret ettim. Burada edindiğim kontaklar ve saha çalışmasının ardından dönemin önemli markalarından Tag Heuer’in Türkiye distribütörü olan Optimist Optik ile anlaşarak firmayı organizasyona sponsor olarak aldık. Organizasyon öncesi ve sırasında hem Optimist Optik hem de firmanın ajans işlerini yürüten Gökhan Şahinler ve Banu Baran ile mesai yapma şansım oldu. Organizasyonun ardından Optimist Optik’te Eğitim ve Pazarlama koordinatörü olarak sektöre giriş yapmış oldum. Uzun süredir keyifle içerisinde olduğum ve çok önemli firmalarda çalışma şansı bulduğum ve bu uzun yolun sonunda kendi firmamı kurduğum optik sektörüne girmem konusunda yönlendirmeleri için kendilerine çok teşekkür ederim.

Woodys ve Randolph gibi önemli markaların Türkiye distribütörlüğünü yürütüyorsunuz. Markalar ile ilgili okurlarımıza neler aktarabilirsiniz?
Randolph aslında uzun yıllardır göz önünde olan sinema, TV ekranlarında sıkça gördüğümüz ama Avrupa pazarında dahi olmamasından ötürü, daha az bilinen çok özel güneş gözlüklerine sahip markamızdır. 51. yılını dolduran firma son 41 yıldır Amerikan ordusunun tek tedarikçisi konumdadır. Bu durumun sebebi güneş gözlüğü camlarının ekstra özellikleri ve askeri dayanım standartlarına uygun özel metal kaplamalarıdır. Randolph güneş gözlükleri koleksiyonunun önemli bir kısmı mineral camlı ürünlerden oluşmaktadır. Mineral camların abbe değeri ve kontrast konusundaki avantajlarına ek olarak camların tamamında mavi ışık blokajı bulunuyor. Camlar darbelere karşı ekstra dayanaklı olmakla beraber her biri yandan ve arkadan gelen yansımaları önleyen özel bir kaplamaya sahiptir. Tüm güneş gözlükleri altın, gümüş, krom gibi metallerle özel olarak kaplanmakta ve Amerika’da üretilmektedir. Pek çok Hollywood yıldızının da günlük hayattaki tercihidir. Woodys ise bu yıl 10. yılını kutluyor ve her sene üzerine ekleyerek koleksiyonunu ve felsefesini geliştirmeye devam ediyor. Özel laminasyon teknolojileri ile benzersiz renkler ile harmanlanan, doğal bileşenlerden elde edilmiş asetatların 2 hafta buyunca fırınlanması ile benzersiz bir yapıda olan gözlükler optik konfor ve kullanım rahatlığı açısından son kullanıcıların kendi tarzlarını yansıtmalarına yardımcı oluyor. Optik gereksinimler konusunda standart üstü bir yapıya sahip olan çerçeveler oldukça geniş bir model seçeneği ile optik müesseslerin müşterilerine konfor, kalite, tarz ve farklı olma duygusunu yaşatmayı amaçlıyor. Optik çerçeveler ile aynı özelliklere sahip güneş gözlükleri sap içlerindeki ‘Özel kişiler için tasarlandı’ sloganıyla uyumlu olacak şekilde farkını ortaya koyuyor.

Optic 844 markalarına yenilerini eklemeyi ya da kendi markalarını oluşturmayı düşünüyor mu?
Yeni kurulan bir firma olduğumuz için öncelik temsilcisi olduğumuz iki markayı doğru şekilde konumlandırıp sektörün maksimumda faydalandığı ürünler haline getirmek. Bunun dışında sektördeki yeni marka ve teknolojileri yakından takip ediyoruz. Firmamız aslında ikili bir yapının parçası ve Optic 844 bir pazarlama firması. Dolayısıyla ülkemizde başarılı olacağını düşündüğümüz markaların farklı oluşumlar ile bünyemizde pazara sunulması da gelecek vizyonumuz içerisinde yer alıyor.

