Eşsiz ve Sofistike

Yeni malzemeleri ve teknolojileri seçmek, yeni yapıları bulmak ve üretimini kendi yöntemleri ve kimliğiyle benzersiz bir şekilde yapmak Mykita’nın Dna’sını tanımlıyor.

Dünya’nın en iyi bağımsız gözlük markaları arasında ön sıralarda yer alan Berlin merkezli Mykita, Dna’sından ödün vermeden hazırladığı eşsiz ve sofistike koleksiyonlarını beğenilere sunmaya devam ediyor. Tasarımdan üretime kadar her koleksiyonunu kendi mutfağında hazırlayan Mykita, 20. yıldönümünü Silmo d’OR 2023 Responsible Company ödülüyle taçlandırdı. Mykita Ceo’su ve Kreatif Direktörü Moritz Krueger ile bu anlamlı ödül ve çok daha fazlası hakkında 23-26 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilen Silmo İstanbul Optik Fuarı’nda yaptığımız röportajı sunuyoruz.

Merhaba Moritz Krueger, Mykita 20 yaşında ve dünyanın en iyi bağımsız markaları arasında yer alıyor. Markanızı kurarken sizi en çok ne motive etti? O dönemki hayal ve hedeflerinizi gerçekleştirdiniz diyebilir miyiz?
Her şeyden önce dünyanın en iyi bağımsız markalarından biri olduğumuzu düşünmenizi bir iltifat olarak kabul ediyorum. Çok teşekkür ederiz. Ayrıca uzun süredir gelişimimizi takip ettiğinizi de biliyorum ki bu gerçekten harika. Sanırım kuruluş için motivasyonumuz, kendi markamızı yaratmak ve kendi kararlarımızı almak, gözlük dünyasında alışılmadık bir yol bulmak gibi özerkliğimizi ortaya çıkarmak için saf bir istekten doğdu. Hayal ve hedeflerimizi gerçekleştirdik mi sorusuna gelince, bence her zaman bir şekilde hayal kurmaya ve gelişmeye devam etmelisiniz. Yani bu sonu olmayan, bitmeyen bir şeydir. Ancak şu anki konumumuza büyük bir strateji ve bir sonraki adım gibi ileriye dönük düşünerek gelmedik. Bu yüzden Mykita’nın gelişiminin organik bir yolculuk olduğunu söyleyebilirim. Hayallerimiz gerçekleştiğinde, dünya çapında pek çok harika insan ve bizimle aynı tutkuyu paylaşan müşteriyle çalışma şansına sahip olduk.

Mykita’nın Dna’sını tanımlamanızı istersek neler söylerdiniz?
Evet, biz bir bakıma vahşi bir çocuğuz diyebilirim. Yani birilerini kabul etmek yerine kendi yolumuzu bulmak istiyoruz. Bu yüzden bence şirketin temeli gerçekten de kendi üretimimizi yapıyor olmamıza dayanıyor ve üretimimizi kendimizin yapıyor olması her zaman daha da gelişmek için bize belki de en büyük ilham kaynağı oldu. Ben kendi üretimimizi yaptığımız yere mutfağımız diyorum. Yani yeni teknolojiler, yeni malzemeler seçmek, yeni yapılar bulmak ve sürekli olarak gerçek anlamda yenilik yapmaya çalışmak ve işleri kendi yöntemimizle ve kendi kimliğimizle benzersiz bir şekilde yapmak; Mykita’nın Dna’sını açıklıyor. Bence her şeyin tek bir çatı altında bütünleşmesi çok nadir bir durum. Fikirden tasarıma ve üretime kadar, bence gerçekten çok ama çok entegre bir şekilde çalışıyoruz.
Dünyaca ünlü bir gözlük tasarımcısı olarak ilham kaynaklarınız sürekli değişkenlik gösteriyor mu? Sizi tasarıma en çok ne teşvik ediyor?
Bence ilham kaynaklarımızın değişkenlik gösteriyor oluşunu yine ilk olarak mutfağımızda neler olduğunu anlamak ve malzemelerimizi sürekli yenilediğimizden ve gözlük için kullanabileceğimiz daha fazla şey bulduğumuzdan emin olmaya çalışmamız ile açıklayabiliriz. Ayrıca birincil ilham kaynağı diye bir şey söz konusu değil. Çünkü evet, benim ilham aldığım kaynaklarım var, ama biliyorsunuz, benimle birlikte çalışan harika bir ekibim ve tasarım ekibim var. Hepimizin bireysel yeteneklerimiz var. Gözlüklerimizi tasarlarken bir yandan dünyaya bakmaya çalışırken, her pazarda neye ihtiyaç duyulduğunu görmeye de çalışıyoruz. Ama tabii ki daha çok kavramsal bir bakış açısıyla bazı daha şaşırtıcı olan yeni estetik türlere ulaşmaya çalışıyoruz, ancak bunların malzemelerle çalışmakla ve bizim için de üretimde yeni seçenekler belirlemeye çalışmakla alakası var. Yani aslında her şey bir ekip çalışması ile gerçekleşiyor.

