Pasif Sigara Dumanı Çocukların Gözlerine Zarar Veriyor

Uzmanların yaptığı araştırmalara, 6 yaşındaki çocukların bile sigara dumanına maruz kaldıklarında göz hasarı belirtileri gösterdiğini ortaya koydu.

Pasif içicilik yetişkinler arasında göz sağlığına yönelik bilinen bir tehdittir. Pek çok çalışma, sigara dumanına maruz kalmayı, körlüğün önde gelen nedenlerinden biri olan katarakt ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) gibi insanları yaşamın ilerleyen dönemlerinde etkileyen artan göz rahatsızlıkları riskine bağlamaktadır. Gözün sigara dumanına karşı en savunmasız kısımlarından biri koroiddir. Koroid, gözün arkasında bulunan yoğun bir kan damarı ağıdır. Retinaya oksijen ve beslenme sağlamaktan sorumludur ve gözün sıcaklığını ve hacmini korur. Çalışmalar sigara içenlerin ve sigara dumanına maruz kalan kişilerin koroidinin daha ince olduğunu göstermiştir. Koroid incelmesi, diğer durumların yanı sıra görmeyi tehdit eden AMD’nin gelişimiyle bağlantılıdır.

Pasif sigara dumanına maruz kalan çocukların benzer hasar gösterip göstermediğini öğrenmek için yapılan araştırmada, yaşları 6 ila 8 arasında olan 1.400 çocuğu inceledi. Sigara içen çocukların, sigara dumanına maruz kalmayan çocuklara kıyasla önemli ölçüde daha ince koroidlere sahip olduğunu ortaya çıkardılar. Fark yaklaşık 6 ila 8 mikron arasında ölçüldü. Daha da önemlisi veriler, çocuklarda koroid incelmesinin ailede sigara içen kişi sayısı ve günde içilen sigara miktarı arttıkça arttığını gösterdi. Her ne kadar bu nispeten küçük değişikliklerin çocukların gelecekteki göz sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkisi henüz belirlenmemiş olsa da, bu çalışma erken dönemde sigaraya maruz kalmanın daha sonraki yaşamda ortaya çıkan kronik hastalıklardaki potansiyel rolünü göstermektedir.

Yıllar geçtikçe Amerika Birleşik Devletleri’nde sigara içme oranı azaldı, ancak bu bir sağlık riski olmaya devam ediyor. 2023’de ABD’de yapılan bir anket, nüfusun yüzde 25,2’sinin pasif sigara dumanına maruz kaldığını ve çocukların (3 ila 11 yaş arası) ve gençlerin (12 ila 19 yaş arası) yüzde 37,9’unun sigaraya maruz kaldığını bildirdi. Uzmanlar görme yetilerini ve genel sağlıklarını korumak amacıyla çocukların yanında sigara içmeye son vermenin önemine ışık tutuyor.

Nisan 2025

Menopoz Sonrası Gözlere Dikkat

Menopoz sonrası dönemde kadınların hormon seviyelerindeki değişiklikler, vücutta pek çok farklı etkilenmeye neden olduğu gibi göz sağlığını da olumsuz etkileyebiliyor. Bu dönemde göz kuruluğu ve katarakt gibi göz hastalıklarının riski artmaktadır.

Menopozdaki Kadınların Yüzde 10’u Göz Kuruluğu Tedavisi Görüyor
Kadınların erkeklere kıyasla gözyaşı bezlerinde, korneada ve retinada farklılıkların olduğunu vardır. Östrojen, progesteron, androjen gibi cinsiyet hormonlarına bağlı olarak; yaş, adet dönemi, hamilelik, menopoz ve andropoz görmeyi etkiliyor. Menopoz, kadınların üreme döneminin sonlanmasıyla birlikte östrojen hormonunun azalmasıyla karakterize edilir. Bu hormon değişikliği, vücuttaki pek çok fonksiyonu etkileyebilirken, gözyaşı üretimini de doğrudan etkiler. Östrojen seviyesi düştüğünde, gözyaşı üretimi azalır ve bu durum, göz kuruluğuna yol açar. Göz kuruluğu, gözde yabancı cisim hissi, yanma, batma ve bulanık görme gibi rahatsız edici semptomlara neden olabilir. Menopoz dönemiyle birlikte gözyaşı üretiminde yaşanan azalma, göz sağlığını olumsuz etkileyebilir. Menopoza giren kadınların yüzde 10’u göz kuruluğu tedavisi görüyor, ancak bir diğer kesim hastalığın farkında olmadan bu sorunu yaşıyor. Ayrıca menopoz döneminde verilen hormon destek tedavisinin de sanıldığının aksine göz kuruluğuna neden olabiliyor. Özellikle bu dönemde kadınlar, göz kuruluğu nedeniyle sık sık doktora başvuruyor. Göz kuruluğu tedavi edilmediğinde, daha ciddi göz problemlerine yol açabilir. Mutlaka bir göz doktorunun teşhisi ile tedaviye geç kalınmadan başlanmalıdır.

Aynı Yaştaki Erkeklere Göre Kadınlarda Katarakt Riski Daha Fazla
Katarakt, gözün merceğinde meydana gelen bulanıklaşma sonucu görme kaybına yol açan bir hastalıktır. Katarakt, menopoz sonrası kadınlarda daha sık görülmektedir. Menopozdan sonra kadınlarda katarakt gelişim riski aynı yaştaki erkeklere göre daha fazladır. Menopoz döneminde vücudun değişen hormon düzeyleri, göz merceğinde bazı değişikliklere neden olabilir ve bu da katarakt gelişimini hızlandırabilir. Bu yüzden düzenli göz muayeneleri, erken teşhis ve tedavi açısından oldukça önemlidir. Ayrıca, UV ışınlarından korunmak, dengeli beslenmek ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınmak da katarakt riskini azaltmada etkilidir. Göz kuruluğu ve katarakt gibi sorunların önüne geçmek için bu dönemde kadınların göz sağlığına özel bir özen göstermeleri gerekmektedir.

Nisan 2025

Göz Kanserinin 7 Gizli Belirtisi

Göz kanseri, gözdeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi ve çoğalması sonucu oluşan bir türdür. Göz kanseri, erken teşhis edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve hatta görme kaybına neden olabilir.

Son dönemlerde gençler arasında yayılım gösteren göz kanseri, kendisini genellikle 7 belirtiyle ele veriyor. Göz kanseri semptomlarının çoğu kişi tarafından fark edilmediğini belirten uzmanlar, sinsice büyüyebilen hastalığın yaygın türünün “Oküler Melanom” olduğunu ifade ediyor. Göz kanserinde de birçok kanser türü gibi erken teşhis büyük önem taşıyor. Cancer Research UK verilerine göre, dünyada göz kanseri vakaları son yıllarda yükselişe geçti. 1990’ların başından bu yana vaka sıklığı neredeyse üçte bir oranında bir artış gösteren göz kanseri, her ne kadar genellikle 50 yaş üzerindeki bireylerde görülse de genç hastaların sayısındaki artış da dikkat çekiyor. Göz kanseri, çoğu zaman ilerleyene kadar fark edilmiyor, bu durum da hastalığın teşhis edilmesini zorlaştırıyor.

Göz kanserinin en sık görülen türleri arasında ise göz küresinin ortasında gelişen ve cilt kanseri olarak sınıflandırılan oküler melanom yer alıyor. Güneş ışığı ve solaryum gibi UV ışınları, bu kanser türünün gelişiminde büyük rol oynayabiliyor. Uzmanlar; görme kaybı, çevresel görüş zayıflaması, parıltılar veya gölgeli şekillerin görülmesi gibi ani değişikliklerin yanı sıra, gözdeki koyu lekeler, göz çevresindeki şişlikler ve yumrular gibi belirtilere karşı da uyarıyor. Gözdeki kızarıklık veya tahrişin standart tedavilere rağmen devam etmesi durumunda bu durumun, ciddiye alınması gerekmektedir. Birçok kişi görme bozukluklarını yaşlanma, stres veya ekran süresiyle ilişkilendirerek göz ardı etmektedir. Uzmanlar erken dönemde tespit edilen göz kanserinde bazı ince işaretlerin tedavi şansını artırabildiğini önemle vurgulamaktadırlar.

Birinci derece akrabalarında melanom teşhisi bulunan bireylerin göz kanserine yakalanma riski ise yüzde 30 ile 50 arasında artıyor. Birçok kanser türündeki gibi göz kanserinde de UV ışınlarından korunmak çok önemli bir faktördür. Kaliteli güneş gözlükleri takmak ya da günlük gözlüklerde UV koruma katmanı kullanmak, kanser olasılığını ciddi oranda azaltmaktadır.

