ORIGIN OPTİK
Emsalsiz ve Benzersiz
Dünya trendlerini ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek, birlikte yol aldığımız mağazaların bir nevi marka danışmanı gibi davranmaya çalışıyor ve onları uzun vadeli iş ortakları olarak görüyoruz.
Hoş geldiniz Sayın Zeki Doğan ve Sayın Mert Korkmaz. Kendinizi tanıtarak sektöre ne zaman ve nasıl giriş yaptığınızdan okurlarımıza bahseder misiniz?
ZD: Merhabalar, sektöre başlangıcım 2009 yılında olmuştur. Ortağım Mert ile çocukluk arkadaşı olarak hemen hemen aynı dönemlerde ve aynı firmalarda çalışarak sektördeki maceramız başlamış ve devam etmiştir. Sektördeki serüvenim, ilk olarak İşbir Optik Ege bölgesinde satış temsilcisi olarak başlayıp, yine aynı firmada, Ankara merkezde çeşitli yöneticilik pozisyonlarında görev almam ile devam etmiştir. Daha sonrasında ise 2012 yılı itibari ile Beta Optik’de Türkiye Satış Müdürü olarak başlayan ve devam eden 7-8 yıllık bir serüveni noktalayıp, aslında sektörde kulvar değiştirerek, çerçeve alanında kendi şirketimizi kurmaya karar verdim ve Origin Optik’i hikayesi bu şekilde başladı.
MK: Merhabalar, ben de İşbir Optik firmasında 2010 yılı itibari ile ortağım Zeki gibi Ege bölgesinde satış temsilcisi olarak göreve başlayıp, yıllar içerisinde Ege bölge müdürlüğü görevini üstlendim. Daha sonrasında 2016 yılı itibari ile Beta Optik firmasında Ege bölge müdürü olarak başlayan yolculuğumu, 2020 yılında sonlandırdım. Yıllar içerisinde edindiğimiz tecrübe ile aynı sektörün farklı kulvarında, hayalimizin peşinden koşmaya karar vererek Origin Optik’i kurduk.
Uzun yıllar edindiğiniz deneyimler doğrultusunda kendi firmanızı kurmak adına sizi harekete geçiren unsur neydi?
Yıllarca birçok farklı pozisyonda çalışmanın getirdiği bilgi birikimi ve piyasa dinamiklerini yakından tanıyor olmamız bize sektördeki ihtiyaçları, talepleri ve en önemlisi eksiklikleri iyi gözlemleyebilme şansı sundu. Son dönemlerde büyük grupların agresif ve çoğulcu yaklaşımları kadar kendi alanında benzersiz tasarımlara imza atan yeni çerçeve üreticilerinin de yükselişte olduğunu fark edince bu konuda araştırmalara başladık. Süreç bize şunu gösterdi ki; butik hizmet veren konsept mağazalar, hikayesi olan tasarımcılar markalar ve modeller ile hizmet veriyorlar. Bizim firmamızı kurarken bizi heveslendiren en önemli unsur, bu tarz markalar ile sektöre hizmet verme isteği oldu.
Pandemi sürecinde kurulan bir firma olmanıza rağmen sektörde oldukça başarılı oldunuz. Bu süreçte nasıl bir strateji uyguladınız?
Çok teşekkür ederiz bu değerlendirmeniz için. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, daha henüz kendimizi çok yolun başında görmekteyiz. Tüm dünyada oldukça sancılı geçen pandemi sürecinde, yeni bir şirket kurmuş olmamızı ilk zamanlar şansızlık olarak değerlendiriyorduk. Yaşanılan süreçte en zor anlarda neler yapılması gerektiği ile alakalı oldukça tecrübe edindik diyebiliriz. Bu durumu avantaja çevirmenin keyfini yaşıyoruz diyebiliriz. Kulvarları ve yönetimleri birbirinden iki farklı marka ile çalışıyoruz. Her iki markamızın da birbirileri ile asla kesişmeyen ayrı çizgileri ve hikayeleri var. Butik bir anlayışla kurduğumuz firmamızda, bizimle aynı felsefede olan markaların temsilciğini yapmak en büyük avantajımız. Yatay büyüme diye tabir edilen stratejiden ziyade biz dikey büyüme diye bilinen, karşılıklı büyümeyi sağlayacak, daha uzun vadeli ilişkilere önem veren, bir bütün halinde hareket etmeye çalışıyoruz. Bizim de bir çok firma gibi en önceliğimiz bayilerimize profesyonel, kaliteli, güvenilir hizmet ve geriye dönük servis vermektir. Ancak tam da burada bizi rakiplerimizden ayıran en önemli özellik, amatör ruhumuzdaki samimiyeti ve aile hissini kaybetmeden verdiğimiz hizmet anlayışıdır.
