EINSTOFFEN

Yolunu Kaybetmiyor

Yaklaşık yüz parçadan oluşan yeni koleksiyonu ile güçlü bir çıkış yapan Einstoffen, özgür ve bağımsız ruhundan ödün vermeden sektördeki yolculuğuna devam ediyor.

İsviçre merkezli bağımsız gözlük markası Einstoffen 2008 yılında Ramon Büsser, Raphael Büsser, Christian Gisela ve Philippe Rieder tarafından kurulmasından bu yana küresel çapta adından söz ettirmeye devam ediyor. Marka 2022 yılına yaklaşık yüz üründen oluşan yeni koleksiyonu ‘Stranded, Never Lost’ (Yolunu Asla Kaybetmeyen) ile büyük bir giriş yaptı. İsviçreli markanın Kurucu Ortaklarından Phlippe Rieder ile Einstoffen’ın sektördeki duruşu ve yeni koleksiyonu ile ilgili yapılan röportajı sunuyoruz.

Merhaba Philippe… Okurlarımıza Einstoffen’in kuruluş hikayesinden bahsedebilir misiniz?
Güneydoğu Asya’da sırt çantasıyla seyahat ediyorduk. Bangkok’ta keşfettiğimiz havalı tişörtleri İsviçre’de satmaya karar verdik. Şirketimizi kurduk. Ramon ve Raphael pragmatik bakış açılarını ve lojistik alanındaki deneyimlerini kattı. Web tasarımcısı olan Christian ve ticari işlerde adeta kutsanmış olan ben bir araya gelerek işlerimizi büyütmeye başladık. Şirketimizi kurduktan dört yıl sonra da ilk gözlük koleksiyonumuzu büyük bir heyecanla piyasaya sunduk.

Saatler, tekstil ürünleri ve gözlükler üretiyorsunuz. Bu ürünlerin ortak noktaları nelerdir?
Tüm ürünlerimizi ortak noktada buluşturan en önemli özellik olarak kurulduğumuz günden bu yana hepsini hala dördümüzün tasarladığını söylemem gerekir. Kendimize özgü imza niteliğinde bir tarzımız var. Her kategoride tüm tasarımlarımızın gizli ayrıntılarına özen göstererek ve hepsine hikayeler yazarak üretim yapıyoruz. Bir diğer önemli nokta ise sürdürülebilir malzemelere olan tutkumuzun tüm ürünlerimiz için geçerli olmasıdır.

Tüm ürün portföyünüze bakıldığında gözlüklerinizin önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Einstoffen sadece bir gözlük markası olmasa da gözlükler bizim ana ürünümüzdür. Gözlük koleksiyonlarımızı şimdiye kadar asetat, titanyum ve ahşap olarak sınıflandırmayı tercih ediyorduk ve uzun bir süre asetat ve titanyum kategorilerimizi genişletmeye odaklandık. Şimdiyse yine bu malzemeleri ve birbirleriyle karışımlarını kullanarak koleksiyonlar hazırlamaya ağırlık veriyoruz. Sürdürülebilirlik ve çevre dostu yaklaşımlar konusunda da diğer ürünlerimizde olduğu gibi gözlük koleksiyonlarımızda da ödün vermiyoruz. Elbette bir yandan da tekstil ürünlerimiz ve saatler de temel müşteri tabanımızı çekmeye ve markamızın kimliğinde de önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Bu ürünlerimiz aynı zamanda yeni trendleri ölçmemizde bize yardımcı oluyor. Kuruluşumuzdan bu yana hangi ürünümüzü tasarlarsak tasarlayalım özgür ve bağımsız hareket ediyor olmak en temel motivasyonumuz oldu.

Einstoffen gençlik ve yaşam tarzı odaklı bir marka. Siz markanızı nasıl konumlandırıyorsunuz ve ürünleriniz kimleri hedefliyor?
Çevreye özen gösteren, sosyal sorumluluk bilinci yüksek ama aynı zamanda eğlenceli, hayattan zevk alan ve en önemlisi de ne olursa olsun iyimser bakış açısından vazgeçmeyen bir marka olduğumuzu söyleyebilirim. Bu özellikler bizim marka Dna’mızı oluşturuyor. Ama dürüst olmak gerekirse hedef kitlemizi belirgin bir şekilde tanımlamamayı tercih ediyoruz. Bir dönem bunu denedik ancak bize kullanıcılarımızı bölümlere ayırıyormuşuz gibi geldi ve vazgeçtik. Her kullanıcımız bizim için tektir ve kendine özgüdür.

Yeni koleksiyonunuza Stranded, Never Lost (Yolunu Asla Kaybetmeyen) ismini verme nedeninizden bahsedebilir misiniz?
Bu ismi seçmemizin en önemli nedeni markamızın temel değerlerinden aldığımız ilhamdır. Einstoffen olarak aksiliklerin, tökezlemelerin, mücadele zorunluluğunun ve bazen yolda kalmanın her şirketin hatta her hayat hikayesinin bir parçası olduğunun farkındayız. Bu gibi olumsuz durumlar neredeyse kaçınılmazdır. Ancak bizleri biz yapanın bu problemlerle nasıl başa çıktığımız olduğunu düşünüyoruz. Hayat bir çırpıda akıp giderken en olasılık dışı görünen anlarda dahi sizi hedefinize götüren yeni yollar bulunabileceğine inanıyoruz. Bizce yeni fırsatlar ve fikirler genellikle kriz veya yenilgi zamanlarında ortaya çıkar. İçinde bulunduğumuz dönemde böyle bir itici güce ihtiyacımız olduğunu düşündük ve bu sebeple koleksiyonumuza bu ismi uygun gördük.

Einstoffen olarak geleceğe nasıl bir bakış açısıyla yaklaştığınızdan söz eder misiniz?
Belirsiz zamanlar yaşıyoruz ve bu sebeple temel düzeyde bile olsa içimizdeki iyimserliği korumayı ve pozitif enerjiyi yaymayı özellikle önemli buluyoruz. Kendinize ait bir balonun içine kıvrılarak bir krizi aşamazsınız ve bu sebeple bazı konularda risk almak gerektiğini düşünüyoruz. Covid-19 pandemisinin başladığı 2020 yılı başlarından itibaren optisyenlere yönelik sunduğumuz destek girişimimizden bu yana bu bakış açısıyla hareket etmeyi tercih ediyoruz. Neredeyse yüz yeni ürün oluşturduğumuz yeni koleksiyonumuz Stranded, Never Lost’u da geleceğe yönelik sarsılmaz inancımızla beğenilere sunuyoruz.

İyimser bakış açınızı yeni koleksiyona nasıl yansıttınız? Koleksiyonunuzun öne çıkan özelliklerinden bahsedebilir misiniz?
Havana’nın yenilikçi tonları ve deneysel renk geçişlerimiz sayesinde yeni koleksiyonumuzdaki renkler kullanıcılara canlılık ve mutluluk vadediyor. Koleksiyonumuza genel olarak baktığınızda model başına eskisinden çok daha fazla renk seçeneği sunduğumuzu görebilirsiniz. Şekiller de daha maceracı hale geldi. Kalın asetat, eğimli kenarlar ve cüretkar titanyum yapılarla deneyler yapıyoruz. Dahası, çerçevelerimizden daha yüksek bir denge düzeyi ve daha zarif bir görünüm elde etmek için çerçevelerin saplarını ahşap ve metalin birleşimiyle mükemmelleştirdik.

Modellerinize meslek isimleri vermek Dna’nızın bir parçası haline geldi. Yeni koleksiyonunuzda da aynı konseptle mi çalıştınız?
Evet modellerimize meslek isimleri vermek gerçekten de bizim için geleneksel hale gelmeye başladı. Bir konsept olarak başlattığımız bu durum sayesinde Schwarzfahrer (Kaçak Yolcu) ve Ganove (Sahtekar) gibi daha sıra dışı ve ilginç model isimlerine de imza attığımızı söyleyebilirim. Yeni koleksiyonumuz Stranded, Never Lost için de aynı konsepti sürdürmeyi tercih ettik ve oldukça yaratıcı model isimleri bulduk. Modellerimizi daha akılda kalıcı ve dikkat çekici yaptığına inandığımız yeni koleksiyonumuzdaki isimler arasında First Lady (Devlet Başkanı Eşi), Kopfgeldjäger (Avcı), Professor (Profesör), Smutje (Gemi Aşçısı), Hafner (Fırıncı), Hutmacher (Şapkacı), Imker (Arıcı) ve Honigdieb (Bal Hırsızı) yer alıyor. Bu alışılmadık isimler sayesinde her modelimizin bir hikayesi olduğunu vurgulamış oluyoruz.

Bildiğimiz kadarıyla Imker (Arıcı) ve Honigdieb (Bal Hırsızı) koleksiyondaki favori modellerinizden. Bu modellerin hikayesini paylaşabilir misiniz?
Yıllık marka albümümüzün fotoğraf çekimleri için İran’a gittiğimizde geleneksel arıcılık ile uğraşan bir beyefendi ile tanışma fırsatı yakaladık. Bu arıcının hikayesi bizim için gerçekten de tam bir ilham kaynağı oldu. Avrupa ve özellikle İsviçre’deki yabani bal arılarının ortadan kaybolmasıyla ilgili farkındalığımızı artırmış olduk. Bu amaçla şimdi bu iki özel modelimizin ve Einstoffen olarak aynı konseptte hazırladığımız tişörtlerimiz, saatlerimiz ve kapüşonlularımızın satışlarından elde ettiğimiz gelirin yüzde onunu İsviçre’de serbest yaşayan bal arılarını yeniden çoğaltmak için hizmet eden arı koruma organizasyonu Free The Bees’e (Arıları Özgürleştir) bağışlıyoruz.

Arıların doğadaki durumu ile optik endüstrisinin veya belki de Einstoffen’in hikayesinin arasında herhangi bir paralellik görüyor musunuz?
Optik endüstrisi ve moda tıpkı arıcılık gibi bütünsel bir düzeyde düşünce değişikliğine ihtiyaç duyuyor. Bu durumu arılarla benzeştirmek gerekirse, düşüncenin merkezinde arılardan maksimum seviye bal elde etmek değil arıların hayatta kalmalarını ve doğalarını korumayı yerleştirmeliyiz. Arıcılık ve bağımsız gözlük kültürü arasında sürdürülebilirlik açısından gerçekten paralellikler gördüğümüzü söyleyebilirim. Yeni koleksiyonumuz Stranded, Never Lost (Asla Yolunu Kaybetmeyen) arıların ve Einstoffen’in hikayesinin ardındaki prangasız felsefeyi ideal bir şekilde yansıtıyor. Özetle optik endüstrisi, özgür ve bağımsız olduğunda daha fazla çiçek açacak, böylece küçük oyuncular bile harika şeyler başarabilecek.

Kaynak: Spectr

Nisan 2022