Optik sektörüne ne gibi farklılıklar ve yenilikler sunmayı hedefliyorsunuz?
Sektörümüzün potansiyelinin büyüklüğüne inanıyor ve gidilecek yolun çok uzun olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla da bu düşünceye uygun çalışmalar yapmak istiyorum. Öncelikte bayilerimiz ve talep eden tüm sektör paydaşlarının da faydalanabileceği Prooptic eğitim alanımız ile sektörün gelişime katkıda bulunmayı amaçlıyorum. Sadece kendi markalarımızın özellikleri değil sektörün ihtiyaçlarına uygun 5 ana modülden oluşan bir eğitim programı hazırladım. Burada sektörün her alanda ihtiyacı olan yeni bilgileri paylaşabilmek ve işlerimizin sağlıklı büyümesini engelleyen bilgi kirliğini bir nebze de olsa temizlemek amacındayız. Kendini tanımayan insan kendini geliştiremez. Sattığı ürünleri tanımayan satıcıda kendini geliştiremez. Bu sebeple ürün bilgisine ve bu bilgilerin son kullanıcılara aktarılmasını sağlamaya çok önem veriyoruz ve bu hep önceliğimiz olacak. Sadece ürün satan değil sattırmayı da destekleyen, dedikodu değil bilgi üreten bir firma olmak önceliğimiz. Ayrıca sektörün ihtiyaçlarına uygun olarak bölgesel veya yapısal olarak uyum gösteren firmalara özel olarak farklı markaları da Türkiye pazarına sunmayı hedefliyoruz.

Dağıtım ve satış ağınızı genişletmek için nasıl bir strateji uyguluyorsunuz?
Yeni kurulan bir firma olduğumuz, ürünle beraber eğitim ve bilgi akışını kesintisiz sürdürebilmek adına maksimum yıl sonuna kadar bu süreci tek başıma yönetmek durumdayım. Daha sonra bölgelerinde yerleşik ve aynı vizyona uygun çalışma arkadaşları ile ekibi genişleteceğiz. Efektif ziyaretler ve bu ziyaretlerin sıklığının önemine inanıyorum. Bayi ağımızı oluşturma aşamasının ardından yeni ekip arkadaşlarımızın sık ve efektif ziyaret gerçekleştireceği, benimde eğitimler ve bilgi paylaşımı konusunda daha çok mesai harcayacağım bir yapıyı oluşturmaya çalışacağız.

Sektördeki tecrübeniz ışığında Türkiye optik sektörünün bugünkü durumunu, gelişimi ve yakın geleceğini nasıl değerlendirirsiniz?
Sektörün son 19 yıldır büyümesine şahit olmuş ve öncesini de değerli büyüklerimizden sıkça dinlemiş biri olarak büyümenin hız kesmeden devam edeceğini düşünüyorum. Hatta potansiyelin yeterince iyi kullanılmadığını ve büyüme hızı ile atıl potansiyelin kullanmasının beraber gerçekleşeceği proje ve ekonomik oluşumlar ile çok daha iyi noktalara gelineceği fikrine sahibim. Tüketicilerin gözlük kullanmak ile ilgili bilinçlendirilmeleri, daha iyi gözlüklere ve camlara sahip olarak ekstra faydalara kavuşabileceklerini öğrenmeleri, ihtiyaçlarının doğru analiz edilerek birden fazla gözlük kullanmalarının hayatlarını olumlu yönde değiştireceği konusunda çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Kendi adımıza bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Doğru bilinçlendirilmiş tüketicilerin sektörel hacme katkılarının önemli örnekleri var. Bu örneklerin çoğalmasının sektöre bir eşik atlatacağına inanıyorum.

Uluslararası fuarları takip ediyor musunuz? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Çok uzun yıllardır uluslararası fuarları takip ediyorum. Katılamadığım fuarların bile yeniliklerini ve gelişmelerini takip ediyorum. Bence bu fuarlar sektörümüzün ülkemizde nasıl gelişebileceği ile ilgili önemli bir kaynak. Ayrıca eksik olduğumuz alanların tespiti ve yurtdışında gözlük kullanma alışkanlıkları ile trendleri takip etmek konusunda olmasa olmaz bir durum. Ayrıca sektörün ürün çeşitliliğini görmekte küçük bir marka havuzuna takılıp kalmamak gerektiği konusunda bir ışık tutuyor.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 10. kez gerçekleşen olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?
Sektör ile tanışmam bir optik fuarı ziyareti ile olmuştu. Daha sonraki her fuarda katılımcı olma şansım oldu. Bu yıl da kendi firmam ve standımla keyifle Silmo İstanbul’u yaşadım. Öncelikle paylaşım ve birlikteliğin olması gerekenden noksan olduğunu düşündüğüm optik sektörü için Silmo İstanbul çok önemli bir görevi yerine getiriyor. Potansiyelin tam değerlendirmediği bir ortamda rekabet ediyor olmanın dezavantajlarını ortadan kaldıran birleştirici bir organizasyon. Benim fuarla ilgili önceliğim hep ilişki, bilgi ve fikir geliştirmek temelli olmuştur. Bu yaklaşımla Silmo İstanbul’da geçirilen her anın, sonrasında iş gelişimine olumlu yansıyacak gelişmeleri barındırdığına inanıyorum. Ekonomik konjonktüre göre yıllık sonuçlar değişiklik gösterebilir ama sektörün bir arada olmasının hazzı değişmez. Artık eski alanlarına sığmayan fuar umarım ileriki yıllarda sektörün bir araya getirici unsuru olarak büyümeye devam eder. Ki bu yıl gerçekleştirilen ödül töreni de gelinen noktanın göstergesi olacak şekildeydi.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’in dijital yayıncılığa evrilişi ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Yayıncılık pek çok alanda dijitalleşti. Sektör ile ilgili paylaşımları daha fazla insana ulaştırmak konusunda tarafsız yayıncılık ilkesini dijital ortama taşıyan 4 your eyes dergisini tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.

Mart 2024

Ündemir Optik

ÜNDERMİR OPTİK

ic! berlin ile eşanlamlı

Bu yıl onuncu kez gerçekleştirilen Silmo İstanbul, çok profesyonel, yenilikçi ve çağa ayak uyduran bir büyüme gösterdi. Bir parçası olmaktan çok mutluyuz.

Merhaba Gülçin Hanım & Ayşenur Hanım… Kendinizi okurlarımıza tanıtıp, optik sektörüne girmeye nasıl karar verdiğinizden bahsedebilir misiniz?
Merhaba. Ben Gülçin Ündemir, İstanbul Üniversitesi İktisat fakültesi mezunuyum ve sektörle ilk tanışmam Almanya’da yüksek öğrenimim sırasında ic! berlin’in iş ilanına başvurmam ile gerçekleşti. Öğrenimim sırasında yarı zamanlı olarak firmada işe girdim ve Türkiye’ye dönme kararı verdiğimde de şirket bana iş teklifinde bulundu. 2014 senesinde 6 aylık bir hazırlık sürecinden sonra Alman firmanın Türkiye ofisini açtık ve 2020 senesine kadar Türkiye’de yabancı sermayeli bir limited şirketi olarak satış ağımızı kurup ic! berlin markasını Türk Optisyenlere ve nihai tüketiciye tanıttık. Ülkenin zorlu ekonomik ve politik atmosferine rağmen giderek artan bir satış eğrisi, ürünümüze ve bizlere güvenen sevgili müşterilerimizin desteği ile başarı sağladık.
Firmanızı hangi amaç ve hedeflerle kurmaya karar verdiniz?
Kız kardeşim Ayşenur Ündemir ile beraber kendi firmamız Ündemir Optik‘i 2021 senesinde kurduk ve markanın distribütörü olarak faaliyetlerimize kaldığımız yerden devam ettik. Bizim açımızdan çok büyük bir değişiklik olmadı çünkü zaten Alman firmanın Türkiye temsilcileri olarak halihazırda son derece bağımsız bir ofistik. Bütün sorumluluk üzerimizdeydi ve yönetim bize aitti. Bu yüzden geçiş döneminde bazı resmi düzenleme ve başvurular harici bir değişiklik olmadı. Firmayı kurmaya Almanya’nın önerisi üzerine hızlıca karar verdik çünkü bugün itibarıyla 12 senedir marka ile ilişkimiz ve artan satış grafiğimiz bizi motive etmeye yeterliydi. Markayı ülkemizde tanıtmak ve başarı sağlamak için çok emek ve çaba harcadık ve amacımıza ulaştık. Üstelik artık distribütör olduğumuz için yeni markaları da bünyemize katma özgürlüğüne sahiptik. Fakat markaya olan inancımız sayesinde geçiş döneminde de maksimum eforu tek markaya harcamanın daha doğru olacağına karar verdik. Üç senenin ardından, yeni markalar ile anlaşma yaptık ve vizyonumuza ve çalışma presniplerimize uyan yeni, üst segment Avrupa markaları ile ürün portföyümüzü genişletmek için hazırız.

