Güneş Gözlüğünün Sahtesi Katarakta Sebep Oluyor

Dört gözle beklenen sıcak havalar sonunda geldi. Güneşin keyfini sürerken farkında olmadan gözlerinize zarar vermeyin. Çünkü uzmanlara göre piyasada sıkça karşımıza çıkan sahte güneş gözlükleri, özellikle katarakt ve sarı nokta hastalığı gibi ciddi göz hastalıklarının kapısını aralayabiliyor.

Göz Sağlığı Yaşa Bakmıyor
Yaklaşan yaz ayları ile birlikte daha dik düşmeye başlayan UV ışınları, gözlerde ciddi problemler oluşmasına sebep olabiliyor. Uzun süre UV ışınına maruz kalan bireylerde katarakt riski %60 daha fazla. Üstelik bu risk yalnızca yaşlılar için değil; 20’li ve 30’lu yaşlardaki bireylerinde yüksek risk grubunda olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada güneş gözlükleri, alınabilecek önlemler arasında en pratiği olarak öne çıkıyor. Güneş gözlüğü kullanımı sayesinde, UV ışınları sebebiyle oluşabilecek katarakt, sarı nokta dejenerasyonu, kuşkanadı ve korneanın zarar görmesi gibi olumsuz etkilerin önüne geçmek de mümkün.

Belirtiler Değişebilir
Kataraktın mercekteki yerine göre şikayetler değişebilir. Miyop gözlerde numara hızlıca artabilir veya astigmat gelişebilir. Kataraktı olan bir hasta baktığı yerde gölgeler görür, renkler zor veya soluk olarak algılanır. Kataraktın mercekteki yerine göre, gece veya aydınlık ortamda görme azalması daha belirgindir. Ayrıca katarakt; çift görme, şekilsiz ve bulanık görme, derinlik hissinin kaybı, göz yorgunluğu ve gelişen astigmata bağlı baş ağrısı gibi belirtiler verebilir.

Sahte Güneş Gözlüğü Neden Tehlikeli?

  • Gözbebeği büyür: Gözlük camı koyu olduğu için göz daha az ışık aldığını zanneder ve pupilla (göz bebeği) genişler.
  • Daha fazla UV girişi olur: Bu genişleme, UV ışınlarının daha derinlere ulaşmasına neden olur.
  • Lens ve retina hasar görür: Göz merceği (lens) bu ışınları süzmeye çalışırken zarar görür ve katarakt gelişme riski artar.

Güneş gözlüğü alırken dikkat edilecek kuralların başında antirefle ve ultraviyole engelleyici kaplaması olmalıdır. Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olan gözlükleri kullanmak gerekmektedir. İşportadan ucuza alınan gözlükler çoğu zaman bu özellikleri taşımamaktadır. Bu gözlükler göz sağlığına çok zarar vermektedir. Bu sebeple güneş gözlüklerinizi muhakkak gözlük mağazalarından almanız gerekmektedir.

Haziran 2025

Öğrencilerde Kontakt Lens Kullanımı

Genç yaşta kontakt lens kullanımına başlayan öğrencilerde, hijyen kurallarına uyum ve düzenli göz kontrolleri, ilerleyen yaşlarda oluşabilecek görme bozukluklarının önlenmesinde belirleyici bir rol oynamaktadır.

Göz sağlığı ve kontakt lenslerin doğru kullanımı, özellikle ergenlik döneminde kontakt lens takmaya başlayan öğrenciler açısından kritik bir öneme sahiptir. Görme kalitesini artırmak ve günlük yaşamda konfor sağlamak amacıyla tercih edilen kontakt lensler, hijyen kurallarına uyulmadığı takdirde, ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilirler. Bu nedenle kontakt lens kullanımında dikkat edilmesi gereken temel kuralların ihmal edilmemesi gerekmektedir.