Origin Optik’in temel değerleri ve misyonundan bahsedebilir misiniz?
Bir önceki sorunuzda temel stratejimizden bahsetmiştik. Aslında bizim temel değerler olarak gördüklerimiz, temel stratejimizin de ana hatlarını oluşturmaktadır. Değerleri üzerine inşa edilen her yapının çok çalışarak başarılı olacağına inananlardanız. Kendimize edindiğimiz misyon; özellikle hizmet verdiğimiz Türkiye pazarındaki en önemli butik marka distribütörlerinden birisi olmak ve kendisini bu alanda ispatlamaya çalışan bir çok perakende mağazasının ilk aklına gelebilecek ürünlerin istribütörlüğünü üstlenmektir. Aslında firmamızın isim hikayesi de buradan gelmektedir. Origin kelimesi kök olarak emsalsiz ve benzersiz anlamında kullanılmaktadır. Firma olarak sloganımız da “Frames with impressive story.” (etkileyici hikayesi olan çerçeveler) Çünkü bizim misyonumuzdaki en temel nokta, müşterilerimize sunduğumuz her ürünün arkasında mutlaka iyi bir hikayesi olmasıdır.
Şu anda Origin Optik bünyesinde Lunor’un Türkiye distribütörlüğünü yapmaktasınız. Markanın konsepti ve hitap ettiği müşteri portföyü hakkında bilgi verebilir misiniz?
Lunor tüm dünyada literatüre geçecek kadar oldukça kıymetli ve değerli bir marka olmasına rağmen maalesef Türkiye’de bazı bölgelerde zayıf. Bunun sebebi daha öncesinde uzun yıllar exclusive (özel) olarak, sadece bir zincir mağazalar bünyesinde satışı gerçekleştirilen bir marka konumundaydı. Origin Optik aracılığı ile artık toptan olarak Türkiye’de bir çok sahaya sunulmuştur. Lunor marka ismi “lunette d’or” Fransızca altın gözlük anlamına gelen kelimeden türemiştir. İlk olarak el yapımı altın gözlükler üreterek serüvenine başlamış ve el yapımı gözlükler üretmeye devam etmiştir. Lunor yıllık koleksiyon hazırlayan bir firma değildir. Trend ve moda akımları ile ilgilenmeyen, tam tersi klasik, vintage ve retro çizgilerin hakim olduğu ürünler üretmektedir. Lunor markasını entellektüel ve aristokrat kesime hitap edebilecek, klasik, vintage ve retro çizgilerin hakim olduğu bir marka olarak özetleyebiliriz. Gözlükler artık altın değil ama aynı bir el yapımı altın gözlük üretirmiş gibi 200 farklı proses uygulayarak ve hiçbir seri üretim parçası kullanmadan (her parça o model için özel üretim olarak tasarlanıyor) tamamen el yapımı gözlük üretilmektedir.
Lunor ve Tidou dışında hangi gözlük markalarıyla işbirliği yapıyorsunuz? Önümüzdeki süreçlerde başka markalarla da anlaşmayı düşünüyor musunuz?
Geçtiğimiz yıl Bausch Lomb güneş gözlükleri ile alakalı konsept bir projemiz olmuştu. Önümüzdeki yıl için bu projenin devamı ile alakalı görüşmelerimiz devam etmektedir. Ayrıca portföyümüze bir güneş gözlüğü markası daha ilave etmek istiyoruz. Bu konuda aceleci değiliz. Bizim için portföyümüzdeki marka sayısı değil, markaların birbiri ile çakışmaması ve aynı bir puzzle’ın parçaları gibi birbirini tamamlaması önem arz etmektedir. Umut ediyoruz ki, önümüzdeki yıllarda birbirinden bağımsız ve zevkli gözlüklerden oluşan markalarımız portföyümüzde yer alsın. Bunun için çalışıyor ve tüm dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmeye çalışıyoruz.