Hepimizin bildiği gibi ic! berlin markasının uzun zamandır Türkiye distribütörsünüz. Marka ile ilgili detaylı bilgi verir misiniz?
Almanya merkezli olarak 1996 senesinde kurulan ic! berlin markası, okuyucuların da bilebileceği gibi vidasız sap sisteminin mucidi bir markadır. Gözlüklerini esnek, vidasız, darbeye dayanıklı, paslanmaz Alman çeliği ve dayanıklı doğal kauçuk ve karbon gibi diğer materyallerden Berlin’de el yapımı üretiyor. Bir yaşam tarzı markası ve hatta yaşam tarzı markalarının arasında öncü nitelikte. İsmini veren Berlin şehrini tüm Dna’sında taşıyor. Lafın gelişi verilmiş bir marka ismi değil. Berlin’de 3 sene yaşamış ve senenin belli zamanlarını orada geçiren biri olarak markanın Berlin şehrinin tasarım dili ile nasıl bir paralellik gösterdiğine ben şahidim. Berlin sürekli evrilen, dönüşen, çok katmanlı bir Avrupa metropolü ve şehri çekici kılan bütün bu niteliklerini ic! berlin markasında görebiliyoruz. Markanın gelişim ve dönüşümünü izlemek benim için hep çok keyifli oldu. Çünkü hep daha iyiye ve ileriye dönük bir büyüme gerçekleştirdi. Almanların kültürlerinde de olan sağlamlıktan ve teknolojiden ödün vermeyişi, fonksiyon ve kaliteyi hep ön planda tutan tasarım anlayışı ve trendleri takip ederken kendi çizgisinden vazgeçmeyişi benim bakış açıma göre markanın takdire değer bir stratejidir.

ic! berlin’in 2024 yılı koleksiyonunu Silmo İstanbul Optik Fuarı’nda tanıttınız. Geri dönüşler nasıldı?
Geri dönüşler son derece olumluydu. Koleksiyon hep daha iyiye gidiyor ve bu satışlarımıza birebir yansıyor. Çok satan bazı modellerimize alternatif yeni modeller eklendi. Marka ve firma ile olan yakın ilişkim ve onların çatısı altında uzun süre çalışmış olmanın avantajlarından biri; Üretim Müdüründen tasarımcılarına kadar diyalog içerisinde olmam. Bu sayede kendi pazarımın ihtiyaçları konusunda geri bildirimlerim dikkate alınıyor. Sadece bizim pazarımızda başarılı bulunan bazı yeni modeller koleksiyona eklendi ve bunun sonuçları da fuarda aldığımız güzel tepkiler oldu.

 