Kontakt lens kullanımıyla ilgili gerçekleştirilen bilimsel araştırmalar, kontakt lenslerin doğru ve düzenli kullanımı durumunda göz sağlığının korunmasına önemli katkı sağladığını ortaya koymaktadır. Kontakt lens kullanıcılarının yaklaşık %60’ının zaman zaman hijyen kurallarını ihmal ettiğini ve bu durumun göz enfeksiyonu riskini %25 oranında artırdığını göstermektedir. Doğru kullanım alışkanlıklarının kazanılması ve düzenli bakımın ihmal edilmemesi, öğrencilerin hem okul yaşamlarında hem de günlük aktivitelerinde sağlıklı ve net bir görüşe sahip olmalarını sağlamaktadır. Bu bağlamda, kontakt lens kullanan öğrencilerin dikkat etmesi gereken temel ilkeler aşağıda sıralanmıştır:

Hijyen Kurallarına Özen Gösterin
Özellikle okul gibi kalabalık ve mikroorganizma açısından zengin ortamlarda, öğrencilerin kontakt lenslerini takmadan önce ellerini mutlaka sabunla yıkamaları ve temiz bir havluyla kurulamaları gerekmektedir.

Uzun Süreli Kullanımdan Kaçının
Kontakt lenslerin önerilen süreden daha uzun süre takılması göz kuruluğuna ve enfeksiyonlara yol açabilmektedir. Bu sebeple öğrencilerin gün içerisinde belirli aralıklarla kontakt lenslerini çıkararak gözlük kullanmaları tavsiye edilmektedir.

Lenslerin Bakımını İhmal Etmeyin
Kontakt lenslerin her kullanım sonrası uygun kontakt lens solüsyonları ile temizlenmesi ve özel kutularında muhafaza edilmesi, göz sağlığı açısından vazgeçilmezdir.

Göz Sağlığı Kontrollerini Aksatmayın
Kontakt lens kullanan öğrenciler için düzenli göz muayeneleri; göz numaralarının güncel tutulması ve olası sağlık sorunlarının erken tespiti açısından büyük önem taşımaktadır. Büyüme çağındaki bireylerde göz yapısı hızla değişebildiği için yılda en az bir kez göz doktoruna başvurulması önerilmektedir.

Haziran 2025

Göz Kapağı Neden Seyirir?

Günlük hayatın temposu içinde birçok kişinin başına gelen göz kapağı seyirmesi, genellikle zararsız bir durum olarak değerlendirilse de bazı durumlarda vücudun verdiği önemli bir sinyal olabilir.

Kimi zaman göz kapağımızın, kimi zaman bacağımızın üzerinde küçücük bir alanın bazen çok hafif kasıldığını hissederiz. Hatta böyle durumlarda genellikle yanımızdaki kişiye “gözüm seğiriyor, bak pıt pıt atıyor görüyor musun?” diyerek bu hareketi onaylatırız. Bu türden gözle görülür, küçük kasılmalar fasikülasyon olarak adlandırılır. Fasikülasyon, deri altındaki fasikül adı verilen kas liflerinin rastgele kasılıp gevşemesi sonucu beliren, o sırada derinin söz konusu bölgesinin hafifçe hareket etmesine neden olan hareketlerdir.

Kas liflerinin istemsiz hareketi, omurilikteki alt motor sinir hücrelerinden birinin ani iritasyonu sonucunda oluşur. Bu sinir hücreleri belli bir kas bölümünü bütün olarak kontrol ettiklerinden tüm lifler tek seferde kasılır. Fasikülasyonlar herhangi bir tehlike oluşturmadığından, bu konuda yapılmış ayrıntılı bir bilimsel çalışma yok. Ancak uzmanlar yetersiz uyku, magnezyum eksikliği, çok yoğun egzersiz ve fazla kafein tüketiminin bu tip kasılmaları tetikleyebileceğini öne sürüyor.

Göz Seyirmesi Ne Zaman Tehlike İşareti?
Uzmanlar, göz kapağı seyirmesinin çoğunlukla zararsız olduğunu vurgularken, aşağıdaki durumlarda mutlaka bir göz doktoruna başvurulması gerektiğini belirtiyor.

  • Seyirme birkaç haftadan uzun sürüyorsa,
  • Göz kapağı tamamen kapanıyor ya da açılmakta zorlanıyorsa,
  • Seyirme yüzün başka bölgelerine de yayılıyorsa.

Mayıs 2025

Göz Ovalamak Körlüğe Yol Açıyor

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte, polenlerin artması ve hava koşullarındaki değişiklikler, milyonlarca kişiyi etkileyen alerjik reaksiyonları tetikliyor. Alerjisi olan kişiler, kaşıntı, burun tıkanıklığı, gözlerde sulanma ve kızarıklık gibi semptomlarla mücadele ediyor.