Tıp otoriteleri, herkesin düzenli olarak göz muayenesine gitmesini öneriyor. Özellikle yüksek risk altında olan bireylerin her yıl bir kez göz kontrollerini yaptırmaları tavsiye ediliyor.

 

GÖZ KANSERİNİN 7 BELİRTİSİ

  • Bulanık görme veya ani görme değişiklikleri
  • İristeki koyu lekeler
  • Işık parlamaları veya gölgeli şekiller
  • Göz çevresindeki yumrular
  • Kızarıklık veya tahriş
  • Şişkinlik
  • Çevresel görüş kaybı

Uzmanlar, bu belirtilerin görülmesi durumunda kesinlikle bir sağlık profesyoneline danışılması gerektiğini belirtiyor.

GÖZ KANSERİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Tedavi uygulamadan önce dikkat edilmesi gereken unsurlar; hastanın yaşı, sağlık durumu, tümörün büyüklüğü ve hangi evrede olduğudur. Duruma göre; cerrahi tedaviler, radyoterapi ve ışın tedavisi uygulanmaktadır. Tümör eğer gözün içinde ise ilk evreleri ise lazer uygulanabilir. Lazer yetersiz gelirse proton tedavisi ve radyoterapi uygulanmaktadır. Doğru tedavi yöntemi ile tedavi edilebilmesi için erken dönemde uzman bir hekime muayene olmak çok önemlidir.

Nisan 2025

İş Hayatı Gözlerimizden Daha Fazlasını Bekliyor

Video konferansların ve diğer dijital çalışmaların ‘yeni normal’ haline gelmesiyle, birçoğumuz ekrana her zamankinden daha fazla ve daha uzun süreli odaklanmak durumundayız. Ancak göz sağlığımızı da ön planda tutmak önemlidir.

Modern çalışma hayatı, uzun saatler boyunca bilgisayar ekranları, tabletler ve telefonlar gibi dijital cihazlara maruz kalmayı gerektirmektedir. Bu durum, göz sağlığını olumsuz etkileyebilir. Özellikle ofis çalışanları, göz yorgunluğu, kuruluk, bulanık görme ve baş ağrıları gibi sorunlarla sıkça karşılaşmaktadır. Bu belirtiler uzun süre bilgisayar ile çalışmaya bağlı oluşan göz hastalıklarının habercisidir. Tüm bu sağlık sorunlarından kaçınmak için bilgisayar başında çalışanların göz sağlıklarına çok dikkat etmesi gerekmektedir. Geri dönülmez sorunlar yaşamadan önce çalışma koşullarımızı ve ortamımızı göz sağlımıza uygun şekilde tasarlamalıyız. Göz sağlığının bozulmasına eşlik eden baş, boyun ve omuz ağrıları da yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürdüğünden, kişinin hem özel hem de iş hayatındaki performansını ve enerjisini olumsuz etkilemektedir.

GÖZLERİNİZİN DE MOLAYA ÇIKMASI İÇİN İPUÇLARI

İster mutfak masasında ister ofiste çalışıyor olun, bu 6 püf noktası ekrana bakarak yoğun çalıştığınız sırada gözlerinizi dinlendirmenize yardımcı olabilir.

Her 20 dakikada bir gözlerinize de bir mola
Her 20 dakikada bir, en az 20 saniye boyunca ekranınızdan farklı mesafede olan bir yere veya şeye bakın ve ardından 20 kez göz kırpın.

Avuçlarınızı kullanın
Gözlerinizi kapatıp, avuç içinizi yaklaşık 30 saniye boyunca gözlerinizin üzerinde tutun. Bu hareket, gözlerinizi sakinleştirmeye ve sıfırlamaya yardımcı olabilir.

Ekran mesafenizi kontrol edin
Ekranınızın merkezi göz seviyesinin biraz altında, yaklaşık bir kol uzunluğunda olup olmadığını kontrol edin.

Ekran metinlerinizin boyutlarını, kontrastı ve parlaklığı ayarlayın
Kendi konforunuza göre ayarlayın ancak beyaz zemin üzerine siyah baskı metinleri genellikle en iyi kombinasyondur. Ekranınız, bulunduğunuz ortamdaki aydınlatma ile aynı parlaklıkta olmalıdır.

Sağlıklı beslenin
Ispanak, somon, yumurta, fasulye, portakal, istiridye ve domuz eti gibi yiyecekler yaşa bağlı görme sorunlarını önlemeye yardımcı olabilir.

Dışarı çıkın
Tüm ekranlardan uzaklaşıp kafanızı boşaltmak ve enerjinizi yükseltmek için yürüyüş molası verin.

Mart 2025

Göz Damlası Oruç Bozmaz

Ramazan ayı ile birlikte göz damlalarının orucu bozup bozmadığı konusu da sıkça sorulmaya başlandı. Göz damlası kullananlar Ramazan’da ilaçlarını gönül rahatlığı ile kullanabilirler…

Türk Oftalmoloji Derneği göz ameliyatı olan ve özellikle göz tansiyonu hastalarının düzenli olarak kullanmak zorunda oldukları göz damlalarını Ramazan ayı boyunca hiç endişe etmeden kullanabileceklerini ve göz damlasının orucu bozmadığını açıkladı. Türk Oftalmoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Kıvanç Güngör göz damlası kullananların Ramazan’da ilaçlarını gönül rahatlığı ile kullanabileceklerini söyledi. Prof. Dr. Kıvanç Güngör yaptığı açıklamada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu yönde kararı olduğunu hatırlatarak, “Göz damlaları sindirim sistemine ulaşmadığı için orucu bozmaz. Göz tansiyonu ve göz kuruluğu kronik hastalıklar arasında yer almaktadır. Göz damlasının orucu bozacağını düşünüp ilacını uzun süre kullanmayan kişilerin göz sağlını tehlikeye attıklarını söyleyebilirim. Özellikle göz tansiyonu (glokom) hastalarının göz damlasını kullanmayı bırakmasıyla birlikte gözlerin görme kaybı başlıyor ve yaşanan görme kaybını geri döndürmemiz mümkün olmuyor” dedi.

 Diyanet İşleri Başkanlığı’nın oruç tutan kişilerin göz damlası kullanması ile ilgili “Göze damlatılan ilaç, miktar olarak çok az yani 1 mililitrenin 1/20’si olan 50 mikrolitre olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında gözenekler yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla göz damlası kullanmak orucu bozmaz” açılamasında bulundu.

Kulak damlası orucu bozar mı?
Kulak ile boğaz arasında bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç orucu bozmaz. Kulak zarında delik bulunsa bile, kulağa damlatılan ilaç kulak içerisinde emileceği için ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da çok azı ulaşacaktır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla kulak damlası da orucu bozmaz.

Mart 2025

Kontakt Lens Kullanan Kadınlar İçin 4 Altın Kural

Günümüzde kontakt lens kullananların sayısı hızla artıyor. ‘Renkli göz’ isteğine yanıt verebilmesiyle de cezbeden kontakt lensler, bazı basit kurallara dikkat edilmediğinde ise ciddi tehlikelere davetiye çıkarıyor.

Dünya genelindeki kontakt lens kullanıcılarının yüzde 70’inin kadınlardan oluştuğu ve bu kullanıcıların çoğunun cilt bakımı ve makyaj gibi rutinlere özen gösterdiği biliniyor. Ancak göz sağlığını korumak için kontakt lensler ve kozmetik ürünler arasındaki etkileşimlerin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Türk göz doktorlarını temsil eden Türk Oftalmoloji Derneği (TOD) kontakt lens kullanırken dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

Kontakt lensler, gözlüklerden farklı olarak doğrudan göz yüzeyine uygulanır ve tüm gün boyunca kornea üzerinde kalır. Bu, kontakt lenslerin gözyaşı ve göz kapağı çevresiyle sürekli temas halinde olduğu anlamına gelir. Gün içinde 12-20 bin kez göz kırptığımız düşünüldüğünde, göz altı kremleri, far, rimel, eyeliner, gibi ürünlerin göz ve kontakt lens yüzeyine bulaşma olasılığı oldukça yüksektir. Özellikle gözün refleks olarak sulandığı durumlarda çöz çevresine uygulanmış tüm maddeler göz yüzeyine ve kontakt lens üzerine dağılır. Bilimsel çalışmalar bu tip ürünlerin kontakt lens yüzeyinde birikebildiğini göstermiştir. Her ne kadar her akşam uyumadan önce kontakt lenslerimizi çıkarıp solüsyonla temizlesek de bazı yağ bazlı içerikler (özellikle su ile çıkmayan) kalıcı olarak kontakt lensin yapısında kalabilmekte uzamış kullanımda alerjik reaksiyonlara, bağışıklık sistemine bağlı sorunlara ve enfeksiyona yol açmaktadır.

Uzun süreli kontakt lens kullanımı, kontakt lenslerle uyumak, kontakt lensin altında mikrop birikmesi, Herpes virüsü, kontakt lensleri ya da kontakt lenslerin saklandığı kutuyu temiz tutmamak, ömrü dolan kontakt lensleri veya solüsyonu tekrar kullanmak gözlerimizde enfeksiyona sebep olacağından dolayı bulanık görme, gözde kızarıklık ve ağrı, gözde sulanma ya da akıntı ve ışığa karşı aşırı hassasiyet oluşturabilir. Bu belirtilerden herhangi biri fark edildiğinde en kısa sürede bir göz doktoruna danışmak önemlidir.

Kontakt lens kullanımı için 4 Altın Kural:
Göz sağlığınızı riske atmamak adına kontakt lens kullanımı ve kozmetik ürünlerle ilgili detaylı bilgiyi mutlaka bir göz hekiminizden alın.

  1. Hijyen Önceliklidir: Kontakt lens takmadan önce ellerinizi sabunla iyice yıkayın, durulayın ve kurulayın. Tırnaklarınızın kısa olmasına özen gösterin.
  2. Makyaj Yapmadan Önce Takın: Kontakt lenslerinizi ellere, yüze ve göze bir şey sürmeden önce ve makyaj yapmadan önce takın. Makyaj yaparken kontakt lens yüzeyine bulaşma riskini azaltmak için kirpik diplerine ürün sürmekten kaçının.
  3. Doğru Sıralamayı İzleyin: Kontakt lenslerinizi çıkarırken önce ellerinizi iyice sabunla yıkayıp, durulayın ve kurulayın. Temiz elinizle önce kontakt lenslerinizi çıkardıktan sonra, kontakt lens kabına yerleştirip solüsyon koyun. Ardından makyajınızı temizleyin. Kontakt lens gözde iken uygulanacak makyaj temizleme ürünleri kontakt lens yapısına zarar verebilir.
  4. Kalıcı Makyaj ve Yapay Kirpik Uygulamaları: Kirpik diplerinde yer alan ve gözyaşına katkıda bulunan Meibomian bezlerine zarar verebileceklerinden, bu işlemler için uygulayıcının bilgisi ve kullanılacak malzeme konusunda dikkatli olun. Bu tür uygulamalar ciddi alerji ve enfeksiyonlara yol açabilir. Kontakt lens kullanımı sırasında gözde ağrı, kızarıklık, yanma, batma gibi sorunlar olursa kontakt lensinizi hemen çıkarıp, kontakt lensiniz, kontakt lens kabınız ve solüsyonunuz ile birlikte göz hekimize başvurun, çünkü eğer bir enfeksiyon varsa bunlardan örnek almak gerekir.

Tüm uzmanların ortak söylemi hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın kontakt lens kullanımına göz doktoru kontrolünde başlanılmasıdır. Kontakt lensler bazı göz hastalıklarının tedavilerinde, kırma kusurlarında da kullanılır ve kozmetik amaçlı kullanılan kontakt lensler yanlış kullanılması halinde ciddi sorunlara yol açmaktadır. Doktor kontrolü ile kullanılmayan kontakt lensler ve hijyen kurallarına dikkat edilmemesi durumunda, kornea enfeksiyonları, immün reaksiyonlar, alerjik problemler, göz kuruluğu ve yanlış kullanım sonucunda farklı hastalıklar ortaya çıkabilir. Bu durum kişinin görme kalitesine ve günlük yaşamına zarar verebilir.

Mart 2025

Göz Yorgunluğuna İyi Gelebilecek 5 Yöntem

Gün boyu bilgisayara bakmak, uzun süre araba kullanmak, bir şeyler okumak gibi odaklanma gerektiren aktiviteler sonrası gözleriniz yorulabilir. Peki bunu engellemek için neler yapabilirsiniz? İşte göz yorgunluğunu önlemenin yolları…

Sık Sık Başka Yerlere Bakın
Göz yorgunluğu uzun süre aynı yere bakmakla oluşur. Bu sebeple her 20 dakikada bir odak noktanızı başka bir aktiviteye yönlendirin. Ayrıca gün içerisinde de birkaç saat boyunca yoğun aktiviteden uzak durun. Gözlerinizi dinlendirmek için kısa molalar vererek, uzağa bakmak göz sağlığınızı korumanıza yardımcı olur.

Göz Damlası Kullanın
Yoğun odaklanma daha az göz kırpmanıza sebep olur. Bu sebeple gözleriniz kurur ve tahriş olur. Doktorunuza danışarak yapay gözyaşı damlalarıyla bu problemi çözebilirsiniz. Ayrıca, çalışma ortamınızın nem dengesini koruyarak göz kuruluğunu önleyebilirsiniz.

Doğru Gözlük Seçin
Göz yorgunluğunuzu önlemesi için bir gözlük kullanmak konusunda doktorunuza danışın. Ayrıca kontakt lens kullanan kişiler de bir süre ara verirse göz yorgunluğu azalabilir. Mavi ışık filtreli gözlükler, dijital ekranlardan gelen zararlı ışınları azaltarak gözlerinizi koruyabilir.

Çay Pansumanı Yapın
Poşet çay ile pansuman göz ağrılarına iyi gelir. Kullandığınız poşet çayı, oda sıcaklığında bekleterek ılıtın. Ilık hale gelen çayı, göz kapaklarının üzerine yerleştirerek soğuyana kadar bekletin. Özellikle papatya ve yeşil çay gibi bitki çayları, anti-enflamatuar özellikleri sayesinde gözleri rahatlatabilir.

Hava Kalitesini Göz Ardı Etmeyin
Bulunduğunuz ortamın hava kalitesi düşük olabilir. Havalandırma için kullandığınız cihazlar kuruma ve tahrişe neden olabilir. Bu da göz yorgunluğuna sebep olur. Tüm bunlar göz önüne alındığında havayı nemli tutmaya özen gösterin. Ortamdaki hava sirkülasyonunu artırmak için düzenli olarak pencereleri açarak temiz hava almayı ihmal etmeyin.

Şubat 2025

Guatr Hastalarında Gözler Risk Altında

Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Onur Konuk “Zehirli guatrı bulunan hastaların yaklaşık yüzde 5’inde görmeyi tehdit eden tiroid oftalmopati bulunduğu belirlendi”

Türkiye’de oldukça yaygın görülen hastalıklardan biri olan tiroid halk arasında “zehirli guatr” olarak tanımlanan Graves hastalarında gözlerdeki tutulumuna tiroid oftalmopati ismi veriliyor. Bu durumun uygun tedavi sürecinin yönetilemediği durumlarda kalıcı görme kaybı ve körlükle sonuçlanabilir. Türkiye’nin yer aldığı Avrupa Graves Oftalmopati Grubu’nun yaptığı çalışmalarda, zehirli guatrı bulunan hastaların yaklaşık yüzde 5’inde görmeyi tehdit eden tiroid oftalmopati bulunduğu belirlendi. Genellikle guatr rahatsızlığı başladıktan sonra ilk 1 yıl içinde gözlerde kızarıklık ve sulanma, özellikle sabahları daha belirgin kapak şişliği ve kızarıklığıyla kendini gösteriyor ve bu şikayetlerle hekime başvuranlara guatr hastalığına bağlı göz tutulumu tanısı konulabiliyor. Tiroid oftalmopatinin, göz çıkıklığı, gözlerde açılma, irileşme, şaşılık ve çift görme gibi bulgulara neden oluyor. Bu süreçte hastalar göz ve endokrinoloji hekimlerince değerlendirilerek bulgularına göre ilaçlar veya ışın tedavisi gibi tedavi protokollerine alınır. Bu şekilde tiroid testlerinin normale getirilmesi, göz bulgularının iyileştirilmesi sağlanmaktadır. Uygun tedavi sürecinin yönetilemediği olgularda tablo ilerleyerek göz sinirini etkiler ve kalıcı görme kaybı ve körlükle sonuçlanabilen klinik bulgular izlenir. Bu dönemde ilaçlarla tedavi edilemeyen olgularda cerrahi tedaviler gündeme gelir. Guatr hastalığına veya göz bulgularına yönelik cerrahi tedaviler uzman hekimlerce değerlendirilir. Guatr hastalığına bağlı izlenen ve önlenebilir körlük sebebi olan göz tutulumu konusunda farkındalığın artırılması gerekiyor.

Şubat 2025

Bulaşıcı Göz Hastalıklarına Dikkat!

Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Buğra Duman “Bulaşıcı göz hastalıkları yalnızca bireysel değil, toplumsal bir risk oluşturuyor. Korunma yollarını bilmek, belirtileri erken fark etmek ve zamanında tedaviye başlamak büyük önem taşıyor.”

Göz enfeksiyonları, toplumda sık görülen ve bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Mikroorganizmaların (bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitler) neden olduğu göz enfeksiyonlarının bulaşıcı olduğunu belirten Op. Dr. Buğra Duman, hijyene dikkat edilmesini ve ortak kullanılan yastık, havlu, makyaj malzemeleri gibi eşyaların mutlaka ayrılması gerektiğini söyledi. Ayrıca havuz, kirli şebeke suları gibi enfeksiyon riski taşıyan alanlara da dikkat edilmesini önerdi.

En Sık Görülen Bulaşıcı Göz Hastalıkları
Bulaşıcı göz hastalıklarının, mikroorganizmaların (bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitler) göz dokularına bulaşması sonucu oluştuğunu açıklayan Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Buğra Duman, “Bu hastalıklar genellikle gözde kızarıklık, sulanma, kaşıntı, batma ve çapaklanma gibi belirtilerle ortaya çıkar” dedi. En sık görülen bulaşıcı göz hastalıklarını şöyle sıraladı:

Konjonktivit bilinen ismiyle göz nezlesi, gözün beyaz kısmını kaplayan zarın iltihaplanmasıyla ortaya çıkar ve genellikle kızarıklık, kaşıntı, sulanma ve çapaklanma gibi rahatsız edici belirtilerle kendini gösterir. Konjonktivit, toplumda sıkça karşılaşılan sağlık sorunları arasında yer alır. Hem bireysel sağlık hem de toplum sağlığı açısından önemli bir konu olup, erken tanı ve tedavi ile etkili bir şekilde yönetilebilir. Hastalığın ilk çeşidi olan bakteriyel konjonktivit, çapaklanma, sarımsı-yeşil akıntı ve göz kapaklarında şişlikle kendini gösterir. Özellikle çocuklarda sık görülür. Bir diğer çeşidi olan viral konjonktivit ise, oldukça bulaşıcıdır ve genellikle salgınlara neden olur.

Keratit kornea tabakasının enfeksiyonudur, ciddi görme kaybına neden olabilir. Bakteriler, virüsler (herpes simpleks vs.), mantarlar veya parazitler (Acanthamoeba) bu enfeksiyona sebep olabilir. Gözde ağrı, ışık hassasiyeti, bulanık görme gibi belirtilerle kendini gösterir ve tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına neden olabilir.

Trahom; Chlamydia trachomatis’in neden olduğu, genellikle temiz suya erişimin sınırlı olduğu bölgelerde görülen bir hastalıktır. Tedavi edilmezse göz kapaklarının iç kısmında skar dokusu oluşumuna ve kornea hasarına neden olabilir.

Hangi Yaş Grupları ve Kimler Risk Altında?
Bulaşıcı göz hastalıkları, her yaş grubunda görülebildiğini belirten Op. Dr. Duman, bazı kişiler ve gruplar daha yüksek risk altında olduğunu ifade etti. Duman, “Bu grupların belirlenmesi, erken tedavi ve korunma önlemlerinin alınması açısından büyük önem taşır. Çocuklar, bulaşıcı göz hastalıklarına karşı özellikle hassastır. Bunun başlıca nedenleri, hijyen kurallarına tam olarak uymamaları ve okul gibi kalabalık ortamlarda bulunmalarıdır. Yaşlı bireyler, bağışıklık sistemindeki zayıflamalar nedeniyle bulaşıcı göz hastalıklarına daha yatkındır. Yaşla birlikte, vücut hastalıklara karşı daha az direnç gösterir, bu da göz enfeksiyonlarının daha ciddi sonuçlar doğurmasına neden olabilir. Ayrıca, yaşlı bireylerde, göz sağlığıyla ilgili başka sağlık sorunları (örneğin, katarakt veya glokom) da mevcut olabileceğinden, göz enfeksiyonları daha karmaşık hale gelebilir. Kontakt lens kullanıcıları, bulaşıcı göz hastalıklarına daha yatkındır. Kontakt lenslerin yeterince temizlenmemesi, hijyen kurallarına uyulmaması veya kontakt lenslerin uzun süre takılması, bakteriyel ve viral göz enfeksiyonlarına zemin hazırlayabilir. Bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler, bulaşıcı göz hastalıklarına karşı daha fazla risk taşır. Bu grup, HIV/AIDS hastaları, kanser tedavisi görenler, diyabet hastaları ve organ nakli yapılan kişileri kapsar. Özellikle öğretmenler, sağlık çalışanları ve toplu taşıma sektöründe çalışanlar, bulaşıcı göz hastalıkları için yüksek risk altında olan gruplardır. Bu kişiler, her gün çok sayıda insanla temas ettikleri için göz enfeksiyonlarının hızlı bir şekilde yayılmasına neden olabilirler. Bulaşıcı göz hastalıkları, özellikle kalabalık ve hijyenin yetersiz olduğu ortamlarda hızla yayılabilir. Okul, iş yeri ve hastanelerde bu tür enfeksiyonlar salgınlara yol açabilir. Bu nedenle erken tanı ve izolasyon, enfeksiyonların yayılmasını önlemede kritik rol oynar. Belirtilerin görüldüğünde vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurulmalı, yılda bir kez düzenli göz muayenesi olunmalı” diyerek sözlerini tamamladı.

Şubat 2025

Yeni Yıla Sağlıklı Gözlerle Girmek İçin 10 Öneri

Görme kayıplarının %50’sinin “önlenebilir” olduğunu biliyor muydunuz? Aşağıdaki önerilere uyarak göz sağlığımızı koruyabiliriz…

  1. Güneş gözlüğü kullanın: Güneşin ultraviyole (UV) ışınları, gözlerde katarakt ve yaşa bağlı sarı nokta hastalığı gibi pek çok hastalığın riskini artırır.
  2. Sağlıklı beslenin: Omega-3 yağ asitleri, lutein, çinko, C ve E vitaminleri içeren besinler; yaşa bağlı sarı nokta hastalığı ve katarakt gibi sorunların önlenmesine veya geciktirilmesine yardımcı olabilir.
  3. Düzenli egzersiz yapın: Haftada beş gün, her seferinde 30 dakika hareket etmeye çalışın. Egzersiz yapmak, gözleriniz de dahil olmak üzere vücudunuzda dolaşan kan ve besin miktarını artırır.
  4. Sigarayı bırakın: Tütün kullanımı; katarakt, göz sinirinde tahribat ve sarı nokta hastalığı riskinizi artırır.
  5. Koruyucu gözlük kullanın: Bazı meslek veya spor dallarında olduğu gibi; göz yaralanmalarına yol açabilecek işler ve hobiler sırasında kullanmak önemlidir.
  6. Dijital ekran kullanımınızı sınırlayın ve 20/20 kuralına uyun: Gece uyumadan 1 saat önce dijital ekran kullanımını bırakın. Dijital ekrandan yayılan mavi ışık, uykuya dalmanızı zorlaştırabilir.
  7. Göz hijyenine dikkat edin: Ellerinizi sık sık yıkamak, gözlerinize temas eden mikropların sayısını azaltmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca günde bir defa kirpik diplerinizi sıcak suyla yıkayın.
  8. Gözlerinizi ovalamayın: Gözleri sert ovalamak veya kaşımak, göze zarar verir. Kaşıtınız olduğunda doktorunuza başvurun.
  9. Yeterli uyuyun: Yetersiz uyku vücudumuza zarar vermenin yanı sıra göz kuruluğunu artırabilir ve göz seğirmesine yol açabilir.
  10. Yılda bir kez göz muayenesi olun: Göz sorunlarının, erken tanı ve tedavisi önemlidir. Özellikle çocuklar göz problemleri olduğunu fark etmeyebilir veya dile getirmeyebilir. Düzenli göz muayeneleri aksatılmamalıdır.

Ocak 2025