Origin Optik olarak 2022 hedefleriniz nelerdir?
2022 için bir çok hedefimiz var. Bunlardan en önemlisi geçtiğimiz iki yıl boyunca Pandemi sebebi ile ulaşamadığımız bölgelere markalarımız tanıtmak. Markalarımızı alabilecek ve tüketici ile buluşturacak birçok mağazaya halen ulaşamadık. 2022 yılı sonu itibari ile tüm Türkiye’ye ulaşarak bayilik ağımızı genişletmek istiyoruz. Her ilde mutlaka bir noktamız olması konusunu oldukça önemsiyoruz. Çünkü yapı ve felsefemiz gereği aynı lokasyonda çoklu bayilik ağı değil, dağıtılmış ve aralıklı olarak Türkiye’nin her bölgesine ulaşmayı başarmış bir firma pozisyonunda olmayı tercih ediyoruz. 2022 yılının ikinci yarısı itibari ile özellikle bayilerimizi oldukça memnun edeceğini düşündüğümüz sürpriz uygulama ve çalışmalarımızı devreye alacağımızı da sizin aracılığınız ile paylaşmak isteriz.
Yurtdışı fuarlarını takip ediyor musunuz? Uluslararası fuarların pandemi nedeniyle yapılamaması ya da dijital platformda gerçekleştirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Pandemi döneminde fuarlar gerçekleşmediği için bizde ne katılımcı ne de ziyaretçi olarak fuarlarda bulunamadık. Fuarlar bizim gibi distribütör firmaların bir nevi hayat ve can bulduğu alanlardır. Dijital ortamlarda birçok konu işlenebilir ama mevzu bahis bizim yaptığımız iş kolu ise mutlaka ürüne dokunabilmek, onu hissetmek büyük önem arz ediyor. Umut ediyoruz ki, artık bundan sonraki süreçte fuarlar yapılabilir ve bizlerde keyifle, yeni dünya markalarını hem daha hızlı, hem de daha yakından tanıma fırsatı buluruz. Dijital ortamların bu anlamda belli bir noktaya kadar bunu karşılayabileceğini bizzat tecrübe ederek gördük maalesef, fiziki olarak yapılan organizasyonların yerini kesinlikle tamamlayamıyor diye düşünüyoruz.
Bayileriniz için satış esnasında ve satış sonrasında sağladığınız desteklerden biraz bahsedebilir misiniz?
Bizler tüm satış organizasyonumuzu, markalarımızın perakende mağazalara sağlayacağı, katma değeri düşünerek hazırlıyoruz. Bu anlamda satış esnasında öncelikle şunu iddialı olarak belirtebiliriz ki, her bir modelin, serinin veya teknik ayrıntının özellik – avantaj – fayda denklemini mümkün olan tüm ayrıntıları ile anlatarak ürün sunumlarımızı gerçekleştiriyoruz. Önemli olan bizim ürünü bayiye satmamız değildir. Buradaki en önemli süreç, bayilerin ürünleri tanıyarak, nasıl ve hangi detaylara değinerek sunacağıdır. Bir çok cam firmasının yaptığı gibi bizde ürünlerimizi tanıtıcı sunumlar hazırlıyoruz. Hatta yakında her iki markamız için mağazalarda yaptığımız sunumu, yazılı olarak hazırlanmış prospektüs benzeri bir çalışma hazırlıyoruz. Bununda sonrasında mağazadaki satış hızını ölçmemiz ve verimliliği arttırabilecek çözümler sunmamız, Origin olarak en fark yaratan desteğimiz olarak özetleyebiliriz. Ayrıca vitrinlerde ve mağaza içinde ilgi çekebilecek şekilde yer almayı önemsiyoruz. Bu anlamda hem görsel çalışmalarımız, hem de vitrin POP materyallerine ve uygulamalarına ciddi bütçe ayırmaktayız. Satış sonrası hizmetlerimizde ise, öncelikli hedefimiz tabii ki çok daha az sorun ile karşılaşacağımız markaları portföyümüzde bulundurmaktır. Sonrasında arızalı ürünlerdeki termin sürelerini kısaltmak için farklı çözümler geliştiriyor ve en fazla 1 hafta içinde çözüm üretebiliyoruz diyebilirim.
Türkiye optik sektörünün yakın geleceği hakkındaki değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?
Türkiye optik sektörü özellikle son dönemlerde yaşanan kur dalgalanması ve enflasyon ile beraber gelen fiyat artışlarını maalesef istenilen seviyelerde fiyatlarına yansıtamadı. Bunun sebebi olarak ise pandemi sürecindeki tüm piyasalarda yaşanan daralma, optik sektöründeki mağazaların stoklarını eritmesi ile geçici bir nefes alma mücadelesine dönüşmüştür. Kısa vadeli olarak sektörün, değişen fiyat mekanizmalarına hakim olması gerekecektir diye düşünüyoruz. Satış fiyatları ile maliyet denklemini tam yönetemeyen mağazaların sıkıntı yaşayabileceği yüksek ihtimal dahilinde olacaktır. Yakın gelecekte hem toptan, hem de perakende ayağında bazı dengelerin ve pazar paylarının değişebileceğini ve değişen ticaret düzenine ayak uyduranların daha konforlu bir alanda servis hizmet vereceği kanaatindeyiz.
Satış ağınızdan ve ağınızı geliştirme planlarınızdan bahsedebilir misiniz?
Hedef odaklı bir satış operasyonu yönetmeye çalışıyoruz. Aslında daha önceki sektörel tecrübemiz, bu anlamda bize sahayı daha yakından tanıma fırsatı sundu. Bunu en iyi şekilde kullanarak, daha önce tanışmadığımız birçok perakende mağazası ile alakalı bilgi ve birikimimiz mevcuttur. Zaman ile yarışıyoruz diyebiliriz. Şu ana kadar bayilik sistemine dahil ettiğimiz müşterilerimizin büyük çoğunluğu, aslında temsilciliğini yaptığımız markalara istinaden, kendi hedef listemizde yer alan mağaza ve işletmelerdi. Kısa vade de satış ekibimize dahil edeceğimiz yeni arkadaşlarımız ile de daha hızlı ve etkin bir şekilde, yurdun her köşesine dokunmayı amaçlıyoruz.
2013 yılından beri gerçekleştirilen ve dünya çapında birçok firmanın buluşmasını sağlayan Silmo İstanbul Optik Fuarı hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?
Sektör ile ilk tanıştığım zamanlarda maalesef fuar yapılmıyordu. Tabii bir sektörün fuarının olmayışının ne kadar o sektöre zarar verdiğine şahit olduk. Fuar organizasyonunun ne denli önemli olduğunu çok iyi biliyor ve önemsiyoruz. Tüm sektör paydaşlarının aynı çatı altında buluşmaları, sektöre müthiş bir katma değer sağlamaktadır. Bu anlamda da dünyaca ünlü Silmo organizasyonunu Türkiye’ye getiriyor olmanızdan dolayı teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz.
Optik magazin dergisi ‘4 your eyes’ hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Derginin sektöre ne gibi yararları olduğunu düşünüyorsunuz?
Öncelikle tüm 4 your eyes ekibine, bizim gibi yeni girişimcilerin, sektöre seslerini duyurmasına yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederiz. Tüm sektörün yakından takip ettiğini düşündüğümüz, en güncel dünyadaki gelişmeleri aktarmanız, firmaların kendilerini ifade etmek ve tanıtmak için kullandığı, perakende ayağında ise, kendini geliştirme derdinde olan tüm meslektaşların zevkle okuduğu bir mecrayı yönetiyorsunuz. Sektör adına bu denli kapsayıcı başka bir dergi platformu olmadığını da düşünürsek, şu an sektöre sunduğunuz servis ve hizmet oldukça takdire layıktır. Başarılarınızın devamını dileriz.
Eylül 2021