Bahar alerjileri ile mücadele eden hastalar, sürekli gözlerini ovalama eğiliminde olurlar. Gözleri ovuşturmak, basit bir alışkanlık gibi görünse de özellikle kornea üzerindeki zararları nedeniyle kalıcı görme kaybına yol açmaktadır. Özellikle gözün en ön şeffaf kornea tabakasında meydana gelen değişikliklerin körlük riskine varan derecede görme kaybına neden olduğu saptanmıştır. Göz ovuşturmak korneanın doğal yapısını bozarak, keratokonus gibi görme kaybına yol açan ciddi hastalıklara sebep olabilmektedir.

Bahar alerjileri, gözdeki bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesiyle sonuçlanır. Gözlerdeki kaşıntı ve sulanma nedeniyle birçok hasta refleks olarak gözlerini ovmaya başlar. Ancak, bu hareket göz yüzeyindeki kornea dokusunda incelme ve sivrilme sonucu ilerleyici şekil bozukluğuna neden olur. Keratokonus olarak bilinen bu hastalıkta, hastalar başlangıçta gelişen astigmatizmaya bağlı bulanık görmeden şikayet eder, zamanında teşhis ve tedavi edilmediğinde gözlüklerle dahi net görememe şeklinde ilerleyici ciddi görme sorunlarına ve hatta görme kaybına neden olabilir. Göz ovuşturmanın risklerinden korunmanın yolları hakkında da tavsiyelerde bulunan uzmanlar, alerjik reaksiyonları hafifletmek için gözleri ovalamadan önce doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması gerektiğini belirtiyorlar. İlaç tedavisi, göz damlaları ve soğuk kompres gibi yöntemlerle alerji semptomlarının doğru bir şekilde yönetilebilirsiniz. Gözleri ovuşturmak yerine bu alternatif tedavi seçenekleri tercih edilmektedir.

Göz Sağlığını Korumak İçin Alınması Gereken Önlemler:

  1. Alerji ilaçlarını düzenli kullanın: Doktor önerisiyle alınan göz damlaları, alerjik reaksiyonları hafifletebilir.
  2. Gözleri ovuşturmaktan kaçının: Göz ovuşturmak, zararlı bakterilerin gözdeki hassas dokulara bulaşmasına neden olabilir.
  3. Soğuk kompres uygulayın: Gözlerdeki kaşıntı ve şişliği azaltmak için soğuk kompres uygulamak rahatlatıcı olabilir.
  4. Temizliğe özen gösterin: Ellerinizin temiz olduğundan emin olduktan sonra gözlerinize dokunun.

Göz sağlığını korumak ve ciddi görme sorunlarının önüne geçmek için bahar alerjisi olan bireyler, gözlerine zarar vermemek adına dikkatli olmalıdır. Bahar aylarında gözleri ovuşturma alışkanlığından kaçınılması, görme kaybı riskinin azaltılmasına yardımcı olacaktır.

Mayıs 2025

Gözlerinizdeki Yorgun Görünümden Kurtulabilirsiniz

Cildin uzun süreli olarak yaşlanma nedeniyle yer çekimine maruz kalmasıyla oluşan göz altı torbaları kişiyi yorgun gösteriyor. Çeşitli sebeplerden oluşan gözaltı torbalarından kurtulmak mümkün.

Yaşlanma, uykusuzluk, uzun süre ekrana bakma, stres ve tuzlu yemek tüketimi sonrasında vücutta sıvı tutulumu, genetik yatkınlık, böbrek ve tiroid hastalıkları ve alerji göz altı torbalarının oluşma nedenlerindendir. Göz çevresi, yaşlanma belirtilerinin en belirgin görüldüğü alanlardan biri olarak biliniyor. Bazen yüz yapısından kaynaklı bazen de yaş ve sistemik hastalıklara bağlı olarak göz altındaki torbalar, şişlikler ve fazla deri, yüzün yorgun ve yaşlı görünmesine yol açıyor. Bu sorunların çözümü için transkonjunktival blefaroplasti adı verilen göz kapağı cerrahisi yöntemi ile iz bırakmadan kısa sürede iyileşme sağlanabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Burak Akbay, küçük kesi ile alt göz kapağı cerrahisi ile ilgili bilgi verdi.

İz bırakmadan doğal sonuçlar elde edilebiliyor
Transkonjunktival blefaroplasti, alt göz kapağı torbalarının ve fazla yağ dokusunun çıkarılması veya yeniden konumlandırılması için kullanılan bir cerrahi tekniktir. Bu yöntem, alt göz kapağının iç kısmından, yani konjunktiva adı verilen mukozal tabakadan yapılan bir kesi ile gerçekleştirilmektedir. Dışarıdan görülebilecek herhangi bir iz bırakmadan estetik sonuçlar elde edilebilmektedir. Eğer cilt fazlalığı da varsa aynı seansta lazer veya cerrahi cilt sıkılaştırılması da yapılabilmektedir.

  • İz Bırakmaz: Transkonjunktival blefaroplasti, kesilerin göz kapağının iç kısmında yapılması nedeniyle dışarıdan görülebilecek herhangi bir iz bırakmamaktadır. Bu, hastalar için önemli bir estetik avantaj sağlamaktadır.
  • Minimal İnvazivdir (Küçük kesi): Geleneksel yöntemlere göre daha az invaziv olan bu teknik, doku hasarını minimize eder ve iyileşme sürecini hızlandırmaktadır. Hastalar genellikle birkaç gün içinde normal aktivitelerine dönebilmektedirler.
  • Doğal Sonuçlar Elde Edilir: Transkonjunktival yöntem, gözaltındaki fazla yağ dokusunun doğal bir şekilde yeniden konumlandırılmasına olanak tanınmaktadır. Bu da daha genç ve dinamik bir görünüm sağlamaktadır.
  • Komplikasyon Riski Azalır: Bu teknikle yapılan işlemler, cildin dış tabakasında herhangi bir kesi olmadığı için kaslarda zedelememekte ve ileriye yönelik göz kapağı düşmesi, enfeksiyon ve yara izi gibi komplikasyonların risklerini azaltmaktadır.

Mayıs 2025

Pasif Sigara Dumanı Çocukların Gözlerine Zarar Veriyor

Uzmanların yaptığı araştırmalara, 6 yaşındaki çocukların bile sigara dumanına maruz kaldıklarında göz hasarı belirtileri gösterdiğini ortaya koydu.

Pasif içicilik yetişkinler arasında göz sağlığına yönelik bilinen bir tehdittir. Pek çok çalışma, sigara dumanına maruz kalmayı, körlüğün önde gelen nedenlerinden biri olan katarakt ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) gibi insanları yaşamın ilerleyen dönemlerinde etkileyen artan göz rahatsızlıkları riskine bağlamaktadır. Gözün sigara dumanına karşı en savunmasız kısımlarından biri koroiddir. Koroid, gözün arkasında bulunan yoğun bir kan damarı ağıdır. Retinaya oksijen ve beslenme sağlamaktan sorumludur ve gözün sıcaklığını ve hacmini korur. Çalışmalar sigara içenlerin ve sigara dumanına maruz kalan kişilerin koroidinin daha ince olduğunu göstermiştir. Koroid incelmesi, diğer durumların yanı sıra görmeyi tehdit eden AMD’nin gelişimiyle bağlantılıdır.

Pasif sigara dumanına maruz kalan çocukların benzer hasar gösterip göstermediğini öğrenmek için yapılan araştırmada, yaşları 6 ila 8 arasında olan 1.400 çocuğu inceledi. Sigara içen çocukların, sigara dumanına maruz kalmayan çocuklara kıyasla önemli ölçüde daha ince koroidlere sahip olduğunu ortaya çıkardılar. Fark yaklaşık 6 ila 8 mikron arasında ölçüldü. Daha da önemlisi veriler, çocuklarda koroid incelmesinin ailede sigara içen kişi sayısı ve günde içilen sigara miktarı arttıkça arttığını gösterdi. Her ne kadar bu nispeten küçük değişikliklerin çocukların gelecekteki göz sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkisi henüz belirlenmemiş olsa da, bu çalışma erken dönemde sigaraya maruz kalmanın daha sonraki yaşamda ortaya çıkan kronik hastalıklardaki potansiyel rolünü göstermektedir.

Yıllar geçtikçe Amerika Birleşik Devletleri’nde sigara içme oranı azaldı, ancak bu bir sağlık riski olmaya devam ediyor. 2023’de ABD’de yapılan bir anket, nüfusun yüzde 25,2’sinin pasif sigara dumanına maruz kaldığını ve çocukların (3 ila 11 yaş arası) ve gençlerin (12 ila 19 yaş arası) yüzde 37,9’unun sigaraya maruz kaldığını bildirdi. Uzmanlar görme yetilerini ve genel sağlıklarını korumak amacıyla çocukların yanında sigara içmeye son vermenin önemine ışık tutuyor.

Nisan 2025

Menopoz Sonrası Gözlere Dikkat

Menopoz sonrası dönemde kadınların hormon seviyelerindeki değişiklikler, vücutta pek çok farklı etkilenmeye neden olduğu gibi göz sağlığını da olumsuz etkileyebiliyor. Bu dönemde göz kuruluğu ve katarakt gibi göz hastalıklarının riski artmaktadır.

Menopozdaki Kadınların Yüzde 10’u Göz Kuruluğu Tedavisi Görüyor
Kadınların erkeklere kıyasla gözyaşı bezlerinde, korneada ve retinada farklılıkların olduğunu vardır. Östrojen, progesteron, androjen gibi cinsiyet hormonlarına bağlı olarak; yaş, adet dönemi, hamilelik, menopoz ve andropoz görmeyi etkiliyor. Menopoz, kadınların üreme döneminin sonlanmasıyla birlikte östrojen hormonunun azalmasıyla karakterize edilir. Bu hormon değişikliği, vücuttaki pek çok fonksiyonu etkileyebilirken, gözyaşı üretimini de doğrudan etkiler. Östrojen seviyesi düştüğünde, gözyaşı üretimi azalır ve bu durum, göz kuruluğuna yol açar. Göz kuruluğu, gözde yabancı cisim hissi, yanma, batma ve bulanık görme gibi rahatsız edici semptomlara neden olabilir. Menopoz dönemiyle birlikte gözyaşı üretiminde yaşanan azalma, göz sağlığını olumsuz etkileyebilir. Menopoza giren kadınların yüzde 10’u göz kuruluğu tedavisi görüyor, ancak bir diğer kesim hastalığın farkında olmadan bu sorunu yaşıyor. Ayrıca menopoz döneminde verilen hormon destek tedavisinin de sanıldığının aksine göz kuruluğuna neden olabiliyor. Özellikle bu dönemde kadınlar, göz kuruluğu nedeniyle sık sık doktora başvuruyor. Göz kuruluğu tedavi edilmediğinde, daha ciddi göz problemlerine yol açabilir. Mutlaka bir göz doktorunun teşhisi ile tedaviye geç kalınmadan başlanmalıdır.

Aynı Yaştaki Erkeklere Göre Kadınlarda Katarakt Riski Daha Fazla
Katarakt, gözün merceğinde meydana gelen bulanıklaşma sonucu görme kaybına yol açan bir hastalıktır. Katarakt, menopoz sonrası kadınlarda daha sık görülmektedir. Menopozdan sonra kadınlarda katarakt gelişim riski aynı yaştaki erkeklere göre daha fazladır. Menopoz döneminde vücudun değişen hormon düzeyleri, göz merceğinde bazı değişikliklere neden olabilir ve bu da katarakt gelişimini hızlandırabilir. Bu yüzden düzenli göz muayeneleri, erken teşhis ve tedavi açısından oldukça önemlidir. Ayrıca, UV ışınlarından korunmak, dengeli beslenmek ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınmak da katarakt riskini azaltmada etkilidir. Göz kuruluğu ve katarakt gibi sorunların önüne geçmek için bu dönemde kadınların göz sağlığına özel bir özen göstermeleri gerekmektedir.

Nisan 2025

Göz Kanserinin 7 Gizli Belirtisi

Göz kanseri, gözdeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi ve çoğalması sonucu oluşan bir türdür. Göz kanseri, erken teşhis edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve hatta görme kaybına neden olabilir.

Son dönemlerde gençler arasında yayılım gösteren göz kanseri, kendisini genellikle 7 belirtiyle ele veriyor. Göz kanseri semptomlarının çoğu kişi tarafından fark edilmediğini belirten uzmanlar, sinsice büyüyebilen hastalığın yaygın türünün “Oküler Melanom” olduğunu ifade ediyor. Göz kanserinde de birçok kanser türü gibi erken teşhis büyük önem taşıyor. Cancer Research UK verilerine göre, dünyada göz kanseri vakaları son yıllarda yükselişe geçti. 1990’ların başından bu yana vaka sıklığı neredeyse üçte bir oranında bir artış gösteren göz kanseri, her ne kadar genellikle 50 yaş üzerindeki bireylerde görülse de genç hastaların sayısındaki artış da dikkat çekiyor. Göz kanseri, çoğu zaman ilerleyene kadar fark edilmiyor, bu durum da hastalığın teşhis edilmesini zorlaştırıyor.

Göz kanserinin en sık görülen türleri arasında ise göz küresinin ortasında gelişen ve cilt kanseri olarak sınıflandırılan oküler melanom yer alıyor. Güneş ışığı ve solaryum gibi UV ışınları, bu kanser türünün gelişiminde büyük rol oynayabiliyor. Uzmanlar; görme kaybı, çevresel görüş zayıflaması, parıltılar veya gölgeli şekillerin görülmesi gibi ani değişikliklerin yanı sıra, gözdeki koyu lekeler, göz çevresindeki şişlikler ve yumrular gibi belirtilere karşı da uyarıyor. Gözdeki kızarıklık veya tahrişin standart tedavilere rağmen devam etmesi durumunda bu durumun, ciddiye alınması gerekmektedir. Birçok kişi görme bozukluklarını yaşlanma, stres veya ekran süresiyle ilişkilendirerek göz ardı etmektedir. Uzmanlar erken dönemde tespit edilen göz kanserinde bazı ince işaretlerin tedavi şansını artırabildiğini önemle vurgulamaktadırlar.

Birinci derece akrabalarında melanom teşhisi bulunan bireylerin göz kanserine yakalanma riski ise yüzde 30 ile 50 arasında artıyor. Birçok kanser türündeki gibi göz kanserinde de UV ışınlarından korunmak çok önemli bir faktördür. Kaliteli güneş gözlükleri takmak ya da günlük gözlüklerde UV koruma katmanı kullanmak, kanser olasılığını ciddi oranda azaltmaktadır.

Tıp otoriteleri, herkesin düzenli olarak göz muayenesine gitmesini öneriyor. Özellikle yüksek risk altında olan bireylerin her yıl bir kez göz kontrollerini yaptırmaları tavsiye ediliyor.

 

GÖZ KANSERİNİN 7 BELİRTİSİ

  • Bulanık görme veya ani görme değişiklikleri
  • İristeki koyu lekeler
  • Işık parlamaları veya gölgeli şekiller
  • Göz çevresindeki yumrular
  • Kızarıklık veya tahriş
  • Şişkinlik
  • Çevresel görüş kaybı

Uzmanlar, bu belirtilerin görülmesi durumunda kesinlikle bir sağlık profesyoneline danışılması gerektiğini belirtiyor.

GÖZ KANSERİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Tedavi uygulamadan önce dikkat edilmesi gereken unsurlar; hastanın yaşı, sağlık durumu, tümörün büyüklüğü ve hangi evrede olduğudur. Duruma göre; cerrahi tedaviler, radyoterapi ve ışın tedavisi uygulanmaktadır. Tümör eğer gözün içinde ise ilk evreleri ise lazer uygulanabilir. Lazer yetersiz gelirse proton tedavisi ve radyoterapi uygulanmaktadır. Doğru tedavi yöntemi ile tedavi edilebilmesi için erken dönemde uzman bir hekime muayene olmak çok önemlidir.

Nisan 2025

İş Hayatı Gözlerimizden Daha Fazlasını Bekliyor

Video konferansların ve diğer dijital çalışmaların ‘yeni normal’ haline gelmesiyle, birçoğumuz ekrana her zamankinden daha fazla ve daha uzun süreli odaklanmak durumundayız. Ancak göz sağlığımızı da ön planda tutmak önemlidir.

Modern çalışma hayatı, uzun saatler boyunca bilgisayar ekranları, tabletler ve telefonlar gibi dijital cihazlara maruz kalmayı gerektirmektedir. Bu durum, göz sağlığını olumsuz etkileyebilir. Özellikle ofis çalışanları, göz yorgunluğu, kuruluk, bulanık görme ve baş ağrıları gibi sorunlarla sıkça karşılaşmaktadır. Bu belirtiler uzun süre bilgisayar ile çalışmaya bağlı oluşan göz hastalıklarının habercisidir. Tüm bu sağlık sorunlarından kaçınmak için bilgisayar başında çalışanların göz sağlıklarına çok dikkat etmesi gerekmektedir. Geri dönülmez sorunlar yaşamadan önce çalışma koşullarımızı ve ortamımızı göz sağlımıza uygun şekilde tasarlamalıyız. Göz sağlığının bozulmasına eşlik eden baş, boyun ve omuz ağrıları da yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürdüğünden, kişinin hem özel hem de iş hayatındaki performansını ve enerjisini olumsuz etkilemektedir.

GÖZLERİNİZİN DE MOLAYA ÇIKMASI İÇİN İPUÇLARI

İster mutfak masasında ister ofiste çalışıyor olun, bu 6 püf noktası ekrana bakarak yoğun çalıştığınız sırada gözlerinizi dinlendirmenize yardımcı olabilir.

Her 20 dakikada bir gözlerinize de bir mola
Her 20 dakikada bir, en az 20 saniye boyunca ekranınızdan farklı mesafede olan bir yere veya şeye bakın ve ardından 20 kez göz kırpın.

Avuçlarınızı kullanın
Gözlerinizi kapatıp, avuç içinizi yaklaşık 30 saniye boyunca gözlerinizin üzerinde tutun. Bu hareket, gözlerinizi sakinleştirmeye ve sıfırlamaya yardımcı olabilir.

Ekran mesafenizi kontrol edin
Ekranınızın merkezi göz seviyesinin biraz altında, yaklaşık bir kol uzunluğunda olup olmadığını kontrol edin.

Ekran metinlerinizin boyutlarını, kontrastı ve parlaklığı ayarlayın
Kendi konforunuza göre ayarlayın ancak beyaz zemin üzerine siyah baskı metinleri genellikle en iyi kombinasyondur. Ekranınız, bulunduğunuz ortamdaki aydınlatma ile aynı parlaklıkta olmalıdır.

Sağlıklı beslenin
Ispanak, somon, yumurta, fasulye, portakal, istiridye ve domuz eti gibi yiyecekler yaşa bağlı görme sorunlarını önlemeye yardımcı olabilir.

Dışarı çıkın
Tüm ekranlardan uzaklaşıp kafanızı boşaltmak ve enerjinizi yükseltmek için yürüyüş molası verin.

Mart 2025

Göz Damlası Oruç Bozmaz

Ramazan ayı ile birlikte göz damlalarının orucu bozup bozmadığı konusu da sıkça sorulmaya başlandı. Göz damlası kullananlar Ramazan’da ilaçlarını gönül rahatlığı ile kullanabilirler…

Türk Oftalmoloji Derneği göz ameliyatı olan ve özellikle göz tansiyonu hastalarının düzenli olarak kullanmak zorunda oldukları göz damlalarını Ramazan ayı boyunca hiç endişe etmeden kullanabileceklerini ve göz damlasının orucu bozmadığını açıkladı. Türk Oftalmoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Kıvanç Güngör göz damlası kullananların Ramazan’da ilaçlarını gönül rahatlığı ile kullanabileceklerini söyledi. Prof. Dr. Kıvanç Güngör yaptığı açıklamada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu yönde kararı olduğunu hatırlatarak, “Göz damlaları sindirim sistemine ulaşmadığı için orucu bozmaz. Göz tansiyonu ve göz kuruluğu kronik hastalıklar arasında yer almaktadır. Göz damlasının orucu bozacağını düşünüp ilacını uzun süre kullanmayan kişilerin göz sağlını tehlikeye attıklarını söyleyebilirim. Özellikle göz tansiyonu (glokom) hastalarının göz damlasını kullanmayı bırakmasıyla birlikte gözlerin görme kaybı başlıyor ve yaşanan görme kaybını geri döndürmemiz mümkün olmuyor” dedi.

 Diyanet İşleri Başkanlığı’nın oruç tutan kişilerin göz damlası kullanması ile ilgili “Göze damlatılan ilaç, miktar olarak çok az yani 1 mililitrenin 1/20’si olan 50 mikrolitre olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında gözenekler yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla göz damlası kullanmak orucu bozmaz” açılamasında bulundu.

Kulak damlası orucu bozar mı?
Kulak ile boğaz arasında bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç orucu bozmaz. Kulak zarında delik bulunsa bile, kulağa damlatılan ilaç kulak içerisinde emileceği için ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da çok azı ulaşacaktır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla kulak damlası da orucu bozmaz.

Mart 2025