Biraz da Mykita’nın en yeni koleksiyonundan ve modellerin öne çıkan özelliklerinden bahsedelim…
Açıkçası Covid’in iki yılı önemliydi. Biz bu dönemde kendimize odaklanmaya çalıştık ve organizasyonun temelini yeniden inşa etmek üzerinde durduk. Böylece tekrar yeni ürünler çıkararak, işbirlikleri gerçekleştirdik. Bu sebeple son koleksiyonumuzu Mykita olarak sahip olduklarımızı kutlamak amacıyla hazırladık. Yani ilk koleksiyonumuzdan geçen on yıllarla birlikte sunduğumuz diğer koleksiyonlarımıza bakarak, yeni ifade yolları ve estetik bulmaya çalışmadan kod yazılımı ve Dna’mızla gerçek bir tutarlılık gösteren bir koleksiyon oluşturduk.
20. yıl dönümüzü Silmo d’OR 2023 Responsible Company ödülü ile taçlandırdınız. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz ve sürdürülebilirlik projeleriniz 2024’te hız kazanacak mı?
Evet, kesinlikle. Silmo’nun sürdürülebilirlik ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk için ödül verdiğini duyduğumuzda çok heyecanlandık. Çünkü biliyorsunuz bu konular Mykita için başlangıcımızdan itibaren çok önemli olmuştur. Bizim ürünlerimizi kendimiz üretiyor, malzemelerimizi kendimiz tedarik ediyoruz. Bu sürekli bir yolculuk ve sürekli olarak bir şeyleri optimize etmeye ve geliştirmeye çalışıyoruz. Bu sebeple Paris’te bu ödüle layık görülmek bizim için inanılmazdı. Çünkü bu ödül Mykita’nın bir ürününe verilmedi, çok daha bütünsel bir yaklaşımla tüm çalışanlarımıza ve tüm ortaklarımıza verildi. 

Mykita koleksiyonlarında favoriniz olan güneş gözlüğü ve optik gözlükler hangileridir ve neden?
Bu soruyu yanıtlamak benim için çok zor, çünkü tek bir favorim olmadığını söyleyebilirim. Tek bir favorim olamaz çünkü bizim için portföylerimiz biraz da küçük bir aile gibidir. Pek çok farklı model var ve şu anda gerçekten sevdiğim ya da çok ama çok havalı bulduğum model, Berlin merkezli bir firmayla ile yaptığımız işbirliğinin ürünü. Bence gerçekten de arzu edilen bir model. Tasarımında çok güçlü bir duruşu var ve malzemesiyle dikkat çekiyor. Malzemesi bizim bir inovasyonumuzdur ve ilk olarak 2009 yılında pazara sunduk. Bu yüzden ürün, bu malzemeyi nasıl geliştirdiğimizi, süreçlerimizin nasıl geliştiğini gerçekten açıklamak için ideal bir örnek görevi görüyor. Berlin’deki ortağımızla bu ürün ile yeni bir estetiğe ulaştık. Yani bu ürün için aynı zamanda gerçek bir Berlin kutlaması gibi diyebiliriz.
Yeni yılla birlikte Mykita’dan sürpriz işbirlikleri, koleksiyonlar ya da açılışlar beklemeli miyiz?
Çok açıkça bizden sürpriz gelişmeler göreceğinizi söylemeliyim. Ama maalesef henüz detay veremiyorum. Ancak bizimle ilgili bir işbirliği ya da açılış olmasa da büyük bir haber verebilirim. Yeni bir binaya taşınıyoruz. Berlin’de yeni bir Mykita House bulduğumuz için gerçekten çok şanslıyız. Yeni bina şehrin merkezinde ve gelecek yıl Temmuz ayında taşınacağız. Yeni bina şu anda bulunduğumuz yerden yürüyerek sadece 10 dakika uzaklıkta. Gerçekten harika bir lokasyon olduğunu düşünüyoruz ve geleceğimiz için doğru bir adım attığımıza inanıyoruz. Bu taşınma bizim için gerçekten çok önemli çünkü house yani ev her zaman Mykita’nın manifestosu olmuştur.