Markalarınızın temel özelliklerini, etkileşim gruplarını ve sektördeki konumunu bizlerle paylaşabilir misiniz?
ic! berlin markasını  teknolojik tasarım markası olarak tanımlıyoruz. Hafif, fonksiyonel, dayanıklı, kullanıcı dostu bir ürün. Son derece geniş olan koleksiyon kendi içerisinde çok iyi bir dağılıma sahip. Böylece premium segmentte, farklı stillere sahip olabilecek bir tüketici kitlesine hitap ediyor. Core Collection diye adlandırılan zamansız ve klasik tasarıma sahip bir ürün grubu, daha yenilikçi ve sıra dışı tasarımların oluşturduğu, modanın nabzını daha çok tutan bir ürün grubu; ünlü tasarımcılarla ve markalarla ortaklıklarımıza yer veren Mercedes Benz ve AMG ile işbirliklerimizin yer aldığı ürün grubu; farklı malzeme ve inovasyonlara yer verdiğimiz mühendislik harikası tasarımlarımızın bulunduğu ürün grubu ki örneğin karbondan üretilen yeni lansmanı yapılan patentli  carboflex koleksiyonumuz bu gruba ait. Tüm bu farklı ürün grupları tek  bir ortak noktada yani üstün kalite ve Berlinli olmak ile birleşiyor. Markamız öncelikle “İyi tasarım nedir? sorusunun cevabını bilen, bilmese de öğrenmeye hevesli ve açık son tüketiciye ve doğal olarak meraklı, işini seven, gelişime açık optik mağazalarına hitap ediyor. Kendimizi geliştirmeye ve sektörün vizyonunun genişlemesine katkı sağlamaya istekliyiz. Bu konuda idealist bir tavır sergilediğimizi düşünüyorum ve böyle olmasından memnunuz.
Dağıtım ve satış ağınızı genişletmek için nasıl bir strateji uyguluyorsunuz?
Yurt içi ve yurt dışı fuarlara katılıyoruz. Bu katılımlarımız yeni potansiyel müşterilerimizle ilk teması kurmamızda etkili oluyor. Türkiye’nin çoğu bölgesinde mağaza ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Markamızı belli bir süredir severek satan müşterilerimizi fabrika gezisine götürüp, ürünün hikayesini daha yakından tanımalarına olanak sunuyoruz ve bu genelde çok etkili olarak satışlara olumlu yansıyor. Bu bir yaşam tarzı ürünü olduğu için ürünü satan kişinin çok iyi tanıması ve dahası sevmesi gerekiyor. Bu sebepten aşırı yayılmacı bir satış politikamız yok. Bugüne kadar bu politikamızdan bir zarar görmedik. Markanın hikayesini anlatmak personeli eğitmek en sevdiğimiz ve en çok üzerinde durduğumuz şey. Buna açık olan, ortak bir strateji benimsemekte bizimle hemfikir olan, bizimle çalışmaya işbirliği gözüyle bakan Türkiye’nin her yerindeki optisyenlere keyifle hizmet vermeye ve destek olmaya açık ve ılımlıyız.
Uluslararası fuarları takip ediyor musunuz? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Elbette ediyoruz, Avrupa’daki tüm fuarlara katılım gösteriyoruz. Sektörün nabzını tutmak için gerekli ve keyifli buluyoruz bunu. Çünkü dünyaca ünlü bu büyük fuarlar küresel trendleri takip etmek ve iş fırsatları oluşturmak için çok önemliler diye düşünüyorum.
Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 10. kez gerçekleşen olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?
Bu yıl onuncu kez gerçekleştirilen Silmo İstanbul Optik Fuarı çok profesyonel, yenilikçi ve çağa ayak uyduran bir büyüme gösterdi. Kendi başına çıktığı yola Parisli ortaklarıyla devam eden Silmo İstanbul gücünü sektör profesyonellerine tam anlamıyla kanıtlamayı başardı. Severek ve gurur duyarak bu büyüme ve gelişme hikayesini izliyoruz.
Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’in dijital yayıncılığa evrilişi ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Derginizin çağa ayak uyması sevindirici ve bu bize de ilham veriyor. Dergideki haberler, röportajlar hep güncel ve büyük emek harcanarak hazırlanmış oluyor. Sektöre sağladığınız özverili emek için çok teşekkür ediyoruz.

Şubat 2024

PRM Mağazacılık

PRM MAĞAZACILIK

Genç ve Dinamik

Silmo İstanbul bu on yıllık gelişim sürecinde Türkiye optik sektörünün lokomotifi konumuna geldi ve bu gelişimden sektörün içerisinde olan bir şirket olarak oldukça mutlu ve gururluyuz.

Merhaba Tankut Bey, biraz kendinizden ve optik sektörü ile kişisel olarak yolunuzun nasıl kesiştiğinden bahsedebilir misiniz?
Merhaba, 1970 Antakya doğumluyum. İlk, orta okul ve liseyi Özel Işık Lisesi’nde tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği fakültesinde yüksek öğrenimime başladım. Üniversite öğreniminin iş hayatı için gerekli ancak yeterli olmayacağını bilerek yetiştirilmiş olduğum için iş hayatında deneyim kazanmak amacı ile üniversite öğrenimimin ilk yılında iş hayatına atıldım. Kimya mühendisliği kariyerimi tamamladıktan sonra iş hayatımda oldukça katkı sağladığına inandığım Ekonomi eğitimimi de tamamlayarak ikinci üniversiteyi bitirdim. Sektöre farklı bir bakış açısı getirme zamanının geldiğini hissettiğim bir zamanda yollarımız ortağım ile kesişti. Ortağım da Marmara Üniversitesi güzel sanatlar mezunu ve yıllarca çeşitli markalarda tasarım üzerine üst düzey yöneticilik pozisyonlarında çalışmıştır. Ortak bir vizyonla ve artık bir misyonu yüklenmeye hazır olduğumuza dair inançla yola çıktık.

Yeni bir firma olmanıza rağmen sahip olduğunuz vizyon ile başarılı bir grafik çiziyorsunuz. Prm Mağazacılık’ı kurmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Türkiye pazarına farklı markları kazandırmak amacı ile Prm Mağazacılık Hizmetleri Ticaret A.Ş’yi 2010 yılında kurduk. Şirketimizi kurarken Öncelikli amacımız yurtdışından getirmiş olduğumuz markalarımızın yurtiçi pazardaki belirli boşlukları doldurabilmesini sağlarken, markaları doğru yerde ve doğru stratejiler ile konumlamaktı. Bu yolda birçok yeni marka ve ürünlerle de tanıştık ve onları Türkiye pazarına getirmek için deneyimli ekibimiz ve tüketicilerden oluşan odak grupları ile vermiş olduğumuz çabalar sonucu Türkiye pazarına kazandırmış olduğumuz birçok giyim ve aksesuar markalarının yanında optik sektörü ile tanışmamıza sebep olan gözlük markamız ise Meller oldu.

Markalarınızın temel özelliklerini, etkileşim gruplarını ve sektördeki konumunu bizlerle paylaşabilir misiniz?
Meller İspanya Barselona’da 2010 yılında kurulmuş oldukça genç ve dinamik bir marka. Meller markamız 2018 yılı itibari ile Türkiye pazarındaki yerini bulmaya başladı ve bugün itibari ile oldukça bilinir ve aranan bir marka olduğunu söyleyebiliriz. Sosyal medyayı en etkili kullanan moda markalarından başında gelmektedir. Yeni kuşakların tercih ettiği, günün modasını çok hızlı takip eden ve hızlı dinamik bir markadır. Meller hem kaliteli hem uygun fiyatlı ürünleri geniş model ve renk yelpazesiyle tüketiciye sunmaktadır. Diğer markamız olan Freesbee ise Meller’in başarısından sonra getirmiş olduğumuz ikinci optik gözlük markamız olup Amerika Kaliforniya markasıdır. Freesbee de aynı hedeflerle, yüzde 100 asetat olarak üretilen yüksek kaliteli ve ulaşılabilir fiyatlardadır. Sektöre 2022 yılında girmesine rağmen oldukça beğeni toplayan ve ilgi gösterilen bir marka olmuştur. Amerika ile olan özel anlaşmamız ile Türkiye’yi bölgesel bir tedarik merkezi haline getirme kararı almış olup özellikle yakın coğrafyamızda bulunan Avrupa, Arap ülkeleri ve Rusya gibi yurtdışı alt distribütörlükleri de Türkiye üzerinden yürütme anlaşması yaptık.

Markalarınıza ait koleksiyonları belirlerken önceliğiniz nedir? Ürünlerinizi tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz?
Koleksiyon seçimleri için öncelikle yurtdışı fuarları takip ediyoruz ve sezonun trendlerini kendi vizyon ve gustomuzla birleştirerek, kendi pazarımıza uygun olarak seçimler yapıyoruz. Tabii koleksiyon ve model seçkilerimize mevcut müşteri ilgisi ve talepleri de yön veriyor. Sezonda en az dört koleksiyon ve renk varyantları ile takviyeleri yapıyoruz. Freesbee ve Meller oldukça geniş ürün ve koleksiyon yapısına sahip olduklarından tüketiciler ile en güncel modelleri buluşturma konusunda oldukça titiz bir çalışma yapan tasarım ekibimiz bulunuyor. Tasarım ekibimiz ilgili sezonda trendleri yakından takip etmenin yanı sıra, müşteri beğeni ve davranışlarını da detaylı analiz ederek model ve renk seçimlerini bu doğrultuda yapıyorlar.

Dağıtım ve satış ağınızı genişletmek için nasıl bir strateji uyguluyorsunuz?
Dağıtım ve satış ağımızı genişletirken oldukça özenli ve önceden üzerinde çalışmış olduğumuz bir strateji üzerinde ilerliyoruz. Yol haritamız marka henüz ülkeye girmeden belirlenmiş oluyor. Markaların her yerde ve hemen her köşede bulunmasından ziyade doğru satış noktalarında ve doğru bir şekilde tüketicileri ile buluşturulmasına oldukça özen gösteriyoruz. Bu konuda biraz alışılmışın dışına çıkarak önce markalara ait beğenileri ve tüketicileri oluşturuyoruz. Sonra da markaların dinamiklerine uygun satış noktaları ile uzun soluklu olarak işbirlikleri kurup geliştiriyoruz. Amacımız ürün satmaktan ziyade uzun süreli ve kazanan bir iş modelinin tedarik ve tanıtım tarafında olmaktır. Büyük şehirler hariç her şehirde sadece bir adet satış noktası ile çalışıyoruz. Markaların talebini oluşturmak öncelikli hedefimiz. Bu doğrultuda sosyal medya kanallarını oldukça aktif olarak kullandığımızı söyleyebilirim.

Sektöre yatırım yapan bir firma olarak sektörün gelişimi hakkındaki düşünceleriniz ve beklentileriniz nelerdir?
Açıkçası Türkiye optik sektörünün yurtdışına kıyasla henüz gelişmekte olduğunu ve daha ilerleyecek yolu olduğunu düşünmekteyiz. Hala eski yöntemlerde takılı kalan hantal perakendecilerin gelişim süreçlerine ve mevcut yeni sistem perakendeye adapte olabilmeleri için daha fazla gayret içerisinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Artık sosyal medya yönetimi ve iletişimi yoluyla nihai müşterileri ile etkileşim halinde olamayan firmaların ve markaların çok daha zorlanacağını düşünüyoruz. Tüketicisine verecek bir mesajı olmayan ve her an ulaşılabilir durumda olmayan firmaların ve markaların önümüzdeki beş ila on yıllık süreçte ayakta kalabilmelerinin geçtiğimiz beş – on yıla kıyasla çok daha zor olacağını öngörüyoruz. Ayrıca sektörün daha yenilikçi ve daha dinamik, vizyonu olan genç yöneticilere ve çalışan iş gücüne ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte devletin özellikle ihracat ve dijital dönüşüm konularında firmalara olan destek ve teşviklerinin Türkiye optik ve perakende pazarının serbest olarak büyümesine katkısını artıracağını, böylece sektörün pazardaki yerinin de daha önemli bir konuma gelebileceğini düşünüyoruz.

Uluslararası fuarları takip ediyor musunuz? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Fuarların sektörel büyümede çok önemli bir yapı taşı olduğunu ve buna göre doğru fuarları takip etmek gerektiğini düşünüyoruz. Tabii ki biz de tüm önemli fuarları ziyaretçi ve katılımcı olarak takip ediyoruz ve bunların dönüşlerini aldığımızı düşünüyorum. Silmo Paris bu konuda yurtdışı fuarlarda sancağı en önde taşıyor, bizlerin vizyonunu açtığı için düzenli olarak büyük beğeni ile takip etmekteyiz.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 10. kez gerçekleşen olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?
Silmo İstanbul’u ilk gerçekleştiği yıldan beri ziyaretçi olarak yakın takip ettikten sonra araya giren pandemi sonrası biz bu sene ilk defa katılımcı olarak katıldık. Açıkçası Silmo İstanbul’a katılmadan önce fuarın ne derece etkili bir platform olduğunu tam olarak anlayamamıştık. Silmo İstanbul’da ziyaretçiler fuara duymuş oldukları güveni ve beğeniyi aynen bizlere ve markalarımıza da yansıttılar ve oldukça olumlu dönüşler aldık. Özellikle yurtdışı müşterilerinin oldukça yoğun talebi karşısında gelen talepler bizleri çok memnun etti. Freesbee için komşu birçok ülke ile distribütörlük görüşmelerine başladık ve bazıları ile bu süreci sonuçlandırdık. Silmo İstanbul bu on yıllık gelişim sürecinde Türkiye optik sektörünün lokomotifi konumuna geldi ve bu gelişimden sektörün içerisinde olan bir şirket olarak oldukça mutlu ve gururluyuz.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’in dijital yayıncılığa evrilişi ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Açıkçası basılı yayınların dijitale kayması sürecinde 4 your eyes dergisinin sektörel boşluğu çok iyi bir şekilde doldurduğunu düşünüyoruz. Her ay yayınlanacak yeni bölümü merak içerisinde bekler durumdayız. Titiz ve özenli çalışma yürüten sizlere sonsuz teşekkürler.

Ocak 2024