Türkiye’de distribütörlüğünüz aracılığıyla temsil ediliyorsunuz. Bu işbirliğinizi ve Mykita’nın Türkiye pazarındaki konumunu nasıl değerlendirirsiniz?
Öncelikle, Türkiye’de bu harika ekibe sahip olduğumuz için çok minnettarız ve çok şanslıyız. İşbirliğimize 2008’de başladık, toptancı olarak müşterilerimiz oldular. Üç yıl sonra da distribütörümüz oldular. O zamandan beri gerçekten çok yakın çalışıyoruz, bir aile gibi bir aradayız. İşbirliğimizin her geçen yılı birbirimizi daha iyi dinlemeye, birbirimize yardım etmeye ve destek olmaya çalışıyoruz. Tüm ekibin buraya getirdiği tutkuyu ve bağlılığı gerçekten hissedebiliyorum. Bu benim için çok özel bir şey ve markaların Silmo İstanbul’daki bağımsız, büyük sunumla ne kadar güzel temsil edildiğini görmek ayrıca heyecan veriyor. İstanbul’a gelişimle birlikte yaklaşık 10 ya da 12 müşteriyi mağazalarında ziyaret ettik. Güzel bir sunum yaptık ve tüm mağazalar, müşteriler çok mutlu ve çok heyecanlıydı. Herkes gelecek hakkında konuşuyordu ki bunu çok önemli buluyorum. Onlar da nasıl daha iyi ortaklar olabileceğimizi ve birlikte büyüyebileceğimizi anlamak istiyorlar. Bence her şeyin bir şekilde daha da konsolide olduğu gözlük dünyasında, kendi benzersizliği ve estetiği olan güçlü bağımsız markalara sahip olmak çok önemli. Nihai müşterilere gerçekten en ideal şekilde hizmet sunmak için en iyi gözlükçülerle birlikte çalışmak da son derece önemli diye düşünüyorum.
Silmo İstanbul Optik Fuarı’nda sizi ilk kez aramızda görmekten çok mutluyuz. Son olarak 10. yaşını kutlayan Silmo İstanbul ile ilgili değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?
Biz de burada olmaktan çok mutluyuz. Fuarın ikinci günü İstanbul’a iner inmez Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirdiğiniz o görkemli geceye katıldık. Gerçekten tarih kokan o güzel binada harika bir konseptle mükemmel bir gece yaşadık. Bu sebeple biz de 10. Yıl dönümüzü kutluyoruz. Üstelik ilk kez katıldığım Silmo İstanbul Optik Fuarı’nda da gerçekten harika bir organizasyona ev sahipliği yaptığınızı görüyoruz. Ekibinizle fuara ilk başladığınız yıllarda bu başarı sizin için belki çok net değildi ama sizler hayal etmeye ve inanmaya devam ettiniz. Üstelik coğrafi konumunuzla Avrupa’yı Orta Doğu ve Uzak Doğu ile birleştirmeniz de gerçekten harika. Silmo İstanbul’un 10. yılında artan ziyaretçisi ve katılımcısıyla büyük bir başarıya imza attığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Silmo İstanbul büyümeye ve ilgi toplamaya devam ediyor. Sizleri tebrik ediyoruz.

Aralık 